El Erian, CNBC.com için özel bir makale kaleme aldı. El Erian, bu yılın 2013’e göre geride bıraktığımız yıldan daha iyi olacağını ancak küresel ekonominin düzlüğe çıkacağı bir yıl olmayacağını belirtti.
İYİLEŞME İŞARETLERİ
El Erian, “Henüz Ocak ayının ortasında olmamıza rağmen, 2014 küresel ekonomi için bir yıl olacağının sinyallerini verdi. Belki de 2008’deki küresel krizden bu yana en iyi sene olacağı mesajlarını alıyoruz” dedi. Gelişmiş ülkelerde büyümenin ivme kazandığına işaret eden El Erian, ekonomik durumun dengelenmeye başladığına, işsizlik oranlarının dünya genelinde düşüş göstermeye başladığına dikkat çekti. El Erian, sağduyulu denetimler ve düzenlemelerle olası finansal krizlerin azaltıldığını, büyük şirketlerin ellerindeki nakitleri fabrika, ürün ve insanlara yatırım için kullanacağı yönündeki umutların arttığına işaret etti. Ekonomist, iyileşen ekonomik verilerin merkez bankalarının para politikalarını normalleştirme yönünde önlerini açtığını da ifade etti.
BAZI ŞEYLERİ SÖYLEMEK İÇİN ÇOK ERKEN
El Erian, “Bu bahsettiğim şeylerin hepsi güzel ve sevindirici haberler. Şüphesiz gelişmiş ülkelerdeki ekonomilerde borsalar yükseldi ve bu ay hem Avrupa hem de ABD’de borsalarda rekorlar görüldü. Bütün bunlara rağmen, Batı’da ekonomilerin uzun süredir devam eden ekonomik durgunluğu geride bıraktığını söylemek için çok erken” diye konuştu.
UMUTLANMAMAK İÇİN 6 NEDEN
El Erian, her şeyin geride kalmadığına işaret eden altı neden olduğunu söyledi ve nedenleri şöyle sıraladı:
1-Küresel ekonomik iyileşme her ne kadar iyileşse de gelişmiş ülkelerdeki genç işsizlik ve uzun süredir devam eden yeni istihdam yaratamama sıkıntısı aşacak güçte değil.
2-Fed’in politika değişikliği.
3-Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerde hala merkez bankası politikalarından etkilenen sermaye akışlarını yönlendirecek siyasi dengeyi kazanmadı.
4-Washington’daki hükümetin kepenk kapatmasına neden olan siyasi kutuplaşmanın sona ereceğine yönelik kesin bir işaretin gelmemesi.
5-Her ne kadar Avrupa’nın çevre ekonomileri iyileşme yoluna girse de henüz bu ülkelerin reel ekonomileri ve istihdam piyasaları için kesin bir iyileşmeden bahsedilememesi.
6- Gelişmiş ve gelişen ülkelerin bireysel olarak kendi yapısal zayıflıklarından zarar görme ihtimallerinin devam etmesi.