CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Sayın Nurullah Öztürk'ün, RTÜK üyeliğine nasıl seçildiğine dair bir basın açıklaması yaptı.
Erdemir, Öztürk'ün 1 Haziran günü Twitter hesabından “Ulusal Kanal ve Halk TV izleyince insanın silah alıp sokağa çıkası geliyor. Bu nasıl yayıncılıktır... Demokratik hak bu kadar mı saptırılır?” şeklinde bir paylaşımda bulunduğunu ve buna rağmen AK Parti tarafından RTÜK üyeliğine seçildiğini belirtti.
İşte Erdemir'in açıklaması:
''RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Sayın Nurullah Öztürk 14 Mayıs 2013 tarihinde AKP kontenjanından RTÜK üyesi seçildi. Kendisi yakında görevine başlayacak. Yeni görevinin hayırlara vesile olmasını dileriz.
İleride RTÜK üyesi olmayı arzulayan vatandaşlarımıza yol göstermek amacıyla Sayın Nurullah Öztürk’ü RTÜK üyeliğine taşıyan başarılı kariyerin kilometre taşlarını kamuoyuyla paylaşmayı bir görev biliyorum.
Sayın Nurullah Öztürk, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak 7 Kasım 2012 tarihli raporunda Simpsonlar adlı çizgi filmle ilgili olarak Engizisyon Mahkemesi’ne yakışır değerlendirmelerde bulunarak Türkiye’yi dünyaya rezil etmişti:
“Kutsal sayılan kitap ve inançların kişisel çıkarlara alet edilemeyeceği gerçeğinin yadsınması”
“Tanrı’nın resminin, tasvirinin ve fiziki görüntüsünün mizah unsuru olarak da olsa temsilinin yapılması”
“Dini inançların popüler kültür içinde materyalizm eksenine oturtulması”
“Tanrı ile diyalog sahnelerinde Tanrı’nın seslendirilmesi”
Bu konuyu kamuoyu gündemine taşımamın ardından Sayın Nurullah Öztürk bir kamu görevlisi olduğunu unutup 8 Aralık 2012 tarihinde sosyal medya üzerinden benimle siyasi polemiğe girmiş, hatta 6 ok’a referansla CHP’nin kurumsal kimliğini bile polemik konusu yapmıştı:
“CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir dersini çalışmadan açıklama yapmış. Deve misali düzeltilecek yeri yok RTÜK açıklamasının... Cevabım ve tweetim kurumsal değil kişiseldir. Zira adım gereksiz zikredilmiştir... Sizin eleştirinizin de çok ‘profesyonel’ olduğu söylenemez. Benim logom 26 oklu. Her biri bir ilke. Bunlar da kişiseldir.”
Bu vahim durumu 18 Aralık 2012 tarihinde bir soru önergesiyle Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’ın gündemine taşımıştım. Kendisinden 28 Şubat 2013 tarihinde gelen yazılı yanıtta şu belirtilmişti:
“Kamu görevlilerinin başta milletvekilleri olmak üzere, siyaset kurumunun temsilcileriyle iletişim kurarken daha dikkatli olmaları ve polemik sayılabilecek ifadelerden kaçınmaları gerektiği şüphesizdir. Konuyla ilgili olarak personelin dikkati çekilmiş olup, benzer durumların yaşanmaması için gereken tedbirler alınacaktır.”
Belli ki Hükümet gereken “tedbirleri” almış ve Sayın Nurullah Öztürk kamu görevlisi kimliği ve sorumluluğuyla bağdaşmayan davranışları sonucunda RTÜK üyeliğiyle ödüllendirilmiştir.
Sayın Nurullah Öztürk de kendisine yapılan bu iyiliği karşılıksız bırakmamıştır. 14 Mayıs 2013 tarihinde AKP kontenjanından RTÜK üyesi seçilmesinden yalnızca 17 gün sonra, 1 Haziran 2013 tarihinde, Twitter hesabından “Ulusal Kanal ve Halk TV izleyince insanın silah alıp sokağa çıkası geliyor. Bu nasıl yayıncılıktır... Demokratik hak bu kadar mı saptırılır?” şeklinde bir paylaşımda bulunmuştur.
Belli ki Sayın Nurullah Öztürk’ün yaptıkları yapacaklarının güvencesidir. RTÜK üyeliğine seçilmesinin üzerinden henüz çok kısa bir süre geçmişken ve hatta kendisi henüz görevine başlamamışken Ulusal Kanal ve Halk TV’ye yönelik bu yakışıksız ifadeleri paylaşması gücünü Parti Devleti anlayışından aldığını göstermektedir.
Bu tavır bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da RTÜK’ün özerk ve tarafsız kamu tüzel kişiliği niteliğine zarar vermekte, devlet ciddiyeti ve terbiyesiyle bağdaşmamaktadır.
Bu yakışıksız davranışların sorumlusu Sayın Nurullah Öztürk değil, 28 Şubat 2013 tarihinde davranışlarından dolayı uyardığı kamu görevlisi Sayın Nurullah Öztürk’ü aradan daha üç ay geçmeden kontenjanından RTÜK üyesi seçen AKP’dir.
Türkiye’yi “Parti Devleti” yapma yolunda emin adımlarla ilerleyenler eserleriyle övünebilirler.''