"Sanki bütün hükümet yolsuzluk içinde"
Tarih: 07 Ocak 2014 - 22:41
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir canlı yayınında soruları yanıtlıyor
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, NTV'de Oğuz Haksever'in sorularını yanıtlıyor.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bünyamin Aygün'ün kurtarılma operasyonunda detaylara girmek doğru olmayabilir. Bakanlığım süresince beni en çok sevindiren bir vatandaşımızı zor durumdan kurtardıktan sonra onunla ya da ailesiyle konuşmak, bütün yorgunluğunuzu unutuyorsunuz.
En büyük güç kaynağımız insan kaynağımız. Birkaç ay önce de pilotlarımızı kurtarmıştık. Bünyamin Aygün'ün kurtarılması için büyük çabalar gösterildi. Bünyamin'in ailesi de sukunetle bekledi. Bünyamin'in açıklamaları sorumluluğumuzu da artırdı. Onun için çalıştığımızı duyunca rahatladığını söyledi.
Bir daha inşallah böyle bir duruml karşılaşmayız ama vatandaşlarımızın kurtarılması için gerekenlerin yapıldığını bilmelerini isteriz. Irak'ta mahsur kalan vatandaşlarımız için de gerekli takibi sürdürdük. Libya'da da hiç kimsenin yapamadığını yaptık, 25 bin vatandaşımızı anında tahliye ettik. Bu kurtarma operasyonları devletin kudretini gösterdi.
Suriye'de büyük bir savaş var. Ortadoğu savaşlarının tümünde, İran-Irak savaşı hariç, Suriye'de son 2 yılda ölen insan kadar ölen olmadı. Ülkede birçok grubun faaliyeti var. Burada Türkiye her zaman Suriye halkının yanında olmaya çalıştı.
Çatışma bizimle ordaki gruplar arasında hiçbir zaman çatışma yaşanmadı. İnsan kaçırmalar bazen rejim tarafından bazen de kontrolsüz gruplar tarafından yapılıyor. Bünyamin Aygün'ün kurtarılması sırasında Türk birimleri herhangi bir çatışmaya girmemiştir.
Suriye konusunda gerekli tüm önlemlerin alınması devletin asli görevlerindendir. Türkiye'nin Suriye'de radikal örgütlere destek oluyor gibi söylemlerden uzak durulmalı. Evet ben de söylüyorum o TIR Türkmenlere yardıma gidiyordu. Aldığımız bir karar gereği aylardır yiyecek sıkıntısı çeken Türkmenlere giden yardım konvoyuydu. Hiçbir hukuki açıkyok, gerekli prosedürlerin hepsi tamamlandı. Görev veren birim bellidir.
TIR'ın çıktığı kapıda Türkmenler olmadığı söyleniyor. Bilenler bilir, Türkmenlerin bulunduğu bölgeye çıkan Yayladağı kapısının karşısı halen rejimin elinde. Yani o kapıdan çıkarak Türkmenlere yardım götürmek mümkün mü? Şu anda rejimin elinde olan olan tek kapı var. Yardımın mahiyeti açıktır, yazışmalar bellidir. Burada herhangi bir tereddüt göstermemek gerekir. Bu konuda İçişleri Bakanımız da gerekli açıklamayı yaptı.
Savcı arkadaşımız böyle bir duyum aldığında gerekli mercilerle konuşabilirdi. Burası hassas bir bölge, belli ki olağanüstü bir durum var. Bu bir anda medyaya yansıdı. Türkiye radikal örgütlere destek sağlıyor gibi suçlamalar engellenebilirdi. Savcının neden haberi olmadı? Devletin güvenlikle ilgili aldığı bazı tedbirlerden bazen diğer bakanlıklarının da haberi olmayabiliyor.
17 Aralık'la ilgili, yolsuzluklarla ilgili ne tedbir alınması gerekiyorsa alınır. Yasal süreç işletilir. Ama aylarca yıllarca bekletilen dosyalar, ani bir haberle çıkıyor. Burada şimdi bir hukuki süreç işliyor. benimle ilgili iddia olmuş olsa arkadaşlarım gibi 'her şey araştırılsın' deriz. Arkadaşlarım da bunu söylediler. Başbakan'a istifalarını ilk gün sunduklarını belirttiler. Hukuki sürecin neticesini beklemek gerekir. Öyle bir algı oluşturulmaya çalışıldı ki sanki bütün hükümet büyük bir yolsuzluk içinde, Türkiye büyük bir bunalımın içinde.
Türkiye'nin gerçekleştirdiği en büyük devrim özgüven devrimidir. 17 Aralık'tan bu yana yapılmak istenen şey özgüvenimizi yıkmaktır. Saldırı toplumsal özgüvenimize yöneliktir. Yolsuzlukla karşı mücadelede kim engel çıkartırsa 'kenara çekil' deriz. Bırakalım hukuki süreç işlesin. Ama bir gün bir dosya, ertesi gün başka dosya... Türkiye'yi 3 kritik seçim beklerken, bunlar devreye girdiği zaman, 'bunların arkasında ne var' sorusu akıllara gelir. Bu psikolojik kriz döngüsüdür. Türkiye'yi bu psikolojiye sokmaya kimsenin hakkı yoktur."
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/sanki-butun-hukumet-yolsuzluk-icinde/405105