Kılıçdaroğlu, Başbakan’a yanıt verdi
Tarih: 25 Ocak 2014 - 19:52
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Gaziantep’te yaptığı konuşmada iktidara yüklendi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın kendisinden CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül’ün “yolsuzluk dosyası”nı açıklamasını istemesini, “Bir Başbakan şantaj yapmaz. Şantaj yapıyorsa ona 'Başbakan' denmez. Elinde yolsuzluk dosyaları var da 11 yıl niye tuttun? Demek ki ortağısın” sözleriyle değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, Gaziantep The Anatolian Hotel’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
HSYK ile ilgili Anayasa değişikliği konusunda AK Parti’nin samimi davrandığına inanmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Daha önce kendilerine söyledik. Teklifi geri çekin, HSYK ile ilgili düzenlemeleri yapalım dedik, bu teklifimize ‘hayır’ dediler. Biz de ‘muhalefet yapacağız’ dedik. Gerek komisyonda gerek Genel Kurul'da, AKP’ye mensup bazı vekillerin kaba güç kullandığını gördük. Bu kaba güce Sayın Başbakan’ın sahip çıkması başlı başına bir olay. Telaşı ve paniği anlarım. Yargıyı ele geçirmek istediğini de biliyorum, yargıyı kendi emri altına almayı, kendi arzu ettiği biçimde şekillendirme amacı olduğunu da biliyorum. Ama bunlar, muhalefet yapan vekillere kaba güç uygulanması sonucunu doğurmaz. Anayasa değişikliğinde iktidarın samimi olduğuna inanmıyoruz. ‘Biz teklif ettik, muhalefet reddetti’ gerekçesinin arkasına sığınıyor, samimi bir söylem değil, Başbakan’ın söylemi” diye konuştu.
“FEZLEKELER BİR AN ÖNCE GELMELİ”
Kılıçdaroğlu, bakanlar hakkındaki fezlekelerle ilgili bir soru üzerine de, fezlekelerin bir an önce Parlamentoya gelmesi gerektiğini belirterek, “Bakanlık fezlekelerin nesini inceleyecek, yolsuzluğun boyutunu görmek için biraz zaman harcayacaklar. Seçim sonrasına ertelemeyi düşünüyorlar. Fezlekelerin bir an önce parlamentoya gelmesi, görüşülmesi, ilgili bakanların da Yüce Divan'a gitmesi gerekiyor. Bazı bakanlar, itiraflarına yeni itiraflar ekleyebilirler. Erdoğan’ın bu işin baş sorumlusu olduğunu söyleyebilirler, Erdoğan’ın paniği de bundan kaynaklanıyor” dedi.
Başbakan’ı devleti kendi çıkarı için kullanmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, “Havuzlu villa için valiyi feda eden bir Başbakan düşünebiliyor musunuz? Vali itiraz etti yasal görevini yaptı diye havuzlu villaya valiyi satacak. Kendi valisini satan kişiye dünyanın hiçbir yerinde başbakan denmez. Onun adı çıkarcıdır” diye konuştu.
BAŞBAKAN’A SARIGÜL YANITI
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın kendisine “Sana Pazar gününe kadar müsaade. Eğer Pazar gününe kadar sen, İstanbul Büyükşehir adayın ile alakalı o yolsuzluk klasörünü açıklamazsan, ben CHP’nin özet raporunu kendim açıklayacağım” diye seslenmesini şu ifadelerle değerlendirdi:
“Bir Başbakan şantaj yapmaz. Şantaj yapıyorsa ona başbakan denmez. Elinde yolsuzluk dosyaları var da 11 yıl niye tuttun? Demek ki ortağısın. Sıkışınca muhbir olarak ortaya çıkıyor, muhbir başbakan portresi çıktı şimdi karşımıza. Bana süre veriyormuş, ne süresi veriyor, başbakansan çıkarsın açıklarsın. Benimle ilgili iddialarda bulundu; al dosyaları gel. Hırsızlar cesur olmaz. Yürekli olmaz. Hırsızdan adam çıkmaz. Bir ülkenin başbakanı ona hamilik yapıyorsa ona da başbakan denmez. Gönder müfettişlerini, gönder elemanlarını her şeyi ortaya koysunlar. ‘Yargıç, savcı niye bizi inceliyor’ diye özel bir suçlama yapmadık. Hesap vermeyi olağan bir görev kabul ettik. Çık televizyonun karşısına sen başbakansın. Dosyaları alırsın, televizyon kanalında teker teker koyarsın, niye cesaret edemiyor çünkü yalan söylüyor. Bir başbakana yalan söylemek yakışmaz.”
“AR DAMARI ÇATLAMIŞ İNSANLARA NE SÖYLEYEBİLİRSİNİZ?”
Kılıçdaroğlu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın da doğrudan yolsuzluk olayına müdahale ettiğini savundu. Kılıçdaroğlu, “Vali ‘Ankara’dan talimat geldi’ diyor, müsteşar telefon ediyor, vali telefon ediyor, emniyet müdürü telefon ediyor, adalet bakanı telefon ediyor. ‘O dosyayı o savcıdan al, sen bak o dosyaya’ diyor. Bu doğrudan soruşturmaya müdahaledir. Sağlıklı işleyen demokraside ne o müsteşar ne o bakan koltukta kalamaz. Ar damarı çatlamış insanlara ne söyleyebilirsiniz, ahlak kavramını içselleştirmemiş birine ne söyleyeceksiniz” ifadelerini kullandı.
“TÜRGEV RÜŞVETİN MERKEZİDİR”
Meşruiyeti sorgulanan bir hükümetle karşı karşı olunduğunu söyleyen CHP lideri, “Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kapatmak isteyen bir partiyle ne yapacağız biz? Silah kaçakçılığı yapan, devletin en saygın kurumuna silah kaçakçılığı yaptırtan bir başbakana ne söylenir? Çocuklarının hesabını veremeyen, hukuk sistemini kendi çocuklarına göre oluşturmaya çalışan bir başbakana ne diyeceksiniz? Çocuğunun başında olduğu TÜRGEV rüşvetin merkezidir. TÜRGEV, bütün kayıtlarını kamuoyuna açsın, bütün kayıtlarını. Başbakan kasetlerden söz ediyor, internete girmiyor mu başbakan, dünya kadar konuşma var” diye konuştu.
“TÜYÜ BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKINI YİYEN VATAN HAİNİDİR”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın TÜSİAD Başkanı’yla ilgili sözlerine ilişkin ise “Bir ülkede hukuk olmazsa, o ülkeye yatırımcı gelmez’ diyen bir insanı vatan hainliği ile suçlamak amacını çok çok aşan bir cümledir. Vatanseverlik Erdoğan’ın tekelinde değildir. Vatan haini olarak suçlanacak birisi varsa tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler vatan hainidir. Rüşvet ve yolsuzluk dosyalarını kapatanlar vatan hainidir.
CHP lideri, HSYK düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçen 21 maddesini Anayasa Mahkemesi’ne götürüp götürmeyeceklerinin sorulması üzerine de, “Anayasa’ya aykırı olan her uygulamayı Anayasa Mahkemesi’ne götürürüz. Yapmazsak görevimizi yerine getirmemiş oluruz. Muhalefet olarak görevimiz hukukun üstünlüğünü sağlamak” diye konuştu.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/kilicdaroglu-basbakana-yanit-verdi/406500