'Hedef ilk 10'
Tarih: 17 Mayıs 2013 - 07:24
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik anlamda 2023'e kadar ilk 10 ekonomi arasına girmesini hedef olarak koydu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Model ortaklık kolay değil ve onun karşılıklı olarak bizlere eklediği bazı yükler var. Şu anda dengelere baktığımız zaman dengeler biraz farklı. 2012 yılı itibarıyla ABD'nin ülkemize yönelik yabancı yatırımı 400 milyon dolar tutarında kaldı. Çok düşük. Bunun artması arzumuzdur" dedi.
Başbakan Erdoğan, ABD Ticaret Odası'nda düzenlenen yuvarlak masa toplantısında, Türk ve ABD'li işadamlarına hitap etti.
Erdoğan, ABD ile ilişkilerde çok farklı ve iyi noktada olduklarını belirterek, "İki güçlü müttefik ve ortak olan Türkiye ve ABD ortak gündemlerinde yer alan konularda sağlıklı bir işbirliği içindeler. Bu işbirliği ikili olduğu kadar G20 ve BM çatısı altında uluslararası platformlarda da kendisini gösteriyor. Balkanlar'dan Orta Asya'ya, Avrupa'dan Ortadoğu'ya uzanan çok geniş coğrafyada bu işbirliğinin tezahürlerini görmek mümkün" diye konuştu.
Terörle mücadele, enerji arz güvenliği, nükleer yayılmanın önlenmesi ve ekonomik gelişmeler gibi küresel konularda da iki ülkenin yakın işbirliği içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, "Dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği olağanüstü dönem, bizleri tarihi fırsatlarla karşı karşıya bıraktı. Özellikle Türkiye'nin yakın çevresinde meydana gelen dönüşüm süreci, uluslararası mali kriz ve yeni tehditler, Türkiye ve ABD arasındaki işbirliğinin önemini bir kez daha ortaya koydu" değerlendirmesinde bulundu.
"Sayın Obama'nın Türkiye ziyaretinde bir başlık attık, iki ülke arasındaki ilişkilere. O da model ortaklık" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Model ortaklık anlayışı işbirliğimizin kendine özgü niteliğini, derinliğini ve çok boyutluluğunu ifade ediyor. İlişkilerimizin her boyutta geliştirilmesi, derinleştirilmesi ve güçlendirilmesi için temas çabalarımız sürüyor. Ekonomik boyut elbette bu ilişkilerin önemli bir yönünü oluşturuyor. Ortak ekonomik gündemimizde, iki ülke arasında ticaret ve yatırımın artırılmasında, enerji ve üçüncü ülkelerde işbirliğine kadar pek çok konu bulunuyor. Amacımız bir yandan diyalog ve işbirliğini geliştirip ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımları dengeli bir şekilde artırmak, öte yandan halkların ve işadamlarımızın birbirini daha iyi tanımalarını sağlamaktır.
Memnuniyetle ifade etmek isterim ki ülkelerimiz arasındaki ekonomik mekanizmalar şu anda başarıyla işliyor. ABD ile ikili ticaret hacmimiz 2012 sonu itibarıyla 20 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu, potansiyelin altında bir rakamdır. Bunun çok daha üstüne çıkmamız gerekiyor. İşte bunu gerçekleştirecek olan ekip, girişimciler burada. Şu anda Türkiye'den 100'ün üzerinde iş dünyamızın seçkin temsilcileri burada ve 10'a yakın sivil toplum kuruluşu başkanı var. Burada bulunan firmalarımızın yıllık cirosu 125 milyar dolar ve çalıştırdıkları elaman sayısı 575 bin. Burada sektörel bazda karşıtlarıyla şu ana kadar yaptıkları görüşmeler inanıyorum ki önümüzdeki sürece yönelik çok daha farklı adımların atılmasına vesile olacaktır."
"ABD şirketlerinin Türkiye'ye artan ilgisinden memnunuz"
"ABD şirketlerinin Türkiye'ye artan ilgisinden memnunuz" ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2003-2012 yılları arasında ülkemize gelen 123 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım arasında ABD 8,5 milyar dolara tekabül eden yüzde 8,4'lük payı ile 3. sırada yer alıyor. Biz isterdik ki ABD birinci sırada yer alsın ve açık ara yer alsın. Amerika bunu yapar mı, yapması lazım. Bunu şöyle süratle artırabiliriz.
Model ortaklık kolay değil ve onun karışlıklı olarak bizlere eklediği bazı yükler var. Şu anda dengelere baktığımız zaman dengeler biraz farklı. 2012 yılı itibarıyla, ABD'nin ülkemize yönelik yabancı yatırımı 400 milyon dolar tutarında kaldı. Çok düşük. Bunun artması arzumuzdur. ABD'li yatırımcıların ülkemizin yatırımcı dostluğu ve siyasi, ekonomik bakımından istikrarlı ikliminden daha fazla yararlanmasını istiyoruz. Bu çerçevede Türkiye güvenli bir limandır. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bazı önemli ABD yatırımlarına veya ABD girişimcilerinin ilgi duyan şirketlere yol gösterici de olacağını düşünüyorum. Örneğin 3 yıl içerisinde 1 milyar dolarlık yatırımın bir parçası olarak Ford, Türkiye'deki 3. fabrikasının temelini attı. Sektöründe son 10 yıldır pazar lideri olan Ford Otosan aynı zamanında ABD'ye otomotiv ihracatı yapan bir Türkiye firmasıdır."
ABD'nin önemli biyoteknolojik kuruluşlarından Amgen ve Baxter ilaç şirketlerinin Türkiye'de yatırım kararı aldıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Amgen'in 700 milyon dolar değerindeki yüzde 96 hissesini satın almak üzere anlaştığı Mustafa Nevzat İlaç Sanayi, ABD Gıda ve İlaç İdaresi onayı almış ilk Türk ilaç üreticisidir. Pfizer, ABD ve İrlanda'nın ardından dünyadaki üçüncü aşı üretim tesisini BirgiMefar Grup ortaklığıyla 2012'de İstanbul'da açmış bulunuyor. ABD ile önemli işbirliği alanlarımızdan birini teşkil eden enerji konusunda General Elektrik, önümüzdeki 3 yıl içinde rüzgar tribünleri üretmek üzere ülkemizde 900 milyon dolarlık yatırım kararı aldığını açıkladı. Rüzgar elektrik santrallerinin kurulması, ister istemez bu tür yatırımları da teşvik etmektedir. Benzer şekilde teşvik paketi çerçevesinde ağır iş makineleri noktasında International Capital Alliance Grubu, o da yenilenebilir enerji alanında toplamda 7 milyar dolar değerinde yatırım kararı aldı. Bu grup tarafından Kilis Organize Sanayi Bölgesi'ne güneş paneli fabrikası kurulması için şu anda ön protokol imzalanmış durumda. Yine Caterpillar Grubu'nun da ülkemizde kapsamlı bir yatırım yapmayı öngördüğünü biliyorum."
Türkiye'nin küresel ekonomik krizin etkilerinin sürdüğü bir dönemde yakın çevresinde ve dünyada önemli yatırım merkezlerinden biri olarak ön plana çıktığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Biz, sizleri de Türkiye'de yatırım yapmaya davet ediyoruz. Türkiye, Avrupa, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyalarına erişim imkanı olan istikrarlı bir ekonomik ve ticari güçtür" diye konuştu.
İstanbul'dan 4 saatlik bir uçuşla 50'den fazla ülkeye ve dünya nüfusunun dörtte birine erişmenin mümkün olduğunu anlatan Erdoğan, konuştu:
"76 milyonluk nüfusumuzun yaş ortalaması, yüzde 60 itibariyle söylüyorum 30'un altındadır. Genç, dinamik bir nüfusla 26 milyonluk iyi eğitilmiş ve motivasyonu yüksek bir iş gücüyle Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleri arasında 5. büyük iş gücüne sahip ülke durumundadır. 2012 yılı itibariyle kişi başına düşen milli gelir 10 bin 600 dolar seviyesine ulaştı. Türkiye aynı zamanda Orta ve Doğu Avrupa bölgesindeki en yüksek akıllı telefon kullanıcısına sahip ülkelerden biri olmuştur. Nüfusumuzun yaklaşık dörtte biri akıllı telefon kullanıcısıdır. Mobil abone sayısı 68 milyondur. Yakın zamanlara kadar klasik alışveriş yöntemlerine ağırlık veren Türkiye'de internet üzerinden alışveriş de son yıllarda önemli artış göstermiştir. Bu durum ABD'deki büyük markaların da dikkatini çekiyor, önümüzdeki dönemlerde bu sahanın çok daha hareketli olacağını söyleyebiliriz."
"Türkiye ekonomisi ilerleyişini sürdürüyor"
Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin sağlam, istikrarlı ve tedbirli rotasında ilerleyişini sürdürdüğünü vurgulayarak, tahvil pazarının bugün yüzde 4,83 ile en düşük seviyeye indiğini, Merkez Bankası'nın gösterge faizlerini 50 baz puan düşürerek yüzde 4,5 olduğunu anlattı.
Bugün Galataport'un ihalesinin, daha önce çıktığı ihale şartlarından farklı olarak 702 milyon dolarla sonuçlandırıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu da yine Türkiye'nin şu anda hangi konumda olduğunu gösteriyor. Kısa bir süre önce İstanbul Havalimanı'nın ihalesi yapıldı, bu havalimanı da çok çok farklı bir rakamla neticelendi. 100 milyon/yıl kapasiteli bu havalimanı da yine 22 milyar 152 milyon avro ile neticelendi. 5 Türk firması, kendilerine dışarıdan bakışta medyanın taktığı sıfat 'Çılgın Türkler'dir. Zaman zaman aramızdan böyle 'Çılgın Türkler' çıkar bizim, onlar bir yerde kaderi değiştirirler. İnanıyorum ki atılan bu adımlarla farkı gelişmeler var. Şimdi de yeni bir adım atılıyor; Karadeniz'i Marmara'ya bağlayacak olan Kanal İstanbul ihalesinin hazırlıkları var. İnanıyorum ki burada da çok ciddi bir rekabet olacaktır. Bu ciddi rekabetle birlikte gerek havalimanı gerek Kanal İstanbul gerek bu çevrede oluşacak modern şehirleşmeler İstanbul'un dünyadaki konumunu, yerini çok daha farklı bir yere taşıyacaktır. Bu aslında orada nüfus çekim alanı oluşturmayacak, İstanbul'un kendi içindeki nüfusunu kenardan merkeze taşıyan ve şehirleşmede moderniteyi getirecek olan bir anlayış olacaktır."
"Gayet iyi denetlenen ve yönetilen bir mali sektöre sahibiz"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası itibariyle 2010 yılında yüzde 9,2, 2011 yılında yüzde 8,5, 2012'de ise yüzde 2,2 oranında büyüdüğünü anlattı.
2011-2017 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 6,7 büyüme oranı beklentisiyle Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olmasının hedeflendiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Bugün gayet iyi denetlenen ve yönetilen bir mali sektöre sahibiz. Mali disiplinden asla taviz vermek yok, 26'dan nasıl 17'ye geldiysek, şimdi de 17'den hedefimiz 2023'te ilk 10 içine girmektir, bunun adımlarını atıyoruz, bunun kararlılığı içerisindeyiz" diye konuştu.
Türkiye'nin geleneksel olarak güçlü olduğu inşaat gibi sektörlerin yanı sıra otomotivde de giderek daha belirgin bir yer edindiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Şu anda ABD ile Türkiye arasındaki serbest ticaret anlaşması ve yüksek düzeyli oluşturulan bu Konsey, yapacağı müşterek çalışmayla geleceği çok daha farklı şekilde hareketlendirecek ve biz bu çıtayı daha da yükselteceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, beraberinde Türkiye'den gelen Türk işadamları ile ABD'li işadamlarının yaptıkları görüşmelerin devamlılık arz etmesini temenni ederek, bu toplantının bir benzerinin de İstanbul'da yapılarak, oluşturulan sürece ivme kazandırılması gerektiğini vurguladı.
"Hedef şu; Türkiye kendi otomobilini de üretecektir"
"Adımlar müşterek atılabilir, karşılıklı atılabilir veya bu adımlar üçüncü ülkelerde atılmak suretiyle çok daha farlı bir sinerji meydana getirilebilir diye düşünüyorum" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin, dünyanın 16. büyük otomotiv üreticisi ve Avrupa'nın en büyük ticari araç üreticisi olduğunun altını burada çizmek istiyorum. Hedef şu; Türkiye kendi otomobilini de üretecektir, kim ne derse desin bu da olacaktır. Türkiye, küresel enerji tüketiminin yarısının ve petrol, doğalgaz rezervlerinin yüzde 70'inin de kavşağında bulunuyor, böyle de bir durumu var. Geçtiğimiz 10 yılda kaydettiği büyüme performansıyla Türkiye, dünyada Çin'in ardından enerji talebi en hızlı artan ülke oldu. Şimdi kaya gazının üretildiği bir süreç yaşanıyor, tabii ki bunların da değerlendirmesinin yapılacağı bir sürecin içerisindeyiz.
Turizm sektörümüzde çeşitlendirmeyle birlikte çok ciddi bir artış söz konusu. 10 yıl önce 13 milyon turist çeken Türkiye, şu anda 32 milyon turist çekiyor. Bu yıl bunun daha da artacağına inanıyorum, kalite artıyor, sayı artıyor ve bu çeşitlilikle birlikte ülkemizin dört bir yanına turistlerin gittiğini görüyoruz. Bunlar bizleri ayrıca mutlu ediyor."
Başbakan Erdoğan, fikri, sınai mülkiyet haklarıyla ilgili kanun tasarısının da şu an TBMM'de ilgili komisyonlarda görüşüldüğünü belirterek, görüşmelerin ardından bu konudaki yasayı da çıkarıp, gerekli adımları atacaklarını söyledi.
Erdoğan, Türk işadamı ve girişimcilerinin dünya girişimcileriyle bütünleşmesini amaçlayan çalışmaları önemsediğini bildirerek, ABD'deki bu etkinliği düzenleyenlere teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, ABD Ticaret Odası'ndaki konuşması öncesinde Türkiye'de yatırımı bulanan ve Türkiye'ye yatırım yapmayı planlayan ABD'li şirketlerin yöneticileriyle yaklaşık 45 dakika süren bir görüşme yaptı.
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/hedef-ilk-10/381583