İstanbul Esenyurt’ta yaşayan 32 yaşındaki fabrika işçisi Şafak Zengin, Türkiye’de son dönemlerde yaşananları, nüfus cüzdanındaki din hanesinden “İslam” ifadesini sildirerek protesto etti.
Zengin, “Başbakan’la tek ortak noktam aynı dinden olmamdı, onu da kaldırttım. Çünkü eğer o Müslümansa ben değilim, böyle Müslümanlık olmaz. Müslüman, Müslümanın kanını dökmez” diye konuştu.
Cumhuriyet’ten Meltem Yılmaz’ın haberine göre; Zengin, bir eş ve baba olarak Türkiye’de son dönemlerde yaşananlara karşı sesini duyurmak isteyen milyonlarca yurttaştan biri. Gezi olaylarıyla başlayan süreçte polisin aşırı güç ve orantısız şiddet kullanımına tanık olan Zengin, hemen ardından Türkiye’nin dış politikada izlediği sert ve uzlaşmaz tutuma büyük bir tepki duydu.
Zengin, bu süreçteki duygu ve düşüncelerini şöyle dile getiriyor: “Türkiye’nin, özellikle Suriye ile ilişkilerinde savaş yanlısı söylemlerini şaşkınlıkla izledim. Müslüman bir ülke nasıl olur da ABD’ye hizmet etmek ederek, Müslümanların katline ön ayak olur anlayamadım. Ayrıca Irak’ta yıllar boyunca Müslüman kanı dökülürken, Türkiye bu duruma nasıl seyirci kaldı, hatta oradaki işgalin de bir parçası olmayı nasıl istedi, tüm bunları derinlemesine sorguladım. Geldiğim nokta beni bir hayli öfkelendirdi ve dinin siyaset için kullanılmasına tamamen karşı olduğumu anladım.”
Zengin, son olarak Tuzluçayır’da planlanan cami-cemevi projesiyle Türkiye’deki farklı kimliklerin asimile edilmeye çalışıldığını belirtti.
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Birsen Gökçe, Türkiye’de bireylerin seslerini duyurabilmek için farklı eylem biçimleri seçtiği bir sürece girildiğine, bunun toplumun ciddi bir bunalımda olduğunun göstergesi olduğuna dikkat çekti. Prof. Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yıllarda toplumsal bunalımın giderek arttığını gözlemliyorduk. Gezi olayları ise bunun dışavurumu oldu.
Bu patlamadan sonra farklı eylem biçimleri de kendini art arda göstermeye başladı. Türkiye’de en yetkili ağızdan başlayarak yayılan şiddet söylem ve eylemleri, toplumdaki bireylerin kendilerini baskı altında hissetmesine neden oluyor. Bu nedenle insanlar her geçen gün farklı ve kimi zaman bizleri şaşırtan eylemlerle koşulları protesto ediyor.
Kimliğinden din hanesini sildiren kişi de İslamiyetin kötüye kullanılmasına tepkisini dile getiriyor. İslam dini öldürmeye karşı olarak bilinir, kişi bunu vurgulamaya çalışıyor. Bu durum, toplumun geniş bir kesiminin duyduğu ortak rahatsızlığı yansıtıyor.”