ABD Başkanı Barack Obama'nın ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcılığına aday gösterdiği Victoria Nuland, "Türkiye ile ittifakımız, Türkiye ile ilişkilerimiz, sadece Avrasya bölgesinde değil, aynı zamanda Ortadoğu, Kuzey Afrika ve özellikle de Suriye konusunda şu anda yürütmekte olduğumuz tüm çalışmalar açısından kritik öneme sahip" dedi.
Nuland, adaylığının onaylanması sürecinde Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin oturumunda konuştu.
Soru cevap bölümüne geçmeden önceki konuşmasında Kıbrıs meselesine de değinen Nuland, "Bugün, Kıbrıs'taki 40 yıllık bölünmüşlüğü ele alma noktasında, değişen tavırlar ve koşullardan faydalanmak için gerçek bir fırsata sahibiz" dedi.
Senatör Jeanne Shaheen'in, "Kıbrıs konusunda ilerleme sağlamak için bir fırsatın olup olmadığına" yönelik sorusu üzerine Nuland, "Şu anda bir fırsatın olduğuna inanıyorum. Bence koşullar değişiyor, tavırlar da değişiyor, sadece Kıbrıs'ta değil, aynı zamanda Yunanistan'da ve Türkiye'de ve bundan faydalanabiliriz" diye konuştu.Nuland, Kıbrıs açıklarında doğal gazın olduğuna işaret ederek, "Bu, hepimizin istediği, çıkarları paylaşabilecek iki bölgeli, iki toplumlu federasyon şeklindeki çözüme ulaşılması için güçlü bir motivasyon unsuru. Kıbrıs'ın tekrar zenginleşmeye başlaması Avrupa için hayati önemde ve bunun üzerinde çalışmanın bu yönde de olumlu etkisi olacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.
Oturumda Senatör Chris Murphy, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptıkları, elbette Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin kadar olmasa da yine de rahatsız edici, (Gezi Parkı eylemleri sırasında yaşananları kastederek) İstanbul'daki baskılar, gazetecilere muamelesi, orduya yönelik tavrı... Putin hükümetine baskı uyguladığımız konuların bazılarında, daha az derecede de olsa, Erdoğan'a da baskı uygulamaya devam etmek için elimizdeki araçlar neler" yönünde bir soru yöneltti.
Nuland, soruyu şöyle yanıtladı:
"Türkiye ile ittifakımız, Türkiye ile ilişkilerimiz, sadece Avrasya bölgesinde değil, aynı zamanda Ortadoğu, Kuzey Afrika ve özellikle de Suriye konusunda şu anda yürütmekte olduğumuz tüm çalışmalar açısından kritik öneme sahip. Böylesine yoğun ve sıkı ilişkilere sahip olmamız, (ABD Dışişleri Bakanı) Kerry'nin Türkiye'ye çok sayıda ziyaret düzenlemesi, ABD Başkanı Obama'nın Başbakan Erdoğan'la düzenli olarak görüşmesi gibi, aramızda sürekli bir temasın olmasından dolayı, Türkiye'nin demokratik yönü hakkında endişelerimiz olduğunda çok açık ve samimi biçimde konuşabiliyoruz. Bunu tüm düzeylerde yaptık, çünkü Türkiye'nin demokrasisi ve demokrasisinin gücü, sadece kendisi için önemli değil. Yalnızca bir NATO müttefiki değil değil, Müslüman çoğunluklu nüfusa sahip bir ülke olarak da Türkiye'nin demokrasisi, hem İslami hem de demokratik olabilmeyi arzulayan, dünya genelindeki ve bölgedeki diğer ülkeler tarafından izleniyor.
Dolayısıyla, toplanma özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, gazetecilerin korunmasının, ülkeyi güçlendiren temel demokratik değerler olduğu noktasında, bu hususları Türk hükümetine dile getirmeye devam edeceğiz. Ve şu anda Türkiye hükümetinin yapmakta olduğu anayasayı gözden geçirme çalışması bağlamında, bu korumaların hafifletilmesi değil, güçlendirilmesini arzuluyoruz."