Nisanda başlayıp hazirana kadar süren üç ayda yüzde 25 civarında değer kaybederek onsu (31.10 gram) 1.200 doların altına inen, ardından toparlanıp 1.320 doların üstünde sabitlenen altın, hâlâ güvenli liman olma özelliğini koruyor.
Altında 45 yılın en sert düşüşü yaşansa da, vatandaşın ve bankaların altına olan ilgisi ve onu yatırım aracı olarak kullanma alışkanlığı değişmedi. 409 tonluk altın rezerviyle dünyada 14’üncü sırada yer alan Türkiye, yastık altı altınların ekonomiye kazandırılması için yoğun çalışıyor. Bu konuda Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) altını bankalara çekme adımları etkisini göstermeye başladı. Türkiye’deki yastık altı altın stokunun 3-5 bin ton arasında olduğu ve bunun değerinin de 160-260 milyar dolar arasında olduğu düşünülürse, ekonomiye kazandırılacak her gram altının önemi ortada.
21 BANKADA 11.9 MİLYAR
Taraf'ta yer alab habere göre, BDDK’nın yayımladığı “Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü-Mart 2013” raporuna göre, Mart 2013 itibarıyla bankacılık sektöründeki 21 bankaya ait kıymetli maden depo hesaplarının toplamı 11.9 milyar dolara ulaştı. Bankalararası kıymetli maden depo hesapları hariç tutulduğunda sektör mevduatının yüzde 2.6’sı kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. 2011 yılında çok ciddi artış gösteren kıymetli maden depo hesaplarının artış hızında, 2012’de yavaşlama olsa da, son iki çeyrekte belirgin yükseliş (2.8 milyar dolar) oldu. Bankalararası depolar hariç tutulduğunda, kıymetli maden depoları 2013’ün ilk çeyreğinde 984 milyon dolar (yüzde 9.4) artarak, 11.4 milyar dolara yükseldi. Kıymetli maden depolarının 18 tonluk kısmı bankaların fiziki olarak topladığı altından oluşuyor.
ALTINA İLGİ 2011’DE ARTTI
Küresel krizle birlikte yatırımcıların risk iştahlarının azalması ve güvenli yatırım araçlarına olan talebin artması altın fiyatlarında 2008-2012 döneminde ciddi artış görülmesine yol açtı. Bu dönemde altının ons değeri dolar bazında yaklaşık iki kat yükseldi. Diğer taraftan, 29 Mayıs 2008 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008-32/35 No’lu Tebliğ ile bankalarca altın, gümüş ve platin depo hesabı açılması, altın, gümüş ve platin kredisi kullandırılması ve kıymetli madenler aracı kuruluşları tarafından yurtdışından kıymetli madenler kredisi sağlanmasına ilişkin usul ve esasların yeniden düzenlenmesiyle bankalar, gerçek ve tüzel kişiler adına, altın, gümüş ve platinin fiziken tesliminin yanında bankalarca satışı yapılmak suretiyle de vadeli veya vadesiz olarak altın, gümüş ve platin depo hesabı açabilme olanağına kavuştular. Söz konusu mevzuat değişikliğinin olumlu etkisiyle sektörde altın mevduatına olan ilgi 2011 yılının ikinci yarısıyla birlikte yükseliş gösterdi.
HER YIL 150 TON İTHALAT YAPILIYOR
Türkiye 1995 yılından bugüne 2.829 tonun üzerinde altın ithal etti. Haziran ayında altın ithalatı yüzde 51.8 artarak 2.1 milyar dolara ulaştı. Yılda ortalama 150 ton altın ithal eden Türkiye’nin altın üretimini de her yıl artırıyor. 2011 yılında 23.9 ton, 2012’de de 27.3 ton altın üretimi gerçekleşti. Altın üretimi her yıl artan Türkiye’nin ihracatında da sıçrama yaşandı. İstanbul Mücevher İhracatçıları Birliği verilerine göre, Türkiye’nin altın mücevherat ihracatı 2010 yılında 1.2 milyar dolar, 2011’de 1.5 milyar dolar, 2012 yılında da 2.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye altın mücevherat pazar büyüklüğü açısından; Hindistan, Çin, ABD ve Rusya ile birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alıyor. Üretimde ise Hindistan ve İtalya ile birlikte ilk üç ülke arasında bulunuyor.
DÜNYA ALTIN REZERVLERİNDE TÜRKİYE 14’ÜNCÜ SIRADA
Dünya Altın Konseyi Mayıs 2013 verilerine göre, dünyada yıllık olarak toplam 2.000 - 3.000 ton arasında altın üretiliyor. ABD, 8.100 ton ile dünyanın en büyük altın rezervine sahip ülkesi. Almanya 3.400 ton ile ikinci sırada. 2 bin tonun üzerindeki rezervlerle Almanya’dan sonra IMF, İtalya ve Fransa geliyor. Türkiye ise 409 tonluk ile altın rezervleri açısından 14’üncü sırada bulunuyor.