Küresel ekonomideki daralmayı aşmaya çalışan ihracatçılar, dünyada 2 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşan helâl ürünler pazarına yöneldi. Firmaların hedefinde ağırlıklı olarak gıda, ilaç, kozmetik, tekstil ve temizlik sektörlerini kapsayan pazarda yer almak ve 80'den fazla ülkeye satış yapmak var. Bu kapsamda gerçekleştirilen İstanbul Helâl Expo-Helal ve Sağlıklı Ürünler Fuarı Yeşilköy CNR'da başladı.
Sine Fuarcılık ve CNR Expo Fuarcılık organizasyonu, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) desteğiyle gerçekleştirilen fuarın açılışını gerçekleştiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Malezya'nın helâl sektöründe parmakla gösterilen ülke olduğunu belirterek, "Türkiye de helâl sertifikalama sektöründe her geçen gün büyüyor" dedi. CNR Holding CEO'su Cem Şenel ise 200 markanın katıldığı fuarı 20 bin sektör profesyonelinin ziyaret etmesini beklediklerini ifade etti.
ÇANTACILAR İŞBAŞINDA
Bu işin görünen tarafı. Görünmeyen skandal tarafına gelince, onu da Şeref Oğuz yazdı. Sabah Ekonomi Müdürü Oğuz, köşesinde çantacı gibi dolaşıp para karşılığı, denetimsiz, adrese teslim sertifika pazarlayanları anlattı. Şeref Oğuz, “Helale haram karıştırmayın” başlıklı köşesinde olayı şöyle kaleme aldı:
“Helal pazarı bu örneğe uyuyor. İslam ülkeleri arasındaki ticarette "helal sertifikası" üzerinden yürüyen bu yeni alanda Türkiye kendini bir anda 2 trilyon $'lık pazarın içinde buldu. İstanbul'da başlayan Helal Expo ve Sağlıklı Ürünler Fuarı, dünyadan büyük ilgi gördü.
Helal gıda, İslami usullere göre hazırlanmış, bütün süreçleri (kesim, paket, katkı, tasarım, işçi hakları vs.) tanımlıyor. Ancak Helal Pazarı'na girişin bir kuralı var: Helal Sertifikası... Bu sertifikayı sağlayabilmek için tedarik, üretim ve dağıtım süreçlerinizin "İslami usullere göre" yapıldığını ispat etmeniz gerekiyor.
Bir tür ISO mahiyetindeki bu sertifikayı dünyaya Malezya satıyor. Eğer bu akreditasyon merkezinden yetkinlik almış iseniz, kendi ülkenizde benzer sertifikayı üretebilir ve satabilirsiniz. Tam da bu noktada bir risk var. O da tıpkı ISO standart belgelerindeki gibi işin hile hurdaya kaymasıdır.
Akreditasyonu hak edip helal sertifikasını etik, doğru ve nitelikli üretenleri özenle ayrı tutuyorum. Ancak öylesi firmalar türedi ki bir şekilde ele geçirdiği yetkiyle "çantacı" gibi dolaşıp sertifika pazarlıyorlar.
İhtiyaç duydukları, lazer yazıcı ve şık tasarım... Şirkete gitmiyorlar bile. Kontrol mühendisi, süreç uzmanı, denetim, eğitim vs. hak getire... Kaç sertifika istiyorsunuz? Üç, beş? Tanesi 2 bin liradan başlar. Ancak daha çok talep ederseniz adedi 400 liraya dahi iner. Gelmenize de gerek yok. Bir kurye şirketi ile sertifika, kapınızda...
Peki, "helal" bunun neresinde? Aslında bu yeni fırsat alanının, böylesi haramzade fırsatçıların hırsına kurban edilmemesi için, sertifikacıları kontrol edecek üst kurul ihtiyacı vardır. TSE olur mu bilemem ama helale haram karıştırmayalım ki altın yumurtlayan tavuğu boğazlamamış olalım.”