İsviçreli banka Credit Suisse ve London School of Economics, 23 ülkenin 114 yıllık piyasa verisine bakarak gelişen ülkelerdeki çalkantıların gelişmiş ülkelerde toparlanmayı tehdit etmeyeceği kanısına vardı.

YAYILMA RİSKİ YOK

"Küresel ekonomi, Wall Street ve Avrupa borç krizinden etkilendi, bu krizler bulaşıcı oldu" diyen araştırma gelişen ülkelerde çıkan krizlerin yayılma riskinin olmadığını saptadı.

BORSA KAZANDIRDI

Ülkelerin ekonomik büyümesi ve borsa performansı arasında negatif bir bağ olduğunu saptayan "Küresel Yatırım Yıllığı 2014 Raporu"na göre, borsa 1900-2000 arasında tahvilden daha çok kazandırdı Uluslararası borsaların yıllık ortalama yüzde 5,2 prim yaptığını hesaplayan araştırmaya göre tahvil getirisi yıllık ortalama yüzde 1,82de kaldı. Gelişmiş ülke borsalarında ortalama kazanç yıllık yüzde 8,3 yükselirken gelişen ülkelerde oran yüzde 7,4 oldu. 2000'den bu yana borsalarda kayıp on yıl yaşandığını belirten rapora göre, internet balonu, konut kredisi krizi ve borç krizleri ile tahvil hisse senetlerinden daha çok kazandırdı. 2000-2014 arasında Credit Suisse-LSE araştırması küresel tahvil getirisinin ortalama yıllık yüzde 5,3, borsaların ise yüzde 1,7 olduğunu hesapladı.

DİKKAT ÇEKİCİ TANIMLAMALAR

Raporda ayrıca ülkeler için kullanılan tanımlamalar da dikkat çekici. Araştırma ABD’yi finansal süper güç, İngiltere’yi küresel merkez olarak tanımladı. Rapora göre, Avustralya şanslı ülke, Avusturya kayıp imparatorluk, Kanada ise kaynaklar ülkesi. Danimarka araştırmada en mutlu ulus olurken, Çin yükselen enerji, Almanya ise Avrupa’nın lokomotifi olarak anıldı. Güney Afrika raporda altın fırsatlar ifadesiyle tanımlanırken İspanya Latin Amerika’nın anahtarı olarak görüldü.