Yazdır

Borsayı 76 bine taşıyan şirketler!

Tarih: 30 Haziran 2013 - 08:44

Yabancı yatırımcılar BİST'ten kaçarken geçen hafta Cuma günü şaşırttılar

Borsada sert yükseliş ve düşüşlerin nedeni olan yabancılar yine sahneye çıktı. Zaman Gazetesi yazarı Selim Işıklar yabancı alımlarına açıklık getirdi. İşte o yazı:
Önceki haftaki analizimizde, büyük düşüşte bilinenin aksine yabancı yatırımcıların alıma geçtiğini belirtmiş, bunu başlığa taşımıştık.
Geçen hafta tahminlerimiz doğrultusunda endeks yüzde 4 artarken, bazı yabancı yatırımcıların panik hareketini tetikleyen satışlarına yine farklı yabancı yatırımcılardan karşılık gelince endeks 77 bin puana kadar yükseldi. Cuma günü vade sonu olması sebebiyle Vadeli İşlemler Borsası endeksi kapanışına yönelik olarak düşündüğümüz özellikle Garanti ve Akbank hisselerindeki işlemler endekste ani değişikliğe sebep oldu. Son dakikalarda bu iki şirket endeksin baş aşağı inmesine sebep olacakken, kapanış seansında iki bankada gerçekleştirilen alımlar endeksin 74 bin yerine 76 bin seviyesinden kapatmasında etkili oldu.
Açıkçası yabancı yatırımcıların bir bölümü düşüşe oynamaya devam ederken, bir bölümü ise yükselişi desteklemeye devam etti. Çok değil bir ay önce rekorlar kırarak 93 bin puana ulaşan Borsa, son kapanış yükselişine rağmen dolar bazında yüzde 24 aşağı gelmiş durumda. Tahvil fiyatları hafif bir gevşeme yaşamış olsa da son bir ayda allak bullak oldu. Türkiye son bir ayda içeriden ve dışarıdan etkilerle bir hayli hırpalandı. Bu sert piyasa hareketlerinin Gezi olaylarından mı kaynaklandığı yoksa ABD 10 yıllık tahvil fiyatlarındaki sıçramanın etkisiyle mi (FED parasal genişleme politikasının sonuna gelindiği beklentileri ABD tahvil piyasasında iki kata yakın artışlara sebep olmuştu.) gerçekleştiği noktası oldukça önemli. Bence iki durum Türkiye’yi birlikte negatif etkiledi. Neyse ki, uzun yıllardan beri Türkiye ile adeta ikiz kardeş olarak gösterilen ve 2002 yılından bu yana neredeyse aynı paralellikte siyasi ve ekonomik başarılarla öne çıkan Brezilya’da, çok daha basit bir sebeple ortaya çıkan durum, küresel ekonomik savaşın ortak paydasında Türkiye ve Brezilya’nın yollarını kesiştirdi.
Türkiye’de olaylar şimdilik azalmış gözüküyor. Ancak bazı kritik gelişmeler, önümüzde zorluklar olduğunu gösteriyor. Piyasaların algısı ne durumda, buna bir göz atalım. Gerek siyasi gerekse piyasalardaki olumlu hava son bir ayda altüst olduktan sonra, bir darbe de FED başkanından gelmişti. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve diğer merkez bankalarından gelen açıklamalar ortamı biraz sakinleştirmiş gözüküyor. Cuma günü FED yetkililerinden peş peşe gelen açıklamalar altın başta olmak üzere değerli madenlerde uzun süreden beri devam eden düşüşü engellemiş gözüküyor. Özellikle tahvil piyasalarının abartılı tepki verdiği yönündeki söylemler sanki piyasalardaki agresif hareketlerin ardından bir olumlu sinyal gibi algılandı. Belki de bu açıdan piyasalarımıza geri dönüşler oldu. Ama görünen odur ki çözüm süreciyle ilgili gelişmeler şu an piyasa algısının kilitlendiği en önemli siyasi durum. Türkiye oldukça sıcak bir atmosfere girdi. Eğer bu süreçten önemli bir yara almadan çıkılabilirse ekonominin en kırılgan noktası olan cari açık sorununu da kökünden çözer. Aksi halde ABD hapşırdığında zatürree olan yapısına dönerek 2001 yılları öncesinde olduğu gibi bahar havasından kışa döner.
Önümüzdeki hafta dışarıda ABD istihdam piyasasındaki gelişmeler dikkatle izlenecek. Avrupa tarafında ise ECB’nin faiz kararı takip edilecek. İçerde ise haziran ayı enflasyon verileri piyasalara yön verecek önemli veri akışı olarak duruyor. Teknik olarak Borsa’da 77 bin önemli bir direnç noktası, aşılırsa 80 bin test edilebilir. İbrenin aşağı yöne dönmesi halinde 74 bin ve sonrasında en kritik seviye olan 70 bin dikkatle takip edilecektir.
ABD 10 yıllık tahvili, sert yükseliş sonrası sakinleşti
Haziran 2007’de yüzde 5,33 seviyesinde iken krizin patlak vermesinin ardından ABD’de Merkez Bankası’nın (FED) faiz politikasında aşağı yönlü operasyonlar ve hükümetin dev teşvik uygulamalarıyla düşüşe geçen ABD 10 yıllık tahvil fiyatları, 5 yılın ardından 3 Mayıs 2013’te 1,38 seviyesine kadar gevşemişti. 19 Haziran’daki FED toplantısı öncesi birdenbire yükselişe geçen 10 yıllıklar, önce yüzde 2’ye, 19 Haziran’da FED Başkanı Ben Bernanke’nin tahvil alım programının önümüzdeki yıl sonlandırılabileceğini açıklamasıyla oldukça keskin bir yükselişle yüzde 2,65 seviyesine kadar çıktı. Geçen hafta içinde bu zirve noktalarından uzaklaşmasa da diğer FED yetkililerinin Bernanke’nin yanlış anlaşıldığı şeklindeki açıklamaları ile 2,47-2,54 aralığında hareket etti. Şimdi gözler önümüzdeki hafta istihdam verilerine odaklanmış durumda. Beklentiler dahilinde istihdam piyasaları bir miktar azalış gösterirse piyasalar bunu olumlu algılayabilir, doğal olarak oranlarda bir miktar gevşeme yaşanabilir. Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalardaki yatırımcıların merakla takip ettiği bu gösterge tahvilindeki gelişmeler içeride de tahvil piyasalarını etkiliyor. Hatta altın fiyatlarının kısa vadede yükselişi, bu tahvilin kaybına bağlı diyebiliriz. Altın yüzde 35 gerilerken petrol fiyatları hâlâ 100 dolar üzerinde hareket ediyor. Altın ve petrol fiyatındaki zıt hareketler, altının petrole göre son 5 yılda daha hızlı yükselmesi ve kayıpların aynı hızla gerçekleşmesine yol açtı.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/borsayi-76-bine-tasiyan-sirketler/387549