Başbakan Erdoğan, Bursa'da partisinin mitinginde sözlerine Niğde'den gelen acı haberle başladı. Niğde'de 1 asker ile bir polisin şehit olduğu, aracı gasp edilen sürücünün de yaşamını yitirdiği saldırı için 'terör eylemi' diyen Başbakan Erdoğan, ''Üç saldırgandan ikisi sağ olarak yakalandı, biri de yoğun şekilde aranıyor'' dedi.

Başbakan, Bursa'da şunları söyledi:

Niğde’den acı bir haber aldım. Jandarma ve polisimize alçakça bir terör eylemi yapıldı. İki askerimiz ve bir polisimiz şehit oldu. (İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada bir asker ile polisin iehit olduğu, aracı gasp edilen sürücünün de yaşamını yitirdiği açıklandı.) Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına baş sağlığı mesajı iletiyorum. Üç saldırgan da, iki sağ olarak yakalandı, biri de yoğun şekilde arıyor. Saldırganların ağır durumda olduklarını söylediler.

Bu olayı tabi size burada anlatmak ağır ama, başbakanın böyle bir şeyden haberi yok mu denmemesi için, bunu her zaman, yüreğimizin nerede çarptığını hatırlatmak için anlatmak istedim.

NİYE KENDİ ÜLKENDE İNZİVAYA ÇEKİLMEDİN

Tek ceketim var deyip, o ceketin içine dünyayı sığdıranlara milletim itiraz ediyor. Pensilvanya’da inzivaya çekildim deyip, oradaki malikanesinden Türkiyemi karıştıranlara milletim itiraz ediyor. Ne diyor “Pensilvanya’da inzivaya çekildim” Yahu neden kendi ülkende inzivaya çekilmedin? Niye Pensilvanya? Bu nasıl bir inziva? İnzivadayım diyor, holding yönetiyor, şirket yönetiyor, milyarlarca doları yönetiyor. Türkiye’de insanların telefon konuşmalarını dinliyor, hatta yatak odalarını izliyor. Spordan darbelere, hukuktan siyasete, atamalardan görev almalara kadar her meseleye müdahale ediyor.
Mehmet Selami Şimşek adında Sakarya’da bir gönül insanı yetişti. Ömrünü talebe yetiştirmeye adamıştı. Karşılık beklemeden tamamen hak için halk için çalıştı, geride şerefli bir isim bırakarak hakkın rahmetine kavuştu. Ne diyordu Şimşek, burası çok manidar
“Hakikatler yapraklarını hiçbir sonbaharın dökemediği asırlık ağaçlardır. Ölçüleri yanlış olanların bütün ölçümleri de yanlış olur” diyordu.

HADİ ORADAN CANIM

İşte bu Pensilvanya’daki zat, hakikat asırlık çınarların yapraklarını dökebileceğini zannetti. Yanlış ölçülerden yola çıkarak yanlış hesaplar yaptı.
“Hoca efendi dediyse bir keramet vardır” Hadi oradan canım. Allah’ın hükmünün üzerinde hiçbir hüküm yoktur. Yani o yanlış yapmıyor mu? Onun her söylediği doğru mu? Geç bunları geç.

HOCA MISIN, İSTİHBARAT ŞEFİ MİSİN

Bir Başbakan’ı dinleyemezsiniz, cumhurbaşkanını dinleyemezsiniz, bakanları dinleyemezsiniz. Ama bunlar dinlediler. Dün akşam bunları açıkladım. Bunlarda ahlak diye bir şey yok. Seviye diye bir şey yok. Bunlar insanlıktan nasibini almamış.
Bunu dini olarak otoritelerle konuştum, biraz da biliriz. Bir Müslüman bir Müslümanı dinleyemez, gözetleyemez. Yahu bunlar bunu yaptı. Neymiş hoca efendi. Hoca efendi diyor ki, gece yarısı diyor, bir alüfteyi bir siyasiye muhatap edeceklerdi. Hemen aradım onunla bir araya gelmesini engelledim diyor. Sen bir hocaefendi misin istihbarat şefi misin? Nesin sen ya, nesin sen. Yahu bunlar bir şantaj şebekesi.
10-15  yıl önce benim bir saygım vardı, ama saygımı kaybettim. Gece beddua seansları yapıyorlar. Allah ıslah etsin ya.

EY GÜLEN, O 9 ŞEHİDİMİZE AĞLADIN MI?

Ey Fethullah Gülen, o 9 tane şehidimizle ilgili ağladın mı? Onların vurulmasını haklı çıkaracak açıklamalarda bulundular. Suriye’deki mazlumların lehine bir açıklama duydunuz mu?  Filistin’deki Gazze’deki kardeşlerimizle ilgili hepsi aleyhte. Lütfen buraya gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Samimi dürüst olan kardeşlerimiz de var. Maalesef oraya inanmışlar. Başınızı iki elinizin arasına alın bir düşünün. Yahu bu adam Suriye’deki 160 bin mazlum kardeşimiz şehit edildi, bunlar için niye ağlamıyor? Mısır’da Sisi’nin tanklarıyla öldürülen kardeşlerimiz, Esma yavrumuz için niçin ağlamıyor?

İNLERİNE GİRECEĞİZ İNLERİNE

Dün geceki TRT’deki yayından sonra, Türkiye’de okuyan yurtdışından gençler yanımıza geldi. Myanmar’lı bir genç sarıldı hüngür hüngür ağlamaya başladı. Dışişleri bakanım, eşim, Myanmar’a gitmişlerdi. Ve ya bizi bırakma diyor. Ama bunların kılı kıpırdamıyor. Sen o topladığın zekatları, kurbanları ne yaptın ya? O milyarlarca dolarları ne yaptın ya? Bunların hesabını soracağız, bunu bırakmayacağız. İnlerine gireceğiz inlerine.

BUNLARIN YALANLARINI DİNLEMEKTEN BIKTIM

Bahçeli, okyanus ötesinin şerefsizlikleri diyerek ağır ithamlarda bulundu. Şimdi beraberler. Ama aynı MHP okyanus ötesinin ceketinin altına girmiş durumdalar.
Sakarya’ya geldi, burada mı yaptı mitingi? Diyor ki, AK Partili belediye buraya bir otopark yapmamış diyor. Fakat bu CHP’nin belediye başkanına da yazıklar olsun. Yahu demek ki onlar da söylemedi. Yahu kulağına fısılda be. Şuranın altı otopark be otopark. Yani mitingi yaptığı yerin ne olduğundan haberi yok.

En önemli mesleği yalan. Bunlarda fitne fesat yalan var. Fetvayı nerden almışlar? Pensilvanya’dan. Orda da aynı şekilde takiye yalan var iftira var. Hatta göreve geldiği andan itibaren 'Çarkçı Kemal' dediler. Sakarya’nın Çarkçı Caddesiyle alakası yok ha karıştırmayalım. Ben artık bıktım bunun yalanlarını dinlemekten.
2011’de bir TV kanalına çıktı. Seçimlerde yüzde 40’tan az oy alırsak, başarısız olursak hadi bana eyvallah diyor, istifa edeceğini söylüyor. Ne kadar oy aldı? Yüzde 26. İstifa etti mi? Etmedi. Bugüne kadar söylediği doğru tek bir şey var. “Yalancıdan başbakan olmaz.” O doğru.

NEREDESİN ŞİMDİ?

Önceki gün CHP’nin Genel Müdürü Akşehir’e gitmiş. Sürekli Dersimliyim demekten kaçıyor, çünkü orada katliam yaptılar. Sadece Dersim’e gittiğinde hatırlıyor. Onun dışında Akşehir’liyim diyor. Akşehir’i il yapacağım diyor, hızını alamıyor mazotu 1,5 lira yapacağım diyor, her aileye maaş bağlayacağım diyor.

Sakarya’dan bir ara böyle bir politikacı çıkmıştı. O da ne diyordu? Mazotu bir liraya düşürecekti, çaldı çırptı bu ülkeyi soydu. Kaçıp gitti. Neredesin şimdi? Paris’te.
Mersin’de diyor ki, AK Partili belediyeleri alacağız, bunların içerisinde Mersin çok önemli diyor, ya halbuki Mersin CHP’li belediye. Mersin Güneydoğu’nun incisidir diyor. Böyle güzel sahil başka yerde yok diyor. İnsaf yahu. Mersin’le ne alakası var ya.

ÇARKÇI KEMAL

Bugün Pensilvanya’nın yanında olan medya “Kaosa kalkan 411 el” diye yazdılar. Hatırlıyorsunuz değil mi? Katsayı vardı biliyorsunuz, kalktı mı? İstediği üniversiteye yavrularımız gidebiliyor mu? İstediği devlet dairesinde çalışma şansı var mı? Kılıçdaroğlu geçenlerde bir yalan daha söylüyor. Başörtüsü sorununu ben çözdüm diyor. Diyorum ya Çarkçı Kemal. Artık bu ülkede başörtüsüyle ilgili sorun kalktı da, başıaçık-başıörtülü kardeşim arasında düşmanlık mı var? Normalleşme bu ya. Bunlar çok zulmettiler ya. 15 yıl okullara gidemediler.