Yazdır

Ayvalık tutkunu Sabancı

Tarih: 17 Temmuz 2013 - 08:04

Güler Sabancı, Marmara’nın Ege’ye dönük yüzü Ayvalık’a tutkun iş insanlarının başında geliyor

Türkiye turizminin sembol ilçelerinden Ayvalık’a tutkun pek çok iş insanı var. Güler Sabancı, Halis Komili, Sevil Sabancı, Şerif Kaynar bunların başında geliyor. Cem Boyner ise zaten eş durumundan Ayvalıklı...
Milliyet'in haberine göre Ayvalık, taş kahvesi, Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü, sualtı güzellikleri, deniz ürünleri, tostu, zeytini, zeytinyağı ile ünlü. Ayvalık aynı zamanda çevresi yanarken tatlı tatlı esen rüzgarıyla bilinir... Eşsiz maviliğin ortasında demirlemiş teknenin güvertesinde saçlarını rüzgara bırakmış. İyot kokusunu içine çekiyor. Gözlerini kapıyor. Tekneye çarpan küçük dalgalar ve rüzgardan başka ses yok. Ama sanki... Çok uzaklardan belli belirsiz gelen bu ses... Lir sesi mi yoksa!
Apollon’un liri çağırdı!
Evet Apollon’un liri bu... Ayvalık’ta, Yalancı Boğaz’da çünkü... İki yanında Apollon Adaları... Müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı Apollon... Hem kahindir Apollon hem de kehanetini insanlara aktarır... Teknede saçlarını rüzgara bırakan da kehanetten payını almaya gelmiş belli ki... Kim mi o? Bir Ayvalık tutkunu... Belki Güler Sabancı, belki Ümit Boyner, belki de Sevil Sabancı...Marmara’nın Ege’ye dönük yüzü Ayvalık’a aşık onlarca iş insanı var zira...
Doğum günü Ayvalık’ta...
Kimileri için tatil mutlak bir sessizlik demek. Kimileri ise tatili dostlarıyla kalabalık geçirmeyi seviyor. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı onlardan birisi. Sohbetlerinin derinliğini, uluslararası ortamlarda öğrendiği yenilikleri dostlarıyla paylaşma çabasını göz önüne alınca tatilde yakınında bulunanların ne kadar şanslı olduğunu anlayabilirsiniz. Ege aşığı...
Yaptığı kısa tatillerde özellikle lokal mimarla çalışarak köy evi şeklinde restore ettirdiği Ayvalık’taki taş evinde kalıyor. Önemli yabancı misafirlerini de bu evde ağırlıyor.
Eğitime adanmış bir hayat
Güler Hanım zaman zaman da tekneyle Ege ve Akdeniz sahillerine açılıyor... Ayvalık’ın özellikle yabancıların tercih ettiği bir destinasyon olması için büyük bir çaba harcıyor. Yurtdışında, Türkiye’den bahsederken mutlaka Ayvalık adı geçiyor sohbetlerinde... Güler Sabancı doğum gününü de geçenlerde dostlarıyla birlikte burada kutladı.
Güler Sabancı’yı tanıyanlar bilirler. Yaşam hobisi üniversite... Gençlerin, özellikle kızların eğitimiyle yakından ilgili... Özellikle Sabancı Vakfı tarafından yürütülen projelere ve çocuk gelinler konusunda büyük mesai harcıyor. Bulduğu her fırsatta üniversitede öğrencilerle biraraya geliyor. Öğrencilerle mezuniyetlerinden sonra da bağını koparmıyor.
Üniversitede yapılan bilimsel çalışmalar da Güler Hanım’ın odaklandığı konulardan. Hong Kong Polytechnic Üniversitesi’nin yakın zamanda Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak Sabancı’ya Fahri Doktora ünvanı vermesi büyük anlam taşıyor.
Çağdaş sanatın izinde
Güler Hanım’ın antika merakı olduğunu biliyorduk. New York, Londra başta olmak üzere buralardaki yüzyıllık antikacıları gezerdi. Son yıllarda ise kendini çağdaş sanata verdi. New York, Londra başta olmak üzere zorlu iş seyahatleri için gittiği her şehirde galerileri mutlaka geziyor.
Basel başta olmak üzere sanatsal etkinlikleri kaçırmamaya çalışıyor. Gözünü eğitiyor, sanat üzerine okumalar yapıyor.
Deniz ve kültür turizminin vazgeçilmez adresi
Ayvalık başta Şeytan Sofrası olmak üzere eşsiz doğal güzelliklere sahip. Deniz tatilinden hoşlananların adresi. Ancak özellikle eski Rum evleri ve yapılarına dayanan sokakları kültür turizmi arayanlar için de ilçeyi emsalsiz kılıyor. Agia Paraskevi Manastırı, Saatli Camisi, Taksiyarhis Kilisesi, Hamidiye Camisi, Ayazma Kilisesi görülmesi gereken mekânlardan.
İKON SERGİLERİN ARKASINDA O VARDI
Güler Sabancı’nın çağdaş Türk sanatçılarına verdiği destek biliniyor. Yurtdışından sanatseverlerin büyük ilgi gösterdiği, ziyaretçi sayılarıyla rekor kıran Picasso, Rodin, Rembrandt, Monet Sergileri’nin Türkiye’ye gelmesi için çok uğraştı.
Güler Sabancı, Türkiye’nin tanıtımı için yurtdışı sanatsal etkinliklere de ayrı bir önem verdi hep. Sakıp Sabancı Hat Koleksiyonu’nun yurtdışındaki sanatseverlere ulaşması için büyük çaba gösterdi. Onun çabalarıyla müzenin resim koleksiyonundan bir seçki de Lizbon’daki Gulbenkian Vakfı Müzesi’nde Avrupalı sanatseverlerin ziyaretine açıldı.
MARDİN’İN KADERİ DEĞİŞTİ
Güler Sabancı’nın yurtdışı bağlantılarında öne çıkan, yabancı dostlarıyla paylaştığı diğer bir şehir de Mardin. Mardin’in dünyada daha çok tanınması için çabalayan Güler Sabancı, Sakıp Sabancı Müzesi’nin Uluslararası Danışma Kurulu Üyeleri yıllık toplantısını “Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nin” bulunduğu kentte yaptı. Paris Güzel Sanatlar Akademisi Müdürü Henry-Claude Cousseau, Sir Norman Rosenthal, New York Metropolitan Sanat Müzesi Uluslararası İlişkiler Eski Yöneticisi Mahroukh Tarapor, New York Modern Sanat Müzesi (MoMA) Direktörü Dr. Glenn Lowry’ın da aralarında bulunduğu dünya sanat  camiasının önde gelen 20 ismini Mardin’de ağırladı.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, Mardin’in kentsel oluşumunu, yaşam kültürünü sergilemeyi ve tanıtmayı amaçlıyor. Güler Hanım’ın ajandasında değişmeyen tarihlerden biri de 27 Mart; Dünya Tiyatrolar Günü’nde yapılan, Sabancı Vakfı desteğiyle gerçekleşen Sabancı Uluslarası Adana Tiyatro Festivali’nin açılışı.
Bir kaç yıl önce Güler Hanım’ın önerisiyle açılış performansı Adana’nın tarihi Taş Köprüsü’nün üzerine taşınmış ve tüm Adanalılar’ın katılabileceği bir etkinliğe dönüşmüştü.
CEM BOYNER DAMAT GİTTİĞİ AYVALIK’TA KIZINA DÜĞÜN YAPTI
Hayatı dolu dolu yaşayan ve Ayvalık’ı mesken tutan işadamlarından biri de Cem Boyner. Lise yıllarından bu yana amatör olarak fotoğraf çekiyor. Diğer bir hobisi ise dalış sporları. Eşi Ümit Boyner de su altı dünyasına meraklı. Şimdilerde çok yapamasalar da Kızıldeniz’de yaptıkları dalışlarda su altı dünyasından çok güzel kareler çektiler. Cem Boyner Fethiye, Bodrum, Datça, Filipinler’de çektiği fotoğrafları ‘Sualtı’ adlı sergisinde topladı.
25 metrede bir şair
Cem Boyner hem çok iyi bir konuşmacıdır hem de kalemi kuvvetlidir. Yaptığı dalışlarla ilgili yazdığı notlar arasında yer alan Kızıldeniz’de yazdığı şu dizelere bakar mısınız: “Bu dik duvar bir renk cümbüşü; nefesimizi kesiyor. Ben, 25 metrede objektifimle mercanların renklerini yakalamaya çalışırken ölen güneş bana yardımcı oluyor. Ümit (Boyner), 15’inci metrede adeta bir resim sergisi gezer gibi. Mor, sarı, pembe, kırmızının tonlarını filme çekiyor.”
Palamuta çıkıyor
Artık eskisi kadar dalmayan Cem Boyner daha çok insan fotoğrafları çekiyor.
Cem Boyner’in son zamanlardaki en büyük hobisi ise balığa çıkmak. Palamut döneminin yaklaştığı 15 Ağustos sonrasında kendisini Boğaz’da, palamuta çıkmışken görmek mümkün. Deniz olan her yere oltayı atıyor. Balığa çıktığı zamanlarda kontağı tam anlamıyla kapatıyor, stresten arınıyor. Boyner, Alaçatı’da orkinos avına çıkmaktan büyük keyif alıyor. Alaçatı’da yapılan Uluslararası Açık Deniz Balıkçılık Turnuvası’nı son iki yıldır içinde Mustafa Taviloğlu’nun da olduğu ekibi kazanıyor.
Boş çekmek de var!
Oltayı atıyor, bekliyor, güneşi batırırken eli boş dönebilme ihtimalini de kabulleniyor... Cem Boyner’in diğer bir merakı da bilindiği gibi avcılık. 17 yaşından bu yana ava çıkıyor. Boyner tatillerinin önemli bir bölümünü Ayvalık’taki yazlığında geçiriyor. Ayvalık’la da derin bir ilişkisi var. Zira eşi Ümit Boyner doğma büyüme Ayvalıklı...
Cem Boyner de Ayvalık’ın damadı. Kızı Emine’nin de düğününü buradaki evinde yaptı.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/ayvalik-tutkunu-sabanci/389057