Erdoğan'dan bomba röportaj!
Tarih: 11 Şubat 2014 - 07:44
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, El Cezire'ye konuştu. Yolsuzluktan, cumhurbaşkanlığına kadar pek çok konuya değindi...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe'deki ofisinde Al Jazeera'den Jamal Elshayyal'e konuştu. Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan Kürt sorununa, Gezi Parkı eylemlerinden cumhurbaşkanlığı seçimlerine pek çok konuda soruları yanıtladı.
İşte o röportajın ilk bölümü...
YOLSUZLUĞA BULAŞILDI MI
Al Jazeera: Hükümetinizin ekonomik başarısının ardında yolsuzlukla savaş olduğunu söylediniz. Ama Türkiye son yılların en büyük yolsuzluk soruşturmasıyla yüzyüze geldi. Bakanların adı karıştı, ayakkabı kutusunda milyon dolarlar bulundu, siyasiler güçlerini kötüye kullanmakla suçlanıyor. Yolsuzluğa bulaşmış bir hükümete mi başkanlık ediyorsunuz?
Recep Tayyip Erdoğan: Aslında şu anda hükümetimiz art niyetlerle hazırlanmış bir senaryoyla karşı karşıya. Bu senaryo ne yazık ki tamamı ile hükümetimize bir darbe yönelimine ait bir senaryo ve bu senaryo tutarlı değil. Söylenenler, iftiralar... Hiçbirisinin devletin kasasından alınan ve çalınan herhangi bir şey olmadığına kesinlikle inancım var. Bizi şu ana kadar başarılı bir şekilde getiren süreç de budur.
Biz yola çıkarken bir şey söyledik. 3 Y ile bizim mücadelemiz olacak. Bunun bir tanesi yolsuzluktur, bir tanesi yasaklardır, bir tanesi de yoksulluktur.
Biz yolsuzluk ile vermiş olduğumuz bu mücadele neticesinde Türkiye’yi milli geliri itibarı ile ekonomik alanda birden 3 kat arttırmak suretiyle bu noktaya getirdik. Bizim milli gelirimiz 230 milyar dolardı. Ama şu anda 800 milyar doları aşmış vaziyetteyiz. Yolsuzlukların olduğu bir hükümet buralara gelebilir mi?
Bir diğer çok önemli konu, Türkiye’nin ihracatı 36 milyar dolardı. Şu anda 152 milyar dolara geldi. Çünkü biz ihraca yönelik bir ekonomi anlayışını sürdürdük.
Türkiye borçlarını ödemede iyi bir konuma geldi. Bizim kamu net borç stokumuz milli gelire oranla yüzde 73’tü. 100 liranın 73 lirası borçtu. Şu anda ise yüzde 35’e düşmüş vaziyette. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunu yapabilir mi?
Mesela devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü. Şu anda tek haneli rakama düştü. 4,6’ya kadar düşmüştü. Maalesef son gelişmeler nedeniyle 10’a kadar yükseldi. Fakat bu tekrar inanıyorum ki daha aşağı seviyelere düşecektir.
Tabii 2013’ün ilk 3 çeyreğinde Türkiye’nin büyüme oranına baktığımızda yüzde 4. Bu önemli bir şey. Yıl sonu itibarı ile Türkiye’nin büyüme oranının 3,8 olarak tamamlanacağına inanıyorum.
AYAKKABI KUTUSUNDAKİ PARALAR
Dolayısıyla bizim iktidarımız, hükümetimiz, kesinlikle yolsuzlukların hükümeti değildir. Bu bir iftiradır. Bunun bedelini bu iftirayı atanlar ödeyeceği gibi, muhatap olanlar da yasalar içerisinde halleder.
Ben yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu? Ayakkabı kutusu içerisinde söylenen olaylar, Halk Bankası’ndan alınan ya da soyulan para değildir.
Bu Halk Bankası biz iktidara gelmeden önce görev zararı kaydeden bir bankadır. Şu anda ise Balkanlar'ın, Avrupa’nın kârlı bankalarından bir tanesidir. Bunları görmemezlikten geliyorlar.
BDDK (Bankacılık Düzenlememe ve Denetleme Kurumu) gelmiştir, incelenmiştir. İncelemelerin neticesinde herhangi bir sıkıntının olmadığına dair raporunu vermiştir.
Biz buna mı inanacağız, yoksa iftiralara mı inanacağız? Bizim iftiralarla devlet yönetmek gibi bir derdimiz yoktur.
POLİSLER NEDEN GÖREVDEN ALINDI?
Al Jazeera: Bütün bu yolsuzluk soruşturmalarını kapatmaya çalışmanın yanı sıra davalarda önemli rol oynayan yüksek rütbeli polis memurlarını görevden alarak adaletin işlemesine de engel olduğunuz hakkındaki iddialara ne dersiniz?
Recep Tayyip Erdoğan: Burada bir işbirliği var. Yargının bir kısmıyla ne yazık ki güvenlik güçlerinin polis teşkilatının bir kısmının işbirliği söz konusu. Bu işbirliği ile hükümete karşı bir darbe girişiminin içerisinde bulundular.
Bunun adını ben paralel yapı, paralel yapılanma, paralel devlet olarak koydum. Bu konu ile ilgili olarak bu hukuk dışı yapılanmayla da bizim mücadele vermemiz gerekir.
Sonunda bu ülkeyi biz yönetiyoruz. Yarın halk bunun hesabını bize soracak.
Sıkıntı nerede, bunu araştırmamız lazım. Bakıyoruz ki, polisteki hazırlanan dosyalarla yargıdakiler birbirini tutmuyor.
Bir diğer taraftan da gizlilik kaydı olan bu dosyalar medyaya servis ediliyor. Bunlar yapılamaz. Bunların içerisinde çok itibarlı iş adamları, siyasiler var. Çünkü suç sabit oluncaya kadar insanlar suçsuzdur. Siz kalkıp da bir insanı suçlayamazsınız.
Diyelim ki bu insanlar Türkiye’nin en saygın iş adamları. Bu işadamları hakkında suç sabit olmadığına göre böyle bir açıklama yapıldığı zaman bu insanların finans kuruluşları nezdindeki itibarı ne olacak? Bu itibarı geri iade edebilir misiniz? Yarın bu insanlar bu işleri yine alıp götürecekler.
Mesela ben bir örnek vereceğim: Üçüncü havalimanı 42 milyar dolara mal olacak bir havalimanı. Burada biz devlet olarak para ödemiyoruz. Yolsuzluk neresinde bunu göreceğiz. Bu havalimanı 20 yıl bunlar tarafından işletilecek. 20 sene sonra bu havalimanı, devlete teslim edilecek.
42 milyar doları bu insanlar bulacaklar. İçerideki devlete ait, özele ait bankalardan kredi alarak bunu yapacaklar. Belki yurtdışından da kredi alacaklar. Ama siz bu girişimcileri böyle bir lekelemeyle, karalamayla yıpratırsanız bu insanların kredibilitesi sarsılmaz mı? Bu bir ihanet değil mi?
Bütün bu adımlar atılırken hukuk bize de hangi yetkileri verdiyse onu yapıyoruz.
Atamalarda insanların sadece yerleri değiştiriliyor. Bu insanların mesleklerine son verilmiyor. Bu atamaları yaparken de hukuk bize hangi yetkiyi veriyorsa, bu yetkiler içerisinde bunu yapıyoruz.
Biz devlet idare ediyoruz. Bunu başarılı bir şekilde idare etmeye mecburuz.
Birileri bir yanlış yapıyorsa, bu yanlış yapanları orada tutmak zorunda değiliz. Bu suistimalin hesabını bunlar birilerine vermek durumundadır.
Burada da Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) var. Yargıyla ilgili tasarrufu HSYK yapar. Oraya sevkediliyorlar ve onlar bunun atamalarını, kararını, yer değiştirmelerini yapıyor.
Ama güvenliğe gelince bizim yapma yetkimiz var. Onu da biz yapıyoruz.
TL DÜŞTÜ İHRACAT ARTTI
Al Jazeera: Ekonomik başarınızla meşhur oldunuz. Hükümetiniz döneminde GSYİH 4 kart arttı, üretim arttı. Ancak şu anda lira, son yılların en düşük seviyesini gördü. Şu anki düşüşte eylemlerinizin rol oynadığını düşünüyor musunuz?
Recep Tayyip Erdoğan: Şu anda bizim ekonomik noktada, mevcut durumda dahi herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil. Özellikle döviz kurları noktasında yaşanan bir sıkıntı olsa da normale dönmeye başladı.
Bizim tabii B planımız, C planımız da var. Şu anda süreç istediğimiz istikamette devam etmeyecek olursa o planlarımızı da devreye sokarız.
Bu tür şeylerde bir şeyi çok önemseriz. Türkiye borç alıyor mu, veriyor mu? Biz şimdi borç alan bir ülke değiliz. Kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülkeyiz.
Bakın, Türkiye yatırımlarında en ufak bir taviz vermedi. Yatırımlarına devam eden bir ülke. Bu ülke insanının huzurlu ortamını asla bozmuş değil. Aynı kararlılıkta devam ediyor.
Bizim Türk Lirası olarak da, şu anki döviz karşısındaki durum bizim ithalatımızda olumsuz bir etki meydana getirmiştir. Bu da lehte bir gelişmedir bana göre. Bu da bizim ihracatımızı arttırıyor.
Şu anda Ocak ayının ihracatı, tüm zamanların aylık ihracatı olarak rekorudur. Böyle bir noktaya geldik. Bu durup dururken olmuyor. Demek ki Türkiye aynı kalkınmasına, ilerlemesine devam ediyor. Bu da böyle devam edecek diye inanıyorum.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/erdogandan-bomba-roportaj/407585