Yazdır

Türkiye ekonomisine 2013 yaramadı

Tarih: 30 Aralık 2013 - 07:55

Fed'in parasal genişlemeden çıkış planı, Türkiye'nin de aralarında yer aldığı ve "Kırılgan Beşli" olarak gelişen piyasa ekonomilerini zorladı

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2008 yılında uygulamaya başladığı parasal genişlemeden çıkış stratejisi ve takvimi, dünya piyasalarında gündemi belirlerken, bunun gelişmekte olan ülkeler üzerindeki olası etkileri oldukça tartışıldı.
Bazı ekonomistler Fed'in politikalarından en fazla etkileneceğini öne sürdüğü ülkeleri sınıflandırarak, ortaya yeni kavramlar attı. Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika ülkelerinin baş harflerinden oluşan BIITS bu bağlamda öne çıkan kavramlardan olurken, ekonomistler söz konusu bu 5 ülkeyi "Kırılgan Beşli" olarak nitelendirdi.
Adı geçen ülke merkez bankalarının aldığı faiz kararları piyasalarca takip edilirken, para birimlerindeki yüksek volitilite de öne çıkan konular arasında yer aldı.

Fed Başkanı Ben Bernanke'nin tahvil alımlarını bu yıl içinde azaltmaya başlayacağını ve 2014 yılında da sonlandırılabileceği sinyalini ilk kez verdiği mayıs ayından bu yana, bu ülke merkez bankaları içinde en fazla politika faizini artırma yoluna giden ülke Brezilya oldu.

Yaşanan siyasi gerginlik ve protestoların etkisiyle ekonomik anlamda zor bir yıl geçiren Brezilya'da, ülke merkez bankası mayıs ayından bu yana politika faizini 200 baz puan artırdı. Mayıs ayında yüzde 8 düzeyinde olan politika faizi, Brezilya Merkez Bankası'nın yaptığı art arda 50 baz puanlık artırımlarla kasım ayı sonu itibariyle yüzde 10 düzeyine ulaştı.

Brezilya Reali'nin bu yıl başından itibaren dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 15'i bulurken mayıs ayından bugüne olan değer kaybı ise yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşti. Mayıs ayını 2,1368 seviyesinde kapatan Dolar/Brezilya Reali paritesi, ağustos ayında 2,4553 ile bu yılki zirvesini gördü.

- Endonezya'da politika faizi 6 ayda 175 baz puan arttı

Söz konusu beş ülke arasında, politika faizini artırma yoluna giden diğer bir ülke ise Endonezya oldu. Ülke, mayıs ayında yüzde 5,75 düzeyindeki politika faizini 6 ayda 175 baz puan artırarak yüzde 7,50'ye yükseltti. Haziran ayında politika faizini 25 baz puan artıran Endonezya Merkez Bankası, söz konusu dönemde para biriminin dolar karşısında değer kaybetmeye devam etmesiyle üst üste faiz artırımlarına devam etti. Temmuz ve Ağustos aylarında politika faizini 50 baz puan yükselten Endonezya Merkez Bankası, bu dönemden sonra eylül ve ekim aylarında da politika faizini 25'er baz puan daha yükseltme yoluna gitti.

Endonezya Rupi'sinin yıl başından itibaren dolar karşısındaki değer kaybı ise yüzde 26,6'yı buldu. Rupi, dolar karşısındaki bu performansı ile beş ülke para birimi arasında en fazla değer kaybeden para birimi oldu. Mayıs ayında dolar karşısında 9.395,00 seviyesinde bulunan Endonezya Rupisi, aralık ayı itibariyle 95,000-98,000 bandında hareket ediyor.

- Hindistan Rupisi yıl başından bu yana yüzde 12,4 değer kaybetti

Hindistan Merkez Bankası, gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarının yaşandığı mayıs ayından eylül ayına kadar politika faizlerinde herhangi bir değişikliğe gitmeyerek, başlangıçta beklemede kaldı. Para birimindeki değer kayıplarının hızlanması ve ağustos ayında zirveye ulaşmasıyla eylül ayında politika faizini 25 baz puan yükselten Hindistan, ayrıca altın ithalatına getirdiği kısıtlamalarla da Hindistan Rupi'sini desteklemeye çalıştı.

Hindistan Merkez Bankası, ekim ayına gelindiğinde ise politika faizini eylül ayında olduğu gibi 25 baz puan artırdı. Böylece Hindistan Merkez Bankası mayıs-aralık döneminde politika faizini toplamda 50 baz puan yükseltmiş oldu.

Söz konusu dönemde Hindistan Rupisi dolar karşısında yıl başından bu yana yüzde 12,4 oranında düştü. Rupi ağustos ayında 69,235 ile tarihinin en yüksek seviyesini görürken, mayıs ayından itibaren ise yaklaşık yüzde 9 değer kaybetti.

- TCMB ne yaptı?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), para politikasını uygularken piyasa faizlerini ve likiditesini etkilemek için etkin olarak bu yıl faiz koridoru aracını kullandı. "Faiz koridoru", TCMB'nin gecelik borç verme ve borç alma faizleri arasında kalan alan olarak tanımlanırken, bu araç hem kısa vadeli sermaye hareketlerindeki oynaklığa karşı daha hızlı ve esnek tepki verilebilmesini sağlarken, hem de gerektiğinde kredi büyümesi üzerinde etkili bir araç olarak kullanıldı.

Zira TCMB, mayıs ayından bu yanaki süreçte politika faizi yerine, "faiz koridoru" üzerinde değişiklikler yaparak kuru dengede tutmayı amaçladı. Türkiye'de yıl başında yüzde 5,50 düzeyinde olan politika faizi, ocak ve mayıs aylarında 50 baz puan düşürüldü.

Sermaye çıkışlarının başladığı ve kurdaki oynaklığın arttığı mayıs ayından sonraki süreçte, TCMB faiz koridoru alt sınırında yani gecelik borçlanma faizinde değişiklik yapmazken, faiz koridorunun üst sınırını oluşturan gecelik borç verme faizini 2 kez yükseltme yoluna gitti.

Gecelik borç verme faizleri, temmuz ve ağustos aylarında olmak üzere sırasıyla 75 baz puan ve 50 baz puan artırıldı.

Türk Lirası'nın (TL) bu dönemdeki performansına bakıldığında, Türk Lirası yıl başından bu yana yüzde 17,2 değer kaybetti. Bu yılın ocak ayını 1,7589 seviyesinden kapatan Dolar/TL paritesi, mayıs-eylül döneminde yükselişe geçmiş ve aralık ayında ise Fed'in tahvil alımlarını aylık 10 milyar dolar azaltacağını açıklaması ve İstanbul merkezli operasyonların etkisiyle 2,1770 ile tarihi zirveyi görmüştü.

Güney Afrika...

Güney Afrika Temmuz 2012'den bu yana yüzde 5 olan politika faizinde değişikliğe gitmedi.

Güney Afrika Randı'nın dolar karşısındaki performansına bakıldığında ise yıl başından bu yana yüzde 21,2 değer kaybettiği gözleniyor. Aylık bazda en hızlı yükselişini mayıs ayında kaydeden Dolar/Güney Afrika Randı paritesi, söz konusu ay itibariyle ise yüzde 2,2 düşüş kaydetti.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/turkiye-ekonomisine-2013-yaramadi/404403