Ağustos sonunda doların 2 TL’yi aşmasıyla Başçı’nın ‘doların belini kırarız. Yılsonunda kur 1.92 olur’ şeklindeki iddialı açıklamasının ardından dolar 2.08 TL ile zirvesini yapmıştı.
Milliyet'in haberine göre, bazı analistler, doların 2 TL’yi taban yaptığını belirtirken, doların yılsonunda 1.92 TL olmasa bile 2 TL’nin altına ineceğini ifade edenler de var.
Merkez bankalarının kur hedefi vermemesi gerektiği konusunda ise herkes hemfikir. Ancak Başçı, aslında piyasaya değil, reel sektöre mesaj verdi. Yabancı kurumların doların yılsonunda 2.2 TL olacağı tahminlerinin yapıldığı bir ortamda Başçı, reel sektörün panik yapmasını engellemek istedi.
Amaç, dolara aşırı talebi engellemekti. Bunu yaparken de büyük bir risk aldı. Çünkü, kur yılsonunda 1.92 TL’ye ulaşamazsa Merkez Bankası’nın kredibilitesi zarar görecek. Başçı ise iddiasını dün de sürdürdü, “Acele etmeyelim, yılsonunu görelim” dedi.

‘2’nin altı olasılığı mevcut’
Banu Kıvcı Tokalı / Halk Yatırım Başekonomist

“Merkez Bankası’nın enflasyon projeksiyonlarıyla her zaman bir kur tahmini var ama bunu hedef olarak sunmayı amaçlamıyordu. O dönemde piyasalardaki belirsizliği azaltmak için dile getirdi, hedef olarak algılandı. Ancak, sonraki gelişmeler kredibilite açısından sıkıntı yarattı. Merkez’in şu anda daha ihtiyatlı davrandığını görüyoruz. Ekonomilerde güçlenme sürüyor, para politikalarında da normalleşme beklentisi hakim. Gelişmekte olan ülkelerde politikalarını buna göre belirleyecek. Merkez de sıkı duruşa geçiyor. Bu amaçla gösterge faiz olarak fonlama faizi olan yüzde 7.75’i takip ediyor. TL’nin önümüzdeki günlerde değer kazanma eğilimi var. 2’nin altı olasılığı mevcut.”

‘2’nin altı zor bir ihtimal’
Gülay Elif Girgin / Şeker Yatırım Başekonomist

“Yılsonunda yüzde 6.8’lik bir enflasyon yaklaşık 2 TL’lik bir kuru gösteriyor. Küresel likidite koşulları da daha belirsiz ve yavaşlamaya başlıyor. Bu nedenle, yılsonunda 2 TL’nin altını zor bir ihtimal olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin de dünyadaki bu yeni koşullara ayak uydurması gerekiyor. Öte yandan Başçı’nın ‘Türkiye portföy akımları olmadan da yoluna devam edebilir’ açıklaması dikkat çekici. Başçı’nın  yeni dönemde bir risk olarak görülen portföy akımlarındaki azalmayı ülkenin daha güçlü bir makroekonomik çerçeveye geçmesi anlamında avantaja dönüştürme yönündeki isteğini tekrarlaması olarak algılıyoruz. Fakat Türkiye’nin yapısı nedeniyle cari açıktaki gerileme bize büyüme de zayıflık getirme riskini taşıyor.”