Yabancı, bankaları ve ABD faizindeki tırmanışı, yerli yatırımcı ise 160 bin liranın üzerinde kazancı olanların vergisinin % 35’e çıkacak olmasını bahane edip satışa geçti.
Piyasalarda Türkiye'nin kredi notunun Moody's tarafından yatırım yapılabilir seviyeye çıkarıldığı 16 Mayıs'tan bu yana 'satış' için fırsat kollayan ‘ayı’lar (fiyatların düşeceği beklentisinin hâkim olduğu piyasa) sonunda düğmeye bastı. Borsa İstanbul yüzde 3 çakılarak 87 bin 174 puandan kapandı ve son 1 ayın en düşüğüne indi. Dolar 1.8710 liraya tırmanırken, gösterge faiz yüzde 5.61'e zıpladı. Peki ne oldu da notumuz da artmışken piyasalarda bu deprem yaşandı? Piyasaların not artışını erken fiyatlamasıyla borsa 22 Mayıs'ta 93 bin 178 puana kadar yükselmiş, Merkez Bankası'nın da faizleri 1 ayda 1 puan indirmesiyle gösterge faiz yüzde 4.61 ile dip yapmıştı. Yani uzun süredir pozisyon alan yatırımcılar 'tatlı kârı' cebe atmak için fırsat kolluyordu. Piyasalarda 'satış' fitilini ilk olarak bankacılık sektörüne gelen sınırlamaların bankaların kârını düşecek olması ateşledi.
 
ABD FAİZİ DÜN SERT TIRMANDI
Dün de ABD Merkez Bankası’nın tahvil alımlarının sonuna geldiği beklentisiyle 10 yıllık ABD tahvil faizi yüzde 2.03'lerden 2.20 seviyelerine tırmandı. Çok değil mayıs başında ABD faizi yüzde 1.6240 idi. ABD faizindeki bu hızlı yükseliş not artışı sonrası cazibesini yitiren TL'den çıkışları da iyice hızlandırdı. Bu iki gelişmeye dün de Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı ve yıllık 160 bin liranın üzerinde kazancı olanların mevduat, tahvil gibi yatırımlarından elde ettiği gelirinin vergisinin yüzde 35'e çıkmasına neden olacak düzenlemeyi açıklaması da eklendi. Bu üç unsur, bir süredir satış için pusuda yatan ‘ayı’ları harekete geçirdi.