2 - 0’lık skorla sonuçlanan tarihi Fenerbahçe - Galatasaray derbisinin ertesi sabahı... Rumelihisarı’nda Nato tedarikçisi, kamu müteahhiti Berivan Ünal ile kahvaltı yapıyoruz. Oturduğumuz Boğaz kıyısındaki Fincan Cafe’ye birçok futbol yorumcusunun ‘derbinin adamı’, galibiyetteki başarısı çok büyük dediği Mehmet Topal, şair eşi Selda Topal ve minik oğulları giriyor.
Garsonlar, yoldan geçenler, müşteriler herkes Mehmet Topal’ı tebrik ediyor. ‘Kazanamasaydınız ne olacaktı diyorum’ masalarımızın birleştiği noktada. ‘Öyle bir ihtimal yoktu ki!’ diyor. Sohbetimiz zaman zaman minik Mehmet Han’ın (2) kendisi gibi minik TV’sinden izlediği ‘Pepe’nin sesini açtığı anlarda kesiliyor. Mehmet Topal çocuğuna zaman ayıran babalardan. Mehmet Han’ın sadece yemek yediği zamanlarda TV izlemesine izin veriyor. Zamanı varsa oğlunun yemeğini mutlaka kendisi yediriyor.

Şölen bir gün bitecek!

Karşımda hırslı orta saha oyuncusu, maçlarda ne yaptığını bilen adamdan çok derbi stresinde son birkaç gündür zaman ayıramadığı çocuğunu güneşli havayı fırsat bilerek Boğaz kıyısında gezdirmeye çıkarmış bir baba var.
Yeğenim Berkay’ın yoğun ısrarıyla, Eskişehirli iş adamı Gürdal Abacı, Şenay Abacı Turgut kardeşlerin evinde izlediğim için derbinin detaylarına vakıfım. Ama söze ekonomiden giriyorum. Malum bu yıl biz Türkler’in iç tasarruf oranı daha da gerileyerek yüzde 12.6’ya düştü. Tasarruf eğilimiz alarm çalarken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bulduğu her fırsatta bizleri daha çok tasarruf etmemiz için uyarıyor. Şaşaalı hayatları, marka tutkularıyla futbolcular tüketim eğilimi yüksek grupların başında geliyor.

En çok çocuk bezine harcıyor!

Lafı uzatmadan soruyorum... Kazandığınızın ne kadarını tasarruf ediyorsunuz? Hiç beklemediğim cevap geliyor:
- Geçinebileceğim miktarı ayırıp gerisinin tamamını yatırıma yönlendiriyorum. Biz futbolcular 33 - 34 yaşına kadar aktif oynayabiliyoruz. Bu süre içinde kazandığımı, elime geçeni doğru değerlendirmeye çalışıyorum. Şu anda bir kazanç şöleni yaşıyorum çünkü. Birden geliyor herşey; para, şan, şöhret, transfer ücretleri, sponsorluklar... Ama gelip geçici bir şölen bu. Bir süre sonra bitecek.
- Peki en çok neye harcıyorsunuz sorumun cevabı da şaşırtıyor:
- Çocuk bezi! ve hoca ücretleri en büyük harcama kalemlerim. Mehmet Han’ın yabancı dili çok iyi konuşmasını istiyorum. İngilizce ve İspanyolca öğrenmesi için hoca tuttuk. Oyunlarla dil öğreniyor. Dile kabiliyeti var... Oğlum ve birgün artık futbol oynayamayacağım günler için yatırım yapıyorum. Harcamaktan, gereksiz alışveriş yapmaktan hoşlanan biri değilim. Mantıklı olmaya çalışıyorum. Tüketimin sonu yok ki...Onu da al bunu da al. Yediğimiz, içtiğimiz belli.

İstanbul’da emlak fiyatları çok şişti

Yatırım deyince aklınıza ilk ne geliyor, diyorum. Gayrimenkul cevabına karşılık müteahhit Berivan Ünal soruyor... Hangisi ama, daire, arazi? Mehmet Topal arazi alıyormuş, birkaç da dükkan almış. Kiraya vermiş. Arazi tüyolarını ise kayınpederinden alıyor... Detayları Sevda Topal veriyor:
- İstanbul’da fiyatların artık aşırıya kaçtığını düşünüyorum. Bu fiyatlarla şehirde yatırım yapılmaz. Mehmet ile birlikte İstanbul’dan ziyade, Ege’de yatırım yapıyoruz. Ayvalık çevresinde, Ören, Didim gibi yerlerde, aralarda kalmış küçük köylerde arsa aldık. Babam o bölgede müteahhitlik yapıyor. Bölgeyi çok iyi bildiğinden bizi bilgilendiriyor, yönlendiriyor. Oğlumun da ilgisi olursa ileride butik otel yapabiliriz.

Emeklİlİk planı da tamam!

Sevda Topal, çocuğunun geleceği için bireysel emeklilik sigortası yaptırdığını da ekliyor. Sevda Topal bir şair... ‘Papatya’, ‘Sınırsız’, ‘İsimsiz’ adında şiir kitapları var. Çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde görüyoruz kendisini. Türk Böbrek Vakfı Mütevelli Heyeti’nde. En büyük hayali eşinin emekli olacağı günlerde, şimdiden ismini dahi belirlediği ileride kuracağı bir vakıfla çocuklar için birşeyler yapmak. Çift bir çocuk daha planlıyor. Ekonomi ile ilgili sorularım devam ederken koyu bir Fenerbahçe taraftarı olan Berivan Ünal soruyor, ‘Maça çıkarken psikolojiniz nasıldı?

Tek kredi kartı var

Ben de ekliyorum: ‘Galatasaray’ın ilk yarıdaki performansı ikinci yarıda da sürseydi, zor kazanırdınız.’ Mehmet Topal gülerek yanıtlıyor:
“Çok heyecanlı, stresliydi. Dünyanın en büyük derbilerinden biriydi. Hem caima hem kulüp için çok önemliydi. 15 yıldır Saracoğlu’nda galibiyeti bırakmadık. Bir galibiyet serimiz vardı. Bunu devam ettirdiğimiz için çok mutluyuz. İnşallah bu sene sonuna kadar devam eder. Kaybetsek caima olarak çok üzülecektik. Şükürler olsun ki iyi oynadık ve kazandık. Tamamen kazanmaya odaklanmıştık.”
Harcamaktan hoşlanmayan Topal ile sohbetimiz bir test sorusu ile bitiyor.
- Mehmet Bey kaç kredi kartınız var cüzdanınızda?
- Tek kredi kartım var benim. Yetiyor... (Songül Hatısaru - Milliyet)