Radikal'den Jale Özgentürk dünya ekonomisinin gelişmesinde kadınların rolüne dikkat çekti.  Özgentürk, küçük ve orta ölçekli işletme sahibi kadınlara hizmet veren bankaları bir araya getiren bir ağ olan Global Banking Alliance for Women'ın ayrıntılarını yazdı.
İşte o yazı;
Kadınlar 18.4 trilyon dolarlık küresel ekonominin 12 trilyon dolarını kontrol ediyorlar. Evlerde karar verme süreçlerinde en önemli paya sahipler.
Bir araştırmaya göre ABD’de alınan kararların yüzde 73’ünü kadınlar belirliyor. Araştırmalar dünya ekonomisinin geleceğinde kadının öneminin artacağını işaret ediyor... Ancak bugün rakamlar pek iç açıcı değil.
Dünya Bankası’nın bir araştırmasına göre, dünyada tüm gelir gruplarında kadınların banka hesabı sahibi olma oranı halen erkeklerden yüzde 15 daha az.
Resmi bir hesabın olmaması, resmi kredi kanallarını engelliyor. Bu da kadın girişimciliği önünde engel.
Kadınların sahip olduğu küçük ve orta ölçekli işletmeler, gelişmekte olan piyasalardaki KOBİ’lerin yaklaşık üçte birini teşkil ediyor.
Ortalama olarak, kadınların sahip olduğu bu şirketlerin yalnızca yüzde 5 ila 10’u ticari banka kredilerine erişim sağlayabiliyor. Sık sık gündeme getirmeye çalıştığımız bu gerçekler dün de dünya bankacılarının gündemindeydi.
Global Banking Alliance for Women (GBA) küçük ve orta ölçekli işletme sahibi kadınlara hizmet veren bankaları bir araya getiren bir ağ.
Her yıl kadınların iş hayatına katılımının önemine dikkat çekmek üzere bir zirve düzenliyor. Zirve bu kez İstanbul’daydı.
Garanti Bankası’nın ev sahipliğinde iki gün boyunca çeşitli ülkelerden hükümet yetkilileri, bankacıların katıldığı oturumlar gerçekleşti.
Açılış oturumunun konuşmacısı TÜSİAD’ın eski başkanı Ümit Boyner’di. Başkanlık yaptığı dönemde kadın-erkek cinsiyet eşitliği konusunda duyarlı bir politika izleyen Boyner, iş dünyasında önemli bir değişim süreci yaşandığını söylüyor. Buna örnek olarak da TÜSİAD’ı veriyor.
“Erkeklerin kurduğu TÜSİAD’da 1990 yılında 302 üyeden sadece 4’ü kadınken bu sayı 2000’de 29’a, başkanlığım döneminde ise yüzde 15’e yükseldi.”
TÜSİAD üyeleri arasında gerçekleştirilen bir anketin sonuçlarını da paylaşan Boyner, üye şirketlerde kadınların, çalışanların yüzde 35’ini oluşturduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Kadınların orta yönetimdeki payı yüzde 43. Üst yönetimdeki oranı yüzde 19 ve yönetim kurullarının yüzde 10’u kadınların başkanlığında yürütülüyor. Bu oranlar AB ortalamalarının üzerinde.” Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere ise 2006’dan itibaren girişimci kadınları ayrı bir segmentte değerlendirmeye başladıklarını anlatıyor.
Türkiye’de 18-65 yaş arasında girişimciliğe başlama oranının, erkeklerde kadınlara göre 2,5 kat daha fazla olduğunu söylüyor. Benzer büyüklükteki ekonomilerde yüzde 20’lerin üzerinde olan kadının şirketleşme oranının ise Türkiye’de henüz yüzde 6,5 olduğuna dikkat çekiyor.
Karadere, çeşitli kaynaklara göre, Türkiye’de kadınlara ait işletmelerin sayısının da 90 bin civarında olduğunu ekliyor. Bu rakamların değişimi için çalıştıklarını anlatan Karadere kadının ekonomideki yerinin büyümesi gerektiğine işaret ediyor.
Toplantıya katılan bankacıların derdi kadın-erkek cinsiyet eşitliğine katkıda bulunmak değil tabii ki. Bir bankacı “Kadın sorununa aktivist hareket olarak değil ekonomik yaklaşıyoruz” derken bunu vurgulamak istiyor. GBA CEO’su Inez Murray da “Bankalar kâr görmeden somut adım atmaz” diyor ve kadının gelecekteki gücüne dikkat çekiyor.
Konuşmaların ortak noktası ise büyük potansiyele sahip olsa da bankacıların dünyanın her yerinde sadece çalışan değil girişimci olarak bile kadınlara karşı “rezervli” yaklaşımı. Pakistan’ın en büyük bankalarından Habib Bank’ın kadın yöneticisi Sima Kamil, kültürel olarak kadınlara “hassas” yaklaşmak zorunda olduklarını söylüyor. 13 bin kişinin çalıştığı bankada kadın çalışan oranının da sadece yüzde 8 olduğunu ekliyor.
Yine araştırmalara dönersek büyümenin gücünü artık gelişmekte olan ülkeler oluşturuyor ve bu ülkelerde kadınlar iş hayatında kendilerine yeni yeni yer buluyor.
Dünyada toplam tüketimin yüzde 64’ünü oluşturan kadınlar büyük bir “güç” değil de ne!