Marmaray'da bazı arızalar yaşanması iktidardan hoşlanmayan kesimlere adeta bayram havası yaşattı. Radikal gazetesi yazarı Ezgi Başaran, işte bu ruh halini hastalıklı buluyor.  

Aksaklıklara değinen yazar, "Olmasaydı daha iyi olurdu ama hiçbiri de incir çekirdeğini doldurmuyor. Ayrıca sahiden dev bir proje, olur böyle şeyler. Eğri oturup doğru konuşalım" diyor.

Esas meselenin kutuplaşma olduğunu belirten yazar, bu nedenle toplumun doğru konuşma yeteneğini kaybettiğini düşünüyor.  Marmaray'ın ilk seferinde arızalananmasına sevinmenin arızalanmasından daha büyük sorun olduğunu ifaden eden Başaran, sözlerine böyle devam ediyor:

PES BU KADARINA

"Denizin altından tüp geçiyor, Asya ile Avrupa zırt diye bağlanıyor ve bu küçümseniyor. Yahut gözüne tarçın tanesi kaçsa kör oldu yaygarası koparılıyor. Yaygara olsa yine bir derece... Kör oldu diye seviniliyor. Oley be! Marmaray bozuldu! Filan. Pes bu kadarına."

Türkiye'nin olimpiyat oyunlarını kaybetmesinin hemen ertesinde benzer bir havanın olduğunu hatırlatan yazar, patolojik halin oluşmasında Başbakan Erdoğan'ın üslusunun etkili olduğunu savunuyor.

OLİMPİYAT OLMASIN MARMARAY DA PATLASIN

(...)Başbakan’ın, “Nankörler, ben size o kadar duble yollar, binalar, AVM’ler, hizmetler yapıyorum, siz beni eleştiriyorsunuz, kıymet bilmiyorsunuz. Madem öyle, ben de size bağırır çağırır, hatta ve de hatta zor tuttuğum yüzde 50’yi üstünüze salarım” şeklinde özetlenebilecek tavırları bir patolojik hal yarattı. Evet, bu hal patolojik.

“AK Parti’den geliyorsa çözüm de gelmesin, olimpiyat da olmasın, Marmaray da patlasın, helva da yapılmasın, oy aman oy aman”, sağlığa zararlı bir türküdür, farkında olalım."

SİYASETÇİ, VATANDAŞ PSİKİYATRİ HASTANESİNDEN GEÇMELİ

Öte yandan Marmaray'daki aksikiliklerin haber yapılmasının engellenmesine tepki gösteren  Başaran, yazısını ilgniç bir öneriyle bitiriyor:

"Çok zor biliyorum ama bi gayret eğri oturup doğru konuşalım: Marmaray’ın bozulmasına sevinmek ne kadar patolojik bir ruh hali ise Marmaray’la ilgili ‘daha da haber yapılmasını’ engellemek o kadar trajik ve de komik bir reflekstir.

Dolayısıyla şu öneriyi yapıyorum: Bu köprüler, tüpgeçitler, duble yollar Lape Hastanesi’ne de uğrasın, siyasetçisi-vatandaşı herkes o durakta yapılacak müdahalelerle ruh sıhhatine kavuşsun... Yoksa yandık gülüm keten helva, lay lay."