ABD’de Büyük Birader PRISM skandalı büyük teknoloji şirketlerini zor durumda bıraktı. Facebook ve Microsoft’un ABD’de devletin veri erişim talepleriyle ilgili rakamları açıklamasının ardından gözler teknoloji dünyasının diğer büyük şirketlerine çevrilmişti. Apple’da Microsoft ve Facebook gibi açıklama yaparak, ABD hükümetinin PRISM programı dahilinde Aralık 2012 – Mayıs 2013 tarihleri arasında, 4 bin – 5 bin kullanıcı verisi talep ettiğini belirtti.
Apple, hükümet yetkililerinin yaptığı bu taleplerin ulusal güvenliği sağlamak ve terörü engellemek için verilerin paylaşıldığını belirtti. Facebook ve Microsoft’tan istenen 6 ayda 17 bin kişisel veri sayısına göre düşük bulunan rakamlar kamuoyunda soru işaretlerine neden oldu. 3 Önemli teknoloji devinin yaptığı bu açıklamalar, teknoloji kullanıcılarının bu şirketlere güvenlerinin kaybolmasına neden oldu.
ABD HEPİMİZİ GÖZETLİYOR
ABD’nin 2007’de başlattığı PRISM (Prizma) kod adlı gizli takip programını, sızdırdığı gizli belgelerle Hong Kong’da açığa çıkaran eski ajan Edward Snowden, program çerçevesinde dünya üzerindeki tüm telefon konuşmaları ile elektronik posta haberleşmesinin takip edildiğini ortaya çıkarmıştı. Amerikan medyası ise, ABD’nin Facebook, Google, Microsoft, Yahoo, PalTalk, AOL, Skype, Youtube ve Apple’ın tüm verilerine erişim yolu olduğunu ileri sürmüştü. 9 teknoloji şirketi, ABD istihbaratının şirket sunucularına ‘arka kapıları’ olduğunu kabul etmiyor.
AllThingsD’nin haberine göre, Google ve Twitter devletten gelen erişim taleplerinin açıklanması konusunda Microsoft, Facebook ve Apple’dan farklı bir yol izlemenin peşinde.
Google’dan yapılan açıklamada devletten gelen veri erişim taleplerine ilişkin rakamları açıklarken ulusal güvenlikle ilgili konularda gönderilen taleplerin ayrı tutulması gerektiği belirtildi. Twitter’ın hukuk işleri direktörü Benjamin Lee de kişisel hesabı üzerinden yaptığı açıklamada Twitter’ın bu konuda Google ile aynı düşüncede olduğunu açıkladı. Google’dan yapılan açıklamada ulusal güvenliği ilgilendiren taleplerin sayısını açıklamanın bir geri adım olacağının da altı çizildi. Şeffaflık konusundaki taleplerin varlığı da göz önüne alınınca ABD’de devletin uygulamaları daha uzun süre tartışılacağa benziyor.