Beşiktaş camiasında büyük bir soru işareti olan ve cevap bekleyen en önemli ekonomik soru kuşkusuz Yıldırım Demirören’in 103 milyon TL’lik alacağı. Aslında alacak mı, şartlı hibe mi ne olduğu net bir şekilde belli olmayan bu para konusunda son günlerde sıcak gelişmeler yaşanıyor. Önce o gelişmeler hakkında bir bilgilendirmede bulunalım... Fikret Orman başkanlığındaki yönetimin, bu konuda Yıldırım Demirören kanadıyla direkt olmasa da dolaylı yollardan bir takım nabız yoklamalarında bulunduğu biliniyordu. Son gelinen nokta ise resmi anlamda olmasa da tarafların sözlü olarak çok önemli mesafe aldıkları ve uzlaşmaya vardıkları yönünde... Peki nasıl bir anlaşma bu? HTSPOR yazarı Ali Gültiken'in yazdığına göre  olay şu: Elinde 103 milyon TL’lik üç senet bulunan Yıldırım Demirören, bu rakamın 63 milyon TL’lik dilimini HİBE etmeye razı. Ancak vadesi gelen 40 milyon TL’lik bölümü ise kulüpten tahsil etmek istiyor. Bu konuda da 2016 sonuna kadar 5 ayrı taksit ve yapılandırma önerisi getiriyor. Fikret Orman ve ekibinin de bu yapılandırmaya sıcak baktığı biliniyor. Ancak şöyle bir ince ayrıntı var... Yıldırım Demirören, bu 40 milyon TL’nin garanti altına alınmasını istiyor. Bu nedenle de yeni sponsor Vodafone veya başka bir gelirin teminat olarak gösterilmesini talep ediyor. Ancak Orman ve ekibi şu an için buna kesin bir yanıt vermiş gözükmüyor. Bu bağlamda görüşmeler devam ediyor.
RAPORLARI DA İSTİYOR
Demirören’in ayrıca kendisi açısından çok önemli bir talebi daha var. O da bağımsız denetim firmasına hazırlatılan kendi dönemiyle ilgili raporların ortadan kaldırılması... Alacağının 63 milyon TL’sini hibe edecek olan Demirören, kendi dönemiyle ilgili ileride baş ağrıtacak veya sıkıntı yaratacak herhangi olumsuz bir belgenin ortaya çıkmasını istemiyor. Bu nedenle de hibeye karşılık raporları da talep ediyor.
ORGANiZE iŞLER
Fikret Orman’ın geldiği günden beri ortaya koyduğu bir söylem var: HESAP SORACAĞIZ. Defalarca bu konuda tarih verdi, hazırlanan raporların belli bölümünü kamuoyuna duyurdu. Onbinlerce bedava bilet, sahte faturalar, dudak uçuklatan transferler, problemli imzalar, görev suistimali gibi bir çok konunun bu raporlarda olduğu başkan ve bir çok yönetici tarafından kulübün çeşitli katmanlarında seslendirildi... Ama bunların hiçbirinin gereği yapılmadı. Görünüyorki yapılmak da istenmiyor. Şimdi gelinen noktada da bu olay kapatılmaya çalışılıyor. İnceleme sürecinde hazırlanan üç rapor var... Özellikle hazırlanan ilk rapordan kırmızı rapor olarak bahsedildiği söyleniyor ve hiç ortada yok. Raporlardan öte üstüne bir de Beşiktaş’ın UEFA’dan aldığı ağır cezalar var ki bunlar da Demirören’in başkanlık dönemi icraatları. Bu olaylar, Beşiktaş’ı derinden yaralamasına rağmen gelinen noktaya baktığınız zaman Fikret Orman ve Yıldırım Demirören ikilisinin Beşiktaş camiasının çıkarlarından önce kendi çıkarlarının peşinden gittiğini görüyoruz. Beşiktaş Kulübü kimsenin oyuncağı veya ticari ilişkilerini geliştirmek için kullandığı bir piyon değil. Beşiktaş’ı bu seviyeye indirgiyenler, söyledikleri tüm sözlerden kendi menfaatleri için çark edenler ‘Beşiktaşlılık duruşunu’ değil ancak kişisel duruşlarını sergiliyor olurlar. Eğer final bu şekilde gerçekleşirse de ortada duran senaryo doğruluk kazanır... Demirören kendisine hesap sormaması ve aklaması karşılığında Fikret Orman’ı başkanlığa getirdi... Şimdi de Fikret Orman, Demirören Ailesi’ne borcunu ödüyor...