Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda 15 Ekim Salı günü Hollanda ile oynayacakları maçta seyirciye büyük ihtiyaçları olduğunu vurgulayan tecrübeli teknik adam, şunları söyledi: "Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki 50 bini aşkın seyirciye ihtiyacımız var. Kalbini, gönlünü, duasını bizden esirgemeyenlere de ihtiyacımız var. Çünkü bu, Türk Milli Takımı. O gün hepimizin rengi kırmızı-beyaz olmalı. Hepimiz Milli Takım için bağırmalıyız, desteklemeliyiz. Daha da önemlisi oyuncularımızın hatalarını hoş gören, toleranslı bir seyirci olması bizim açımızdan çok önemli. Benim ve teknik ekibimin yapamadığını, bizim seyircimiz yapabilir. Eğer Brezilya'ya gideceksek hep beraber gideceğiz, gidemeyeceksek de hep beraber gidemeyeceğiz. Dolayısıyla bu, hepimizin takımı. Kazançta ve kayıpta da hepimizin takımı olmaya devam etmeli. Geldiğim günden beri şunu hissediyorum, hepimizin bir milli takım özlemi var, milli takımın da herkese özlemi var. Dolayısıyla bu iki güzel şey birleşmeli. Salı günü inşallah oradan en azından play-off vizesini almayı ümit ederim. O bayramı çifte bayram yaparız. Umuda yolculuk olarak çıktık, umuda yolculuğumuz devam ediyor. Hiç kolay değil, o yüzden oyuncularımı kutluyorum. Onları alınlarından öpüyorum, çok seviyorum. Çok isterim soyunma odasını, yemeği veya maç günü olanları görebilmenizi. Bu kadar gerilim içerisinde kolay değil. en ufak hatanızın sizi dışarıda bırakacağı bir ortamda Allah'a şükür geldik, Hollanda maçına dayandık. 4 maç evvel ne durumdaydık, şimdi ne durumdayız. Salı günü kaybetsek de seyircimize ihtiyacımız var, kazansak da. Bu onların, ülkenin takımı. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. İnşallah kazanmak için her şeyi yapacağız. Her kötü harekette alkışı hak edecek bir milli takımımız ve milli takım oyuncularımız var. Bizim için seyirci vazgeçilmez bir unsur. Kimin rengi ne olursa olsun, o günün rengi kırmızı beyaz. Tarih şöyle tekerrür etti, İsviçre'yi o statta 4-2 yendik ama 4-4'le gidememiştik. O zaman play-off'tan dönmüştük. Allah nasip ederse bu sefer kazanıp, play-off'a gideriz. Hem bu ülke hak ediyor, hem bu çocuklar hak ediyor."
FAZLA KONUŞMADIM
Karşılaşma öncesinde soyunma odasında futbolculara nasıl bir konuşma yaptığı sorusuna ise Terim, "Olaya o kadar hazırlardı ki, bu sefer çok fazla konuşmadım. Konsantrasyonlarının yerini paniğe ve telaşa bırakmasını istemedim. Bu gerilimi çekmek kolay değil, bir yandan kendiniz oynuyor ve kazanmak zorundasınız. Bir yandan da kulağınız diğer maçlarda. Onlara sakin olmalarını, iyi bir takım olduğumuzu söyledim" yanıtını verdi.
CANER ERKİN SARI KARTI
Fatih Terim, Hollanda maçında sarı kart cezalısı durumuna düşen Caner Erkin için üzüldüğünü ifade ederek, "Caner, takımın en formda oyuncularından birisiydi. Tabii ki her şeyde de bir hayır vardır. Bugün olmasa belki de play-off'a ceza alacaktı. Türk Milli Takımı hak ediyor bir şeyleri, inşallah Allah da ona göre verecek" şeklinde konuştu.
Burak Yılmaz ile ilgili soru üzerine de oyuncusuna övgüde bulunan Terim, şu ifadeleri kullandı: "Burak bu meziyetlerini kullanmalı. Burak bu, atar, iyi oynamayabilir... Zaman zaman taktik olarak oynatmayabilirim. Atamadıkça morali de bozulmuştu. Şimdi kendine güveni de geldi. Şimdi her an Burak'tan gol bekleyebilirsiniz. İlk yarı çok kişi belki bekledi değiştirebilirim diye ama değiştirmeyi hiç düşünmedim. Yani biraz zaman zaman ben de kızıyorum tabii, ama bu kızma öyle bir kızma değil. Var olanı alamamanın veya onun var olanı az vermesinden dolayı bir teknik adam, bir büyüğü olarak, tatlı bir serzeniş diyelim."
TELEFON MESELESİ
Galatasaray’dan Başkan Ünal Aysal’ın telefon mesajlarına yanıt vermediği için gönderildiği iddia edilen Terim, maçtan sonra kendisini arayan olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: "Telefonuma bakmadım. Sayın Yıldırım Demirören ile konuştum, tebrik etti, sağ olsun. Eşim aradı, yok burada. O bizim uğurumuz. Eşimle, kızımla konuştum."