Yazdır

'Ne Yavuz'dan ne Şah İsmail'den geçeriz'

Tarih: 04 Haziran 2013 - 11:46

MHP lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında Gezi Parkı eylemcileri hakkında uyarılarda bulundu

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında Taksim'de Gezi Parkı'nda ağaçların kesilmesiyle başlayan ve tüm ülkede devam eden olaylar hakkında konuştu.
Taksim'de Gezi Parkı'nın yıkıma karşı çıkan Bahçeli, olayların başka bir boyuta sürüklendiğini ve Taksim'den Tahrir çıkarmak isteyen yabancı kaynaklı istihbarat elemanlarına vurgu yaptı.
İşte Bahçeli'nin konuşması...
Gerilim dolu döneme girmiş bulunmaktadır. Türkiye yaklaşık 1 haftadır Taksim Gezi Parkı merkezli olaylarla kaynamaktadır. Şiddet baskı zulüm ve anlaşmazlıklar her tarafa yayılmıştır. Herkes endişelidir, kutuplaşma artmıştır.
Başbakan yanan ateşe benzinle gitmiştir hiçbir uyarıyı kaale almamıştır.
Hakikaten yaşananlar alarm vericidir. Gündeme gelen hadiseler ilişkiler ittifaklar restleşmeler gidişatı çığrından çıkarmaktadır. Taksim Gezi Parklı çakışma ve çekişmeler fecaate kapı aralaması an meselesidir. AK Parti hükümeti kriz yürütmektedir. Biz-siz ayrımı gütmektedirler. İşin tehlikesi de buradadır. Başbakan Erdoğan her alanda birliği sabote etmektedir.
Başbakan'ın her sözü olay olmaktadır, Toplum beyanını dinlememektedir "ben yaptım oldu" demektedir. başbakan başına buyruk ve ölçüsüzdür. Başbakan kibirli ve kinlidir. "Milletin hizmetkarıyım" derken otoriteyi sürdürmektedir. Erdoğan sert ve cebri yöntemlere iyice abanmıştır. Başbakan ve hükümeti artık husumetin hıncın adresi haline gelmiştir.
MHP'nin çeşitli vesilelerde uzun zamandır tam bir isabetle öngördüğü tehlikeler başlamıştır. Bugünkü tablo AKP'nin siyasetinin kaçınılmaz ürünüdür. Başbakan'ın balkon konuşmaları ertesi gün kendisi tarafından çiğnenmiştir.
AK Parti'nin ucuz yaklaşımları yıkım ve çözülmenin şifrelerini inşa etmiştir. Bizzat partimiz tarafından dile getirilen iyi niyetli ihtarlar muhattap alınmamıştır.
Küçümsemeyi aşağılamayı marifet sayan başbakandır. Teröristlere sevimlilik yapan başbakandır. Türk milletinin bin yıllık kazanımını heba etmiştir. İktidar bunalımlardan istifade etmiş, krizleri kullanmıştır. Düne kadar bilinçli bir şekilde huzursuzluk üretmiştir. Ancak Taksim'de yaşanan ve ülkemizin geneline yayılan olayların diğerlerinden farklı olduğu  gerçektir.
Elbette Taksim'de başlayan olaylar farklı yönleriyle ele alınmalı, mesajlar doğru okunmalıdır. Bunu yapması gereken en başta Başbakan Erdoğan ve hükümetidir.
Olan biten bütün vakaları yalnızca ağaca bağlamak bir tarafı eksik bırakacaktır. Şüphesiz Taksim'de ağaçları kesmek olayları tetiklemiştir. Ancak meselenin gerisinde birikmiş öfke ve kızgınlıklar görülmektedir.
Bize göre bu olayların ikiye ayırmak gerekir. Birincisi ağaçların kesilmesi ve rant elde etme çabasıdır. Durup dururken Topçu Kışlası'nı yapmak siyasetçinin sapmasıdır. Buna karşılık dernekler söz konusu park yerine Topçu Kışlası'nın AVM yapılması'nı yargıya götürmüştür. 31 Mayıs'ta yapımı durdurulmuştur. Bu durum olayları dindirmemiştir. Başbakan Erdoğan mahkemenin bu kararını sorgulamış ve maksatlı bulmuştur.
Erdoğan AKM'yi de yıkarak opera binası yapacağını söylemiştir. Herhalde kendisinin eşbaşkanlık sıfatının yanına tenör sıfatı da ekleyecektir. Aklımızın almadığı husus Taksim'in tek eksiği opera binası mıdır? Başbakan AKM'den ne istemekte? İsminin başında Atatürk olmasından mı gocunmaktadır. Anıtkabir de hedefte midir?
Gezi Parkı'nın suyu mu çıkmış? İstanbul'un nefes aldığı mekan Başbakan'ın uykularını mı kaçırmıştır? Taksim'in yağması konusunda fikir birliği içinde kimseler bulunmaktadır. Gezi Parkı'na dozerlerle girilmesi toplumsal infialin ilk belirtisini verdi.
Şiddet tablosunu onaylamadığımız gibi telin ediyoruz. Polise emir verenler hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını bekliyoruz. Dikkatimizi çeken bir konu da Başbakan'ın ihanet sürecini birlikte götürdüğü kimselerin Taksim'de bulunması ve İmralı canisinin posterlerinin olması, PKK paçavralarının da olmasıdır. Samimi ve duyarlı bir şekilde Gezi Parkı'na sahip çıkan vatandaşlarımızla bölücü millitanları aynı kefeye koymamız söz konusu değildir.
Demokratik haklarını seslendiren masum vatandaşlarımızın içine sızarak ülkemizi belirsizliğe götürmek istemektedirler. Maskeli yüzlerin polise saldırmalarının, parti binalarına saldırmalarının başka bir izahı bulunmamaktadır.
Taksim alaborasını kimler ihale yapmıştır? Türkiye nereye götürülmek istenmektedir? Bölücü mihraklarla nereye varılmak istemektedir. MHP'nin onlarla bırakın yanyana gelmesi isminin bile anılması alçaklıktır. Erdoğan'ın TİM'de yaptığı konuşmasında partimizi değişik unsurlarla aynı kategoriye alması saptırmaktadır. Biz parti olarak değil olayların içinde olmak yanından bile geçmeyiz. Biz dibi görünmeyen kuyulardan su içmeyiz.
Biz o çapsızlıkta olmadık, olamayız. Netiz, tutarlıyız, öngüven içindeyiz. Biz vatan savunması yaparken ağaç gölgesinde yatanlar neredeydi?
AĞACIN DERDİNE DÜŞENLER VATAN TOPRAKLAR
Ağacın derdine düşenler konu vatan toprakları olunca hangi caddelerde boy gösteriyorlardı? Bugünlerde ortalığı karıştırmak için diş bileyen ana muhalefet partisi, sözde çözüm süreci varken aklı neredeydi ne hakla kredi açıyordu? MHP'nin hiçbir mensubu olayların içinde yer alamayacaktır.
SOKAKTAN ÇIKAN SONUÇ KİMSENİN YARARINA OLMAZ
Bunun aksini söyleyen kim olursa olsun aramızda yer alamayacaktır. AKP'nin devrileceği yer sandıktır. Bunu yapacak olan Türk milleti iradesidir. Sokaktan sonuç çıkmaz çıksa da kimsenin yarararına olmaz.
NE OLURSA OLSUN TEK SEÇENEK SANDIK
Başbakan Türk milletinin bölmeye odaklanarak taşeronluk yapmaktır. Ne olursa olsun tek seçenek demokrasidir, sandıktır. Gaz altında kalınsa da gaza gelmemektir. Başbakan 3-5 çapulcu diyerek küçümsemekten vazgeçmelidir.
BİNALİ GİBİ KAÇTIĞIN GÜN İÇ SAVAŞA MI SÜRÜKLENECEĞİZ
Erdoğan bir basın mensubuyla polemiğe girerek evde zorla tuttuğumuz yüzde 50 var demesi sorumsuzluktur. Sen kimsin ve kimi tehdit ediyorsun? Sen de Taksim'deki itirazları bir kaşık suda boğmak istiyorsun. Bindirilmiş kıtalarını nerede konuşlandırdın. Son çare olarak Tunus'un devrik lideri Binali gibi ülkeden kaçtığın gün Türkiye'nin de iç savaşa sürüklenmesini mi sağlacaksın?
GEZİ PARKI'NDA AVM OLAMAZ
AKP'ye oy vermiş vatandaşlarım Başbakan'In konuşmalarından rahatsızdır. Sayın Cumhurbaşkanı Gül de demokrasinin sadece sandık olmadığını söyleyerek ders vermiştir. İstanbullu kardeşlerimin onayı olmadan Gezi Parkı'nda AVM bulunamaz, AKM yıkılamaz
TAKSİM'DEN TAHRİR ÇIKARMAK YAĞ SÜRMEKTİR
Taksim'den Tahrir çıkarmaya yönelerek, Türk baharı çıkarmak isteyen istihbarat elemanlarının ekmeğine yağ sürerek hiçbir sonuç elde edemeyiz.
TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ HERKESTEN KARA
İki ayyaş sözü bomba etkisi yapmıştır, kafası kıyak nesil tartışması kindar nesili körüklemiştir, kürtajdan tiyatroculara kadar bulaşmıştır. Tencere tava hep aynı hava demiştir. Tencere dibin kara seninki herkesten kara.
TÜRKİYE KRİTİK BİR VİRAJDA
Türkiye kritik bir eşikte, tarihi bir virajdadır. Ya alevlenen yangını hep birlikte önleyeceğiz ya da hep birlikte yanacağız.
BAŞBAKAN KENDİSİNİ YİYOR
Başbakan Erdoğan'ı yedirmeyiz diyerek sanal kahramanlık yapanlar, başbakanın kendi kendisini yediğini görmelidir.
Türkiye'yi Tunus'a Suriye'ye ve Mısır'a çevirmek isteyenlere meydan verilmemeli, karanlık hesaplar yapanlara duvar örülmeli. Sanal medya üzerinden üretilen yalanlara kanılmamalı.
Türkiye'ye hemen dönmelisin ve gerilimin azalması için çalışmalısın. İmralı canisi ve PKK'ya gösterdiğin sevgiyi sana karşı çıkanlara da göstermelisin. İstanbul'da yapılacak 3. köprü birçok tartışma ve fikir ayrılığını da beraberinde getirmiştir. İstanbul'un fethi yıldönümü olan 29 Mayıs'ta temeli atıldı. Yeni köprü trafik sorununu azaltacaktır.
Cumhurbaşkanı Gül Yavuz Sultan Selim isminin verildiğini açıklamıştı. Alevi kardeşlerimizin itirazlarıyla gün yüzüne çıkan gerilimle ilgili şunu söylemek istiyorum ne kadar görmezden gelsek de Alevi Sünni olarak ikiye ayrılma Osmanlı- Safevi rekabetinde başlamıştır.
Her tarihi hadiseyi dönemin şartlarında ele almak lazımdır. 5 asır evvel yaşanan Bizim için Yavuz Sultan Selim Han kutsal emanetlerle dönen Sina Çölü'nden dualarle geçen büyük bir değerimizdir. Bizim için Şah İsmail de Yavuz kadar değerlidir. 500 yıl önce dökülen kan Türk'ün Türkmen'in kanıdır. Ne Yavuz'dan ne İsmail'den geçeriz. Anadolu'daki bitmek bilmeyen dedikodunun fayda getirmeyeceğine bilir ve inanırız.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/ne-yavuzdan-ne-sah-ismailden-geceriz/383815