FINANSGUNDEM.COM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Lokali'nde düzenlenen Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) buluşmalarına katıldı. 
Bir konuşma yapan, ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Kemal Kılıçdaroğlu, Koç Grubu’na ait enerji şirketlerine yönelik başlatılan vergi denetimi için şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ben uzun süre vergi denetmenliği yaptım. 12 yılda sadece 1 kez aramalı denetleme yaptık. Bunu yapmak için olağanüstü bir şey olması lazım. Tüpraş'taki olağan bir inceleme değil. Bir bakan olağan rutin dese de öyle değil, bir partinin yöneticisinin ihbarıyla aramalı vergi denetimi olmaz. Vergi denetçileri bağımsız olmalı, objektif kriterlerle çalışmalı. Maliye Bakanı bile talimat vermemeli, Tüpraş'ta yapılan aramalı vergi incelemesinin hesabını veremediler. Başbakan’ın 'hesabını verecekler' söyleminden sonra yapılan bir inceleme. Hitler döneminde 'Führer'e doğru' diye bir kavram vardı, Hitler bir şey söylerdi, arkasından harekete geçilirdi. Süreç oraya doğru gidiyor. Bununla iş dünyasına gözdağı veriliyorsa bu daha vahim, iş dünyası buna tepki göstermeli. Biz muhalefet olarak konuyu araştırıyoruz. Ama sivil toplumun tepki vermesi daha doğru olur, biz tepki verirsek bir grubun bir partiye angeje olması gibi gösteriyorlar. Vergi denetimi siyasallaşmamalı, Gelir İdaresi Kurulu özerkleştirilmeli.”
"BU ANCAK DİKTA REJİMLERİNDE OLUR"
Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bir Başbakan, ‘Yasama ve yargı benim için ayak bağıdır’ derse kıyametin kopması lazım. Biz de ‘Diktatör’ dedik. Bu yanlış mı? Hayır. 34 insanımız Uludere’de öldürüldü. Başbakan, ‘Biz bunu aydınlatacağız’ dedi. ‘Ankara'nın derin dehlizlerinde kaybolmayacak’ dedi. Kayboldu. Diktatör denildiğinde kızdığını biliyorum. O zaman ona göre davranacak. Gazetecilere, ‘Sizin boynunuzdaki tasmayı biz çıkardık’ dedi. Bunlar ancak diktatörlerin olduğu bir ülkede söylenir. Türkiye'de demokrasi tehlikededir. Yargının bağımsızlığı var mı? Yok. Medya bağımsız mı? Değil. Üniversiteler özgür mü? Değil. Bu ancak dikta rejimlerinde olur.
‘Yüzde 10 barajını biz getirmedik’ diyor. Kenan Evren rejimi getirdi. Kaldırılmasına kim karşı? Sen! ‘Kime diktatör denir?’ diye broşür hazırladık. Biz onun söylemlerine yanıt vermek istemiyoruz. Siz sorunca söylüyoruz. Bana sorarsanız ona yanıtı psikologların vermesi lazım."
"TÜRKİYE'Yİ REZİL EDİYOR"
Başbakan Erdoğan’ı, The Times gazetesindeki ilana ilişkin sözlerinden dolayı da eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Oscarlı, Nobel Ödülü almış pek çok aydın, batıda hükümeti eleştirdi. Bugün ne söylüyor? 'Sözde sanatçılar' diyor. İnsaf yani. Oscar Ödülü alana 'Sözde sanatçılar' derseniz, kimse kusura bakmasın ama kendinizi değil, Türkiye'yi de rezil etmiş olursunuz. Ben bu kadar sert konuşmayıp da, ne söyleyeyim Allah aşkına, bana söyleyin.”
"KAMU-ÖZEL BANKA AYRIMI OLMAZ"
CHP lideri Kılıçdaroğlu bir soru üzerine ise Başbakan’ı eleştirirken, “Kamu, özel banka ayırımı olmaz. Şu bankadan paranızı çekin, şu bankaya yatırın demek suç. Peki savcılar niye harekete geçmiyor? Demokrasilerde harekete geçer. Kredi kartı kullanmayın diyor. Sizin seyanizde biliyoruzki kendisinin kredi kartları var. Ekonomiyi bilmiyor, bankacılığı bilmiyor” dedi. 
“Başbakan 4-4’lük aleviyim dedi. Siz ne düşünüyorsunuz” sorusuna ise CHP liderinin yanıtı şu oldu: “Ben de 4x4’lük insan olmaya çalışıyorum. Her inanca her kimliğe saygı göstermeliyiz. Türkiye'de siyaset iki şeyi çok acımasızca kullanıyor: İnanç ve etnik kimlik. Kim doğarken anne babasını seçebiliyor ki...”