CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Türkiye için Moody's'in ardından dün de JCR'dan gelen not artırımı kararlarının zamanlamasının, kararların siyasi arka planlarını açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Öztrak, buna rağmen derecelendirme kuruluşlarının almış olduğu bu kararların Türkiye ekonomisinin çok ciddi potansiyelini yansıttığını düşündüklerini ifade etti. Öztrak, not artışlarının ekonomide büyüyen kırılganlıkların görmezden gelinmesine, hatta daha da ağırlaşmasına yol açmaması gerektiğini vurguladı.
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin borçlarındaki artış söz konusu olduğunda, "GSYH'ya oran kullanın" dediğini anımsatan Öztrak, Türkiye'nin döviz pozisyon açığının GSYH'ya oranının 2002'de yüzde 37.1 olduğunu, bu rakamın 2013'ün ilk üç ayında yüzde 54'ü aştığını söyledi. Uluslararası kuruluşların bu oranın yüzde 40'ı aşmasını hayra alamet olarak görmediğini belirten Öztrak, "Biz bu kritik eşiği aşmış durumdayız" dedi.
EKONOMİ, ŞOKLARA KARŞI KIRILGAN HALE GETİRİLDİ
Borçlardaki artışın büyük ölçüde ülkeye giren sıcak para ve kısa vadeli borçlardan kaynaklandığını belirten Öztrak, bir yıl içinde ödenmesi gereken borçları ifade eden "kısa vadeli dış borç stoku"nun ilk üç ayda 14,2 milyar dolarlık artışla 115 milyar dolara çıktığını, rakamların Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı ne kadar kırılgan hale getirildiğini gösterdiğini ifade etti.
HÜKÜMET BERNANKE'YE FAZLA GÜVENDİ
İlk not artırımından bu yana geçen 8 günlük sürede TL'nin, dolar karşısında yüzde 1,7 değer kaybettiğini belirten Öztrak, doların o günden bugüne 1.82'den 1.85'e geldiğini, bunun Bloomberg tarafından izlenen 19 yükselen piyasa ekonomisi arasında en yükseği olduğunu kaydetti. TL'deki 3 kuruşluk değer kaybının, yabancı para cinsinden borçların TL karşılığında 13 milyar TL artışa yol açtığını anlatan Öztrak, artan nota rağmen TL'nin dolar karşısında neden kaybettiğini ve borsanın düştüğünü, "Çünkü ABD kongresinde ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke her ay aldığı 85 milyar dolarlık ABD tahvilinin miktarını azaltabileceklerini ima etti" diye açıkladı. Dünyada mali
piyasalarda yaşanan hareketlerin Türkiye'de benzer ekonomilerden daha sert yaşandığını ifade eden Öztrak, "Hükümet bizim uyarılarımızı dinlemedi ve Bernanke'ye bize benzeyen ülkelerin güvendiğinden fazla güvendi" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası rezervlerindeki artışla ilgili sözlerine de değinen Öztrak, 2002'de her 100 dolarlık kısa vadeli dış borç ve cari açık için Merkez Bankası kasasında 166 dolar rezerv varken, 2013'ün ilk üç ayında aynı rezervin 78 dolara düştüğünü, bunun Merkez Bankası kasasındaki rezervlerin kısa vadeli dış borç ve cari açığın ancak yüzde 78'ini karşıladığı anlamına geldiğini belirtti. Merkez Bankası'nın kasasında Bankaların emanet paralarının da bulunduğunu, bunlar da ayıklanınca net döviz pozisyonunun 54-55 milyar dolar civarında olduğunu kaydeden Öztrak, bu paranın da ancak Türkiye'nin 2,5 aylık ithalatını karşılayabileceğini söyledi. Öztrak, "İşte bu gerçekleri bileceğiz ki yarın, bir gün ABD'de de kanadını çırpacak bir kelebek, Türkiye'de fırtınaya neden olmasın" diye konuştu.
TURKCELL'DE ESKİ BAKANLARINA YER AÇIYORLAR
Öztrak, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın Turkcell'de yönetimin düşürüldüğünü ve SPK'nın yetkilerini aşama aşama kullanacağını açıklamasıyla ilgili olarak da şu değerlendirmede bulundu:
"Atılacak adımların ne olacağını, SPK'nın Mart ayı ortasında Türkcell'e yaptığı atamalardan zaten biliyoruz arkadaşlar. Biliyorsunuz Hükümet, Mart ayında Türkcell yönetimine iki eski bakanını Hilmi Güler ve Atilla Koç'u atamıştı. Ben bu duruma o gün de karşı çıkmıştım.
Ancak anlaşılan iktidarın burada durmaya niyeti yok. AKP şimdi diğer eski bakanlarına da bu şirket yönetiminde yer açmaya çalışıyor."