Ankara'daki Gezi Parkı gösterileri sırasında Ethem Sarısülük'ü öldüren polis memuru Ahmet Ş.'yi yargılayan mahkeme heyeti, davaya bakmamak için Adalet Bakanlığına başvurdu. Başvuru dilekçesinde, mahkeme heyetinin davayı en kısa zamanda bitirme gayreti içinde olduğu belirtilirken, Sarısülük'ün avukatlarının ise Gezi Parkı eylemlerini bahane ederek, davayı bu yönde amacından saptırdıkları öne sürüldü. Davanın son duruşmasında, hakim ve savcının uyuduğuna ilişkin fotoğraflar yazılı ve görsel basında yer almıştı. Mahkeme heyeti, katılan avukatlarının eleştirileri üzerine davadan çekinme kararı vermişti.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Sarısülük'ü vurarak ölümüne neden olan polis memuru Ahmet Ş.'nin yargılandığı davanın 2 Aralık 2013 tarihli duruşmasında katılan avukatlarının mahkeme heyetine yönelik beyanları doğrultusunda davadan çekinmeye karar vermişti. Kararı değerlendiren Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, çekinme kararının uygun olmadığına karar vermişti.

Uyuyan fotoğraflar ve haberler
Dosyanın yeniden gönderildiği Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Dr. Afak İlleez, 20 Aralık 2013'te, kesin olan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararının kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Başvuru dilekçesinde, son duruşmanın ardından mahkeme üyesi hakim Cevdet Bak ve Cumhuriyet savcısı Mustafa Şahin'in uyuduğuna ilişkin fotoğraflar ve haberlerin yazılı ve görsel basında yer aldığı ve mahkeme heyetinin de davadan çekinme kararı verdiği belirtildi. Dilekçede, şöyle denildi:

Gezi'yi bahane edip davayı amacından saptırdılar
"Mahkemelerde görülmekte olan davalarda en önemli unsur adil yargılanma hakkı ve tarafsızlık ilkesinin uygulanmasıdır. Mahkememizce yapılan işlemler ve verilen kararlar ile ilgili CMK kapsamında, itiraz, temyiz, taleplerin kabulü, taleplerin reddi gibi müesseseler düzenlenmiştir. Mahkemeler bir takım görüş ve düşüncelerin iddianame kapsamında, suçun vasfı ile ilgili olarak değerlendirmesini yapmakla kanun önünde yükümlü ve yetkilidirler. Ancak mahkemeler kullanılarak adil yargılanma hakkı, tarafsızlık gibi ilkelerin kötüye kullanılması da hiçbir hukuk sisteminde kabul edilmemiştir. Katılanlar ve katılanlar vekilleri, yargılama usulü ve yapılan işlemler çerçevesinde sanığın eylemine ilişkin mahkemenin yargılamanın gidişatına bakmaksızın beraat kararı vereceğine dair bir takım kurgularla dava farklı boyutlara ulaştırılmaya çalışılmıştır. Gezi Parkı eylemleri ile ilgili Avukat Kazım Bayraktar'ın duruşmada ifade ettiği gibi, bu tür eylemleri yapanların meşru sınırlar içerisinde hareket ettikleri, bu eylemlere karşı gelenlere karşı isyan edilmesi gerektiği gibi konular gündeme getirilerek, dava bu yönde amacından saptırılmaya çalışılmıştır.

Karar verdik, itiraz edin
Oysa ki etik ilkeler de gözönüne alındığında, yargılamanın esas amacı, adil yargılanma hakkı çerçevesinde taraflara hak ve hukuk dahilinde kanunla belirlenen haklar tanınarak, tarafların beyanları da göz önüne alınarak davanın bir an evvel sonuçlandırılmasıdır. Mahkememize iddianame tevdiinden sonra, mahkememizce hukuki bir değerlendirme yapılarak yargılamanın durması kararı vermesi ve bu karara karşı yapılan itiraz üzerine durma kararının kaldırılmasından sonra hazırlanan, duruşmanın esasını belirleyen tensip zabtının incelenmesinde görüleceği üzere, mahkememizin amacının duruşmanın mümkün olan en kısa zamanda bitirilmesi olduğu anlaşılacaktır.

Kanun hak verdi, yaptık
Katılanların duruşmada zaman zaman mahkeme heyetine hakaret etmeleri karşısında dahi mahkeme heyeti yargılamayı sürdürme gayreti içerisinde hareket etmiştir. Sanığın kimliğinin tespiti, sanığın savunmasının SEGBİS sistemi ile alınması, mahkeme salonunda güvenliğin sağlanması gibi hususlar kanunda düzenlenmiştir. Katılanlar vekilleri, sanığın savunmasının bir an evvel alınarak davanın bir an evvel sonuçlandırılması yerine yukarıda izah edilen şekilde yargılamayı uzatmaya yönelik beyanda bulunmuşlardır. Bu sebeple Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararının kesin nitelikte olmasından dolayı kanun yararına bozma ile ilgili işlemler yapılması rica olunur."