Türkiye'nin organik kestane üretiminde ön sıralarda yer alan Buldan'ın Alandız, Kaşıkçı ve Kurudere köylerinde zorlu kestane hasadı başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla 40-50 metre yükseklikteki ağaçlardan çırpılarak yere düşürülen kestaneler, köylüler ve tarım işçilerinin çalışmalarıyla toplanıyor. Bu yıl yaklaşık 810 dekarlık alanda 300 ton organik kestane hasadının beklendiği bölgede toplanan kestaneler iç piyasada kestane şekeri olmak üzere Bursa'ya, dış piyasada ise Suudi Arabistan ve Katar'ın yanı sıra Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor.
Buldan Ziraat Odası Başkanı Muammer Al, yaptığı açıklamada, Buldan'ın organik kestanesi ile ünlü bir ilçe olduğunu belirtti. Buldan'ın Alandız, Kurudere, Kaşıkçı, Yayla ve Kovanoluk köylerinde kastane ürteminin yaygın olduğunu ifade eden Al, şöyle konuştu:
"Buralarda takriben 300 ton civarında kastane üretilmektedir. Kestanelerimiz tamamen organiktir, hiçbir gübre ve sulama işlemimiz yoktur, tamamen doğal şartlarda, orman içerisinde yetişmektedir. Tat ve aroma olarak diğer bölgelerde yetişen kestanelerden daha kaliteli olduğu bilinmektedir. Bizim bölgemizin kestanesini tadan insanlar bu farkı çok rahat bir şekilde görebilmektedir. Buldan'da yetişen organik kestanelere rağbet çok. Kestanelerimiz çoğunlukla Bursa bölgesi başta olmak üzere iç piyasada tüketiliyor. Son zamanlarda Suudi Arabistan ve Katar bölgesine de ihraç edilmeye başlandı."
Alandız köyünde kestane üreticiliği yapan Engin Pala da, bölgede yetişen organik kestanelerin talep gördüğünü ifade ederek, "Yurt içinde en çok Bursa, Ankara ve Antalya bölgesine kestane gönderiyoruz. Yurt içine olduğu gibi yurt dışına da ihracatımız oluyor. İtalya'dan birkaç firma ile irtibamız oldu. Bu yıl İsveç ile bağlantı kuruldu, kısmet olursa kestanemizi İsveç'e göndereceğiz. Daha önceki yıllarda yurt dışına numune kestanelerimiz gitti. Arabistan tarafına ihracat yaptık. Kısmet olursa bu sene İsveçlilere de kestane gönderip onlara da satacağız" diye konuştu.
Üretici Ahmet Pala ise sabaha karşı hasat hazırlıklarına başladıklarını belirterek, "Belli bir yere kadar traktör yardımıyla geri kalan kısımları da yaya olarak giderek hasat bölgelerine ulaşıyoruz. Burada kestane çırpıcılarımız 40 metre yükseklikteki ağaçlara tırmanarak ellerindeki uzun sırıklarla dallara vurup kestanelerin yere dökülmesini sağlıyor. Dökülen kestaneler kadınlarımızın yardımıyla toplanıp selelere doldurularak çuvallara yerleştiriliyor. Topladığımız kestaneleri daha önceden hazırladığımız kuyulara gömüp burada kuruması için bir buçuk ay kuyuda beklettikten sonra pazarlamasını yapıyoruz" şeklinde konuştu.