Morgan Stanley, global genişlemeci para politikalarının ana kazananlarından birinin Türkiye olduğunu ve buna bağlı olarak da global para politikasında normalleşme beklentilerinin Türkiye'nin riskli varlıklarında agresif yeniden fiyatlamaya yol açtığını belirtti. Banka, yüksek dış borçlanma, enflasyon endişeleri ve yüksek cari işlemler açığının Türk varlık fiyatlarında ABD para politikasının neden olduğu rallinin ötesinde anlamlı bir toparlanmayı sınırlamasının muhtemel olduğunu vurguladı.
Türkiye için büyüme tahminlerini düşüren Morgan Stanley, 2013 yılı için büyüme beklentisini yüzde 4.4'ten 3.6'ya, 2014 büyüme beklentisini de yüzde 4.8'den 4.0'e indirdi. Morgan Stanley, net ihracatın büyümeye katkısının negatif olmasını beklerken, iç talebin büyümenin ana yönlendiricisi olacağını öngördü.
Türkiye'nin para politikasının esnekliğinin sınırlı olduğunu ifade eden Morgan Stanley, TCMB'nin faiz artırmak için alanının sınırlı olduğunu belirterek, TCMB'nin para politikasının FED'in varlık alımı azaltım senaryosuna göre yeniden ayarlamasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin gelecek 12 ayda çevirmesi gereken dış borcun (cari işlemler açığı + kısa vadeli borçlar) 220 milyar dolar olduğunu hatırlatan Morgan Stanley, bunun 120 milyar dolarının özel sektöre ait olduğuna işaret etti. Özel sektörün kısa vadeli dış borcunun 2008 yılından bu yana iki kat arttığına dikkat çeken Morgan Stanley, borcun 84 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Yavaşlayan büyüme, artan faizler ve yüksek oranda kaldıraç kullanımı nedeniyle Türk şirketlerinin rahat olmadığını savunan Morgan Stanley, döviz cinsinden borçların toplam şirket bilanço borçlarının yüzde 60'ına ulaştığına, buna karşın döviz cinsinden gelirlerin yüzde 20'nin altında olduğuna da vurgu yaptı. Morgan Stanley, bilançonun dolarizasyonunun şirketler ve banka bilançoları için önemli bir risk olarak gördüğünü de ifade etti.