Tedbir alındığı güne fayda etmez!
Tarih: 25 Eylül 2013 - 15:48
Cari açığın varsa iki para birimli hatta çift merkez bankalı ülkesindir. O zaman da öbür merkez bankası piyasaların üzerinde daha etkilidir...
"Piyasalar yurtdışı gelişmelere endeksli" söylemi o kadar kanıksandı ki artık kullanmaya bile gerek duymuyoruz. Nitekim Fed'in tahvil alımlarıyla ilgili kararları sonrasında piyasalarımızın verdiği tepkiler de bunu bir kez daha ortaya koydu.
Ege Cansen de Hürriyet'teki köşesinde bugün bu gerçeğin altını çizmiş ve ne yapılması gerektiğini anlatmış. İşte Cansen'in o yazısı;
Kısa bir süre önce Amerikan Merkez Bankası (Fed), az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan ekonomik çalkantıyı da hesaba katarak bir süre daha “dolar yağdırmaya” devam etme kararı verdi.
Anında Türk Lirası'nın ve ekonomisinin geleceğine dair yapılan tahminler demode oldu ve hemen yenileri piyasaya sürüldü. Anlaşıldı ki, Türk ekonomisine yön vermede Amerikan Merkez Bankası Türkiye Merkez Bankası'ndan çok daha etkindir. Pek tabii Fed’in bu etkinliği sadece Türkiye’de değil tüm “gelişen” (henüz gelişmemiş) ülkede geçerlidir. Küreselleşme dolayısıyla, Fed kararları gelişmiş ülke piyasalarını da etkiler. Mesela son karardan sonra euro, dolara karşı değerlendi. Ama etkilenme gelişmiş ülkelerde sınırlıdır.
ÇİFT PARA BİRİMLİ EKONOMİ
Ürettiğinden fazla tüketen ve bu hali verdiği cari açıktan belli olan, dolayısıyla dış borç almadan ekonomisinin çarklarını çeviremeyen ülkeler vardır. Bunlara “iki para birimli” (dual currency) tabir edilir.
Hemen hatırlayalım: Paranın dört işlevi vardır: 1)Alışverişi mümkün kılma, 2)Fiyatlandırma ve değer ölçme-biçme birimi olma, 3)Tasarruf aracı olma, 4)Özelleştirmelerde, resmi veya özel ihalelerde ve uzun vadeli sözleşme ve kredilerde hesap birimi olma...
Eğer bir ülkede son üç işlevi dolar/euro ifa ediyorsa o ülke “çift para birimli”dir. Böyle bir ülke merkez bankasının izlediği, yüksek veya düşük faiz politikası, tek para birimli ülkelere göre “ters” çalışır. Yani ulusal paraya yüksek faiz uygulamak, döviz akımı sağlayacağı için, döviz faizini düşürür. Ucuz döviz ve düşük döviz faizi ekonomiyi coşturur.
Bir başka anlatımla mesela düşük TL faizi Türkiye’ye sıcak para akımını yavaşlatacağı için, TL’nin değer kaybına sebep olur, alınmış döviz kredilerinin maliyeti devalüasyon etkisiyle yükselir. İthalat ve dövize bağlı yatırımlar yavaşlar. Kısaca düşük faiz ekonomiyi yavaşlatır. Bunda da anlaşılmayacak bir şey yoktur.
ÜSTE ÇIKTIM DİYE ÖVÜNME, ALTA DÜŞTÜM DİYE DÖVÜNME
Geçen gün Güngör Uras da yazmıştı. ABD’nin izlediği dolar basarak ekonomiyi krizden çıkarma politikası er-geç sona erecektir. Böylesi bir politika, bir süre ne kadar iyi sonuç vermiş olursa olsun, sonsuza kadar devam edemez. İyisi mi biz, ekonomimizi döviz bolluğu sona erecek, sıcak para akışı zayıflayacak (sıfırlanacak değil) senaryosuna göre hazırlayalım. Geceleri, sabahlara kadar Avrupa veya Amerika merkez bankası başkanlarının ağzına bakmaktan kurtulalım.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/tedbir-alindigi-gune-fayda-etmez/395765