Sabancı Vakfı STK’ları bir araya getirdi
Tarih: 01 Ekim 2013 - 14:31
Sabancı Vakfı, Türkiye'nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarını 'Ekim Zamanı' projesinde buluşturdu...
Sabancı Vakfı, Toplumsal Gelişme Hibe Programı (TGHP) kapsamında desteklediği sivil toplum kuruluşlarının yürüttükleri projelerde edindikleri tecrübeleri kamuoyuyla paylaşmak amacıyla Ekim Zamanı-Deneyim Paylaşım Toplantısı’nı düzenledi. Sabancı Center’da düzenlenen toplantıda, 2012 yılında TGHP desteği alan ve projelerini 2013 yılında tamamlayan 7 sivil toplum kuruluşu bir araya geldi. Benzer alanda çalışan kurumların bilgi ve deneyimlerini paylaştığı toplantıda 7 sivil toplum kuruluşu, Türkiye’nin dört bir yanında hayata geçirdikleri kadın, genç ve engellilere yönelik projelerini ve başarı hikâyelerini anlattı.
'STRATEJİK HAYIRSEVERLİK' YAKLAŞIMI
Toplantının açılış konuşmasını yapan Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, her yıl düzenlenerek geleneksel hale getirilen Ekim Zamanı toplantısının öneminden bahsetti. Sabancı “Her yıl tohumların toprakla buluştuğu Ekim ayında bir araya gelip, Sabancı Vakfı’nın Toplumsal Gelişme Hibe Programı’na dahil olan projelerin öykülerini bu öykülerin kahramanlarından dinliyoruz" dedi.
2006 yılında dünyada gelişmekte olan ‘stratejik hayırseverlik’ yaklaşımını benimseyerek sosyal ve toplumsal sorunlara ve çözümlerine kanalize olduklarını belirten Sabancı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de bir özel vakıf tarafından uygulanan ilk hibe programı olan Sabancı Vakfı Hibe Programı, sivil toplumu güçlendiren ve cesaretlendiren bir iş modelidir. Toplumsal sorunlara etkili çözümler üretmek, eşitsizlikleri azaltmak, sivil toplum mekanizmalarını güçlendirmek ve çeşitlendirmek, toplumsal gelişime verilen desteği sürdürülebilir kılmak için de en etkin yollardan biridir. Toplumsal gelişmede en önemli hedeflerimizden biri, zihinlerdeki engelleri ve önyargıları yıkmak olmalıdır” dedi.
Sabancı Vakfı’nın desteklediği projelerin dünyada da takdirle karşılandığını belirten Güler Sabancı, “Uluslararası vakıf ve kuruluşlar tarafından ödüller, teşekkürler alıyoruz. Deneyimlerimizi, birikimimizi ve ülkemizden güzel örnekleri paylaşmamız için davetler alıyoruz. Stratejik hayırseverliğin Türkiye’deki etkilerini dünyaya göstermek için bu fırsatları değerlendiriyoruz. Hem benzer yöntemleri uygulamaya başlayan vakıf ve özel şirketlere örnek olmak için, hem de dünyaya Türkiye’de yürütülen stratejik hayırseverlik çalışmalarını tanıtmaya özen gösteriyoruz” dedi.
Sabancı Vakfı 37 projeye hibe desteği verdi
Sabancı Vakfı, 2008 yılından bu yana Toplumsal Gelişme Hibe Programı ile kadın, genç ve engelliler için hayata geçirilen projelere destek veriyor. Projeler; kadın, genç ve engellilere “fırsat eşitliği yaratılması”, “ayrımcılığın önlenmesi” ve bu grupların “topluma aktif katılımlarının sağlanmasına” yönelik çalışmalar yapıyor. Bugüne kadar hibe desteği verilen ve tamamlanan 28 proje ile doğrudan 70 bin, dolaylı olarak 300 bine yakın insanın hayatına dokunuldu. 2013 yılında hibe programına 9 yeni projeyi dahil edildi. Vakfın, bugüne kadar Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında verdiği toplam hibe tutarı bu yılla birlikte 7 milyon TL’yi aştı. Hibe kapsamına alınan dernekler şu şekilde sıralandı...
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği
“Çocuk Gelinler” Projesi Sorun: Türkiye’de her 3 kadından 1’i 18 yaşından önce evlendiriliyor. Çocuk evlilikleri Bangladeş’te her 3 kadından 2’sinde, Nijer’de her 4 kadından 3’ünde görülüyor.
Çözüm/İhtiyaç: Küresel bir sorun olan erken yaşta ve zorla evlilikler konusunda ulusal ve uluslararası bilgi ve deneyim paylaşımı artırılmalı.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1.Türkiye’de ilk kez “Çocuk Gelinlere Hayır Ulusal Platformu” kuruldu. Kadın, çocuk ve insan hakları alanında çalışan 64 kurum temsilcisi platforma üye oldu.
2.Çocuk gelinler alanında Türkiye’deki kaynak eksikliğine yönelik hukuk, eğitim, sağlık vb. konu uzmanlarının kaleme aldığı bilgi kitleri oluşturuldu.
3.Hindistan, Bangladeş, Nijer ve Nijerya’da 31 kurum ziyaret edildi, deneyim paylaşıldı. Uçan Süpürge, bu ziyaretler sonucunda Türkiye’de “yerelde kız çocuklarını koruyan mekanizmalar kurulması”na karar verdi.
4.Sabancı Vakfı’nın da desteği ile Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı harekete geçirildi, Bakanlığın ev sahipliğinde çocuk gelinler konusunda güvenilir ve güncel veri toplanması için toplantılar yapıldı, konunun uzmanlarından bir komite oluşturuldu.
Muş Kadın Derneği (MUKADDER) – “Erken Yaşta Evlilik Kaderimiz Olmasın” Projesi
Sorun: Türkiye’de her 3 kadından 1’i 18 yaşından önce evleniyor. Resmi nikah olmaması nedeniyle çoğu tespit edilemeyen erken evliliklerin Güneydoğu’da yüksek olduğu yapılan saha çalışmalarında ortaya çıkıyor. Çözüm/İhtiyaç: Erken yaşta ve zorla evliliklerin zararları hakkında başta kadınlar olmak üzere toplumun bilgilendirilmesi gerekli.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1. Aile ve yakın çevresinde çocuk evliliklerine tanık olan ancak buna direnerek geleneği kıran bir grup lider genç kadın tarafından kurulan Muş Kadın Derneği, hane ziyaretleri ile 1.250 kadını çocuk yaşta evliliğin zararları hakkında bilgilendirdi.
2.9 yaşında gelin olan ve 13 yaşında ergenliğe girer girmez cinsel ilişkiye giren kadınlardan, 14 yaşında berdel edilen ve üst üste 10 çocuk doğuran kadınlara kadar farklı hikayeleri olan kadınlar dinlenerek, sorunun nedenleri irdelendi.
3.Projede ilk kez muhtar ve jandarmalara çocuk yaşta evliliğin zararları anlatıldı.
4. Proje hedefi olmasa da erken ve zorla evlilik tehlikesi ile karşılaşan kız çocuklarının aileleri ikna edildi ve okula devam etmeleri sağlandı.
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) – “Kırsal Kesimdeki Kadınların Güçlendirilmesi” Projesi
Sorun: Hatay ve Adıyaman’da kadınların toplumsal ve ekonomik hayata katılımı çok zayıf. Kadınların önemli bir bölümü eğitimsiz ve iş gücüne katılamıyor. Tarım sektörünün potansiyeli ise yeterince değerlendirilmiyor.
Çözüm/İhtiyaç: Bölgedeki tarım potansiyeli değerlendirilerek, kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımının desteklenmesi gerekiyor.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1.Hatay'da bir üretim ve eğitim atölyesi kuruldu ve kadınlar atölyeden gelir elde etmeye başladı.
2.Kadınlar kurulan atölyenin “çalışanları” değil bizzat “yöneticileri” oldu.
3.Kadınlar sadece gelir elde etmiyor, dayanışma içinde örgütlenip, haklarının bilincine varıp özgüven kazanıyorlar.
4.Proje “Defnesu” markasını yarattı.
5.Proje bölgedeki organik tarım potansiyelinin değerlendirilmesini sağlıyor.
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) – “Van Aile Danışma Merkezi - Travma Sonrası Psikolojik Destek ve Müdahale” Projesi
Sorun: Depremlerin ardından Van’da “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” (TSSB) oranları %87’ye kadar yükseldi. Bu durumdan en çok kadın ve çocuklar etkilendi. Gönüllü uzmanların başlangıçta sağladığı destek ise zamanla azaldı.
Çözüm/İhtiyaç: Bölgede psikolojik destek ve danışmanlık hizmeti verebilecek, profesyonel ve sürekli bir merkeze ihtiyaç var. Özellikle çocukların zaman geçirmesi için mekân ve uğraşlar yaratılması gerekiyor.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1.Van’da, Konteyner Kent içinde “Travma Sonrası Aile Danışma Merkezi” kuruldu.
2.Depremin ardından bölgede batıl inanç ve korkular yaygınlaşmıştı (Depremin bir ceza olduğu, cinler yüzünden olduğu vb. düşünceler). Terapi hizmetleri asılsız korkuların giderilmesinde etkili oldu.
3.Merkezdeki uzmanlar depremden sonra eşler arasında artan sorunların (erkeklerin işsiz kalması vb. nedenlerle) giderilmesine yardımcı oldular.
4. Çocukların depreme bağlı rahatsızlıkları (altını ıslatma, isteksizlik, uyku sorunları, kâbus vb.) ile mücadele edildi.
5.Proje, yaşanan trajedilerin zamanla gündemden düşüp unutulduğu bir ortamda, kalıcı bir destek merkezi oluşturmuş oldu.
6.500’ün üzerinde yetişkin ve çocuk, Merkez’in terapi hizmetlerinden faydalandı.
Engelli Kadın Derneği (ENGKAD) – “Engelli Kadınların Hak Temelli Mücadele Adımları” Projesi
Sorun: Türkiye’de toplam nüfusun %50’si, kadınların %70’i, engelli kadınların ise %93’ü iş gücüne katılmıyor. Engelli kadınların çifte dezavantajlı olma durumu sadece ekonomik hayatı değil, eğitim, politik katılım gibi hayatın diğer alanlarını da etkiliyor.
Çözüm/İhtiyaç: Engelli kadınların sahip oldukları haklar konusunda bilgilenmeleri ve haklar için mücadele etmeyi öğrenmeleri gerekiyor.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1.Engelli kadınlar tarafından kurulan Türkiye’deki ilk kurum olan Engelli Kadın Derneği, 3 ilde 70 engelli kadına ulaşarak hakları konusunda bilgilenmeleri sağladı.
2.Proje, Türkiye’de engelli kadın hareketini başlatmak için ilk tohumları atıyor ve ilk önce engelli kadınlarda değişimi hedefliyor.
3.Engelli kadınlara yönelik yapılan her çalışma ilk etapta “yardım yaklaşımı”nı kırmaya, “hak yaklaşımı”nı geliştirmeye çalışıyor. Projede çok uzun bir zaman, devletin sürekli yardım ettiği engelli kadınların bunu kavramasına ayrılıyor.
4.İlk kez hakları konusunda bilgilenen bir engelli kadın, eğitim sonrasında üniversiteye devam etme kararı aldı.
Kâzım Demirel Sevgi Eğitim Derneği – “Ereğli Down Cafe ve Özel Gençler Sanat Evi” Projesi
Sorun: Türkiye’de engellilerin %78’i iş gücüne katılamıyor. Zihinsel engelliler, iş gücüne katılımı en düşük seviyelerde olan engelli grubu. Ayrıca, engellilerin engelsiz bireylerle tanışıp sosyal yetilerini geliştirebilecekleri ortamlar oldukça sınırlı.
Çözüm/İhtiyaç: Zihinsel engelli bireylerin iş gücüne ve toplumsal yaşama katılımı teşvik edilmeli.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1.Down sendromlu ve zihinsel engelli gençlerin çalışmaları içinKonya-Ereğli’de özel bir kafe kuruldu.
2. 37 genç servis hizmetleri konusunda eğitim aldı; 24 genç kafede görev almaya başladı.
3.Gençler mesleki beceriler edinip gelir elde etmenin yanı sıra, engelli ve engelsiz bireylerle iletişim kurarak sosyal becerilerini de geliştirdiler.
4.Bölge halkının engellilere bakışı değişti, önyargıları yıkıldı.
5.Down Cafe benzer örnekleri olan bir model (İstanbul, Ankara, Bursa ve Adana’da da var). Proje duyuldukça, benzer girişimler yaygınlaşmaya başladı.
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) – “GençBank” Projesi
Sorun: Türkiye’de gençlerin toplumsal hayata katılımı çok sınırlı. Gençlerin %30’u “atıl” durumda, yani ne okuyor ne çalışıyor. (bu oran, AB ülkelerinde %13). Türkiye’de kentlerde yaşayan gençlerin yalnızca %5’i herhangi bir gönüllü faaliyete katılıyor.
Çözüm/İhtiyaç: Gençlerin toplumsal hayata katılımı desteklenmeli. Yaşadıkları yerlerde, kendilerini ilgilendiren konularda daha çok söz sahibi olmalılar.
Projenin En Önemli Çıktıları:
1. Türkiye’nin 8 yerinde (İstanbul, İzmir-Selçuk, İzmir-Seferihisar, Samsun, Artvin, Batman, Çanakkale, Adıyaman) kurulan “GençBank”lar, gençlere, gerçekleştirmek istedikleri sosyal sorumluluk projeleri için hibe veriyor.
2.Bu sayede yaklaşık 1.000 genç, 70’in üzerinde yerel projede görev aldı.
3.Proje sadece “gençler için” değil aynı zamanda “gençler tarafından” yürütülüyor. 16-25 yaş arası gençler, kendi hibe programlarını tasarlayıp yöneterek, akranlarının sosyal sorumluluk projelerini destekliyorlar.
4.GençBank ekiplerinde çalışan, proje başvurusunda bulunan ve proje uygulayan gençler özgüven kazanıyor. Gençler yaşadıkları yerlerdeki yetkililerle (Belediyeler vb.) iletişim kuruyorlar; çeşitli şirket ve kişilerle pazarlık etme becerilerini geliştiriyorlar.
5.İşbirliği yapılan kurumlar (belediyeler, yerel STK’lar vb.) gençlerle çalışma deneyimi kazanıyor, gençlere hizmet sunabilecekleri bir model öğreniyorlar.
6.GençBank uluslararası bir proje. Diğer ülkelerden GençBank ekipleri ile buluşan gençlerin karşılıklı önyargıları gideriliyor.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/sabanci-vakfi-stklari-bir-araya-getirdi/396406