IMF'nin Türkiye için yayınladığı dördüncü madde danışma raporunda Türk ekonomisinde 2012 ve 2013 yılında dengesizliklerin önemli ölçüde giderildiğini ve parasal ve mali genişleme önlemleri sayesinde büyümenin önemli ölçüde güç kazandığını belirtti. IMF ekonominin bu yıl yüzde 3.8 oranında büyüyeceğini ve özel tüketim ve kamu yatırımlarının büyümenin ana sürükleyici unsurları olacağını öngördü. Bu bağlamda yerel talebin desteklediği büyüme sonucunda cari işlemlerde açığın yeniden genişlediği ve enflasyon oranlarının beklentilerin üzerinde kalmaya devam ettiği ifade edildi. 
IMF'nin raporu şöyle sürdü:
"Yetkili otoriteler Harcamalardaki artışa rağmen 2013 bütçe hedeflerini tutturma yolunda ilerliyor. Bütçede gelirler beklentilerin ötesin geçerken hükümet genel bütçe hedeflerini korudu. Bankacılık sistemi iyi bir şekilde sermayelendirilmiş durumda ve sermaye yeterlilik oranları yasal seviyenin üzerinde seyrediyor. Performans dışı krediler baskı altında kalmaya devam ediyor. 
IMF İcra Direktörleri bu yıl Türkiye ekonomisinde daha hızlı bir büyüme yaşandığını gözlüyor bu büyümede kısmen canlandırma politikaları etkili oldu. Bunun dışında yerel talep öncülüğündeki büyüme enflasyon ve cari açıkta bozulma korkularını yeniliyor. Direktörler, yetkili otoriteleri makroekonomik politikalarını daraltmaları ve yapısal reformlara hız vermesi ve böylece dış pozisyonunu ve büyümesini güçlendirmei konusunda cesaretlendiriyor.
Direktörler daha az gevşeme yanlısı politikaların halen yüksek enflasyon gözlenen ortamda daha uygun olacağına inanıyor. Direktörlerin büyük bir çoğunluğu para poitikası çerçevesini normalleştirmenin iletişimin güç kazanmasına ve para politikalarının işlerliğini artıracağına inanıyor. Bazı direktörler para politikası otoritelerinin volatilitenin yüksek olduğu sermaye akışları konusunda karşı karşıya olduğu güçlüklere ve  enflasyonda geçmiş dönemlere göre yaşanan artışa dikkat çekiyor. Direktörler sermaye girişleri sürerken yabancı para rezeverlerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Direktörler genel olarak daha sıkı mali politikaların dış kırılganlıkları azaltabileceği ve para politikası üzerindeki baskıyı hafifletebileceği yönünde hem fikir. Bu nedenle otoriteleri mevcut harcamları sürdürmeleri ve beklentilerin üzerindeki her geliri tasarruf etmeleri konusunda cesaretlendiriyor. Direktörler ihtiyari canlandırma önlemlerinin ekonomi açısından muhtemel olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Orta vadede mali konsolidasyon kamu tasarruflarını artırabilir ve reel döviz kurlarında bozulmalara neden olabilir. Daha yüksek düzeyde bir bütçe elastikiyeti eğitim ve alt yapı harcamaları gibi daha yüksek harcama önceliği olan alanlarda ihtiyaç var.
Direktörler, Türk mali sisteminin genel olarak güçlü olduğuna yönelik görüşlerini dile getirdi. Ancak bununla birlikte bankaların döviz kuru risklerine yönelik dolaylı etkileşimlerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini belirtti. Direktörler makro korumacı önlemlerin hane haklı kredilerini ve şirketlerin yabancı para cinsinden kredilerini hedef alması gerektiğini dile getirdi. Direktörler kara para akşlama ve terör faaliyetlerinin finansmanı alanındaki mücadele konusunda yetkili otoritelere destekerini yineledi. 
Direktörler Türk ekonomisinin düşük tasarruf oranlarına ve dış finansmana olan bağlılığına dikkat çektiler. Bu açından hem özel sektörde hem de kamuda tasarrufların artmasının önemine ve yapısal reformlar yolu ile rekabet gücünün artırılması, rekabet gücünün desteklenmesi, yabancı yatırımların cezbedilmesi ve büyümenin desteklenmesi ile dış dengesizliklerin azaltılması gereğine dikkat çekildi.  Yetkili otoritelerin enerji konusunda dış bağımlılığı azaltması ve istihdam piyasalarının esnekliğinin artırılmsı vve özel emeklilik, reformu yolunda attıkları adımlar doğru yönde atılmış adımlar olarak nitelendirildi. 
Ayrıca iş dünyası ortamının daha da toparlanmasına yönelik çabaların önemine dikkat çekildi.
IMF Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3.8 ve önümüzdeki yıl yüzde 3.5 oranında büyüyeceğini öngrdü.