Sultangazi Yunusemre Mahallesi’nde şu sıralar hemen her kahvehane ortamında konuşulan konu “Çalınan araçlar…” Araçların tamamına yakını yük taşımada kullanılan hafif ticari araçlardan oluşuyor. Hırsızlık olaylarının önemli bir bölümü hafta sonu yaşanmış. İlçe genelinde Ekim-Kasım döneminde toplam 62 araç çalınmış. En çok aracın çalındığı mahallelerin başında Yunusemre Mahallesi geliyor.
Hürriyet'in haberine göre, mahallede, pazarcılık, manav, mermer işi, doğalgaz tesisatçılığı yapan çok sayıda küçük esnafın derdi, işlerinin bir parçası olan yük taşıma araçlarının çalınması. Ardı sıra yaşanan hırsızlık olayları mahallelinin de bir araya gelmesini sağlamış. Yaşana her hırsızlık olayı sonrası gittikleri Gazi ve Esentepe Polis Karakolu’na yaptıkları başvurularda herhangi bir sonuç alamadıklarını söylüyorlar. Bazıları ise kendileri ile ilgilenilmediği görüşünde. Üstelik, her karakola giden, o gece 5–10 aracın daha çalındığı haberini aldı polislerden.
ROTA SURİYE’YE
Kendi imkânları ile yaptıkları araştırmalar neticesinde çalınan araçların rotasının Suriye olduğunu belirlediklerini ifade ediyor.
Mermer işi yapan Sefa Işık 20 Ekim gecesi çalınan aracına ait OGS kayıtlarını incelediğinde, aracın 23 Ekim’de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde çıkış yaptığını, 24 Ekim sabah 09:50’de ise İskenderun’da geçiş yaptığını belirledi.
‘TÜRKİYE’DEN 2 BİN ARAÇ GÖTÜRÜLDÜ’
20 Ekim gecesi oğlu adına kayıtlı aracın izini süren Ramazan Temel ise, İstanbul’da yaptığı araştırmalar sonrası bir sonuç alamayınca soluğu Reyhanlı’da aldığını söyledi. Reyhanlı’nın Hacıpaşa ve Demir Köy’e gittiğini aktaran Temel “Üç gün boyunca oralarda kaldım. Demir Köy’de beni bir muhalif komutan ile görüştürdüler. Tercüman aracılığı ile derdimi anlattım. Bana ‘aracını kimin çaldığını söyle 24 saatte getirteyim. Türkiye’den Suriye’ye 2 bin araç geçirildi’ dedi. Orada yaptığım araştırmalar sonrası 26 Ekim günü 26 aracın, konvoy halinde Suriye tarafına geçirildiğini söylediler. Araçlar patika yoldan götürülüyor. Bana anlatılanlara göre, her bir aracın Suriye’ye geçişi için karakolda görevli uzman çavuş 500 lira alıyormuş. Asi nehrinin kıyısına geçtim. Hemen karşı kıyıda bizim araçlara benzer onlarca araca mazot yüklendiğini gördüm. En sonunda ‘seni vururlar’ dediler. Bana anlatılana göre, her gün Suriye’den Reyhanlı köylerine 2 bin ton mazot getiriliyor.”
Ramazan Temel, aracını bulamadığı ve yeni bir araba alma imkânı da olmadığı için doğalgaz tesisatçılığı yaptığı dükkânı kapatmak zorunda kaldığını ifade etti.
İKİNCİ ARACI ALMA GÜCÜ YOK
Su deposu imalatı yapan Salim Bektaş da 11 Ekim gecesi yük taşıma aracı çalınan bir başka isim. Bektaş, “Kazandığım zaten üç-beş kuruş. Dükkân kira... Araba da çalındı. İkinci aracı alma gücümüz de yok. Depoları bu araba ile taşıyordum. Araba çalındıktan sonra işler daha da kötüleşti. Suriye’deki savaş bizi de vurdu. Derdimizi kimseye anlatamadık. En son Meclis’e gideceğiz” dedi.
‘BABA ARABAMIZ BULUNDU MU?’
Manav işi yapan Abdulaziz Ete ise “4 yaşındaki kızım her eve gittiğimde, baba arabamız bulundu mu diye soruyor” diye konuştuğunda gözleri doluyor. Pazarcılık yapan, Fatih Zengin ise çalınan araba kadar yeni satın aldığı tartı aletleri için de üzülüyor. Zengin’in çalınan aracı ile birlikte bin liraya satın aldığı tartı aletleri de çalınmış oldu.