Gazetenin bugünkü başmakalesi şöyle: "Petrol hisseleri alabilmek için Irak'ın kuzeyinde bulunan Kürtlerin yerel yönetimiyle Türkiye'nin bir anlaşmaya varmış olması, ülkenin PKK'yla başlatılan yakınlaşma sürecine denk bir ekonomik politika izlediğini gözler önüne serdi.
Türk liderler kuzey Irak'ı Türkiye'nin ekonomisinin doğal uzantısı olarak gördüklerini saklamıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'nin üç kez seçim kazanmasını sağlayan değişim süreci, ve bölgede görülen siyasi çalkantı Ankara'nın Kürt vatandaşlarıyla yaşadığı uzun süreli zıtlaşmada eline koz verdi.
Kürt vatandaşlarla bir uzlaşı sağlanması sınırlarının ötesindeki Kürt bölgelerde Türkiye'nin siyasi nüfuzunu arttırabilir. Buna Suriye'de Beşar Esad'ın devrilmesinden sonra etkileyebileceği Kürtler de dahil.
Ama en önemlisi Ankara, bilfiil ekonomik ve siyasi bağımsızlığa yaklaşan Irak Kürdistan Federe Bölgesi'yle ilişkilerini kuvvetlendiriyor. Ama bu, Bağdat'ı uzaklaştırırken parçalanma isteyenlerin elini güçlendirebilir.
Perşembe günü Erdoğan'la görüştüğünde Obama'nın Türkiye'nin Kuzey Irak Kürt Yönetimi'yle bir anlaşmaya varmasının Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'yi İran'a yaklaştıracağını söyleyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Ama Maliki Irak'ın topluluklarını ayırmak için başkalarından çok daha fazlasını yaptı. Tahran'a yaklaştığından daha fazla yaklaşması da imkansız. Maliki, birleşik bir Irak içinde azınlıklar olan Kürt ve Sünnilere yeterince parlak bir gelecek sunabilir. Yani baskı uygulanması gereken kişi kendisi. Türkiye'de bazı yetkililer de Bölgesel Yönetim'le imzalanan anlaşmanın aynen bunu hedeflediğini söyleyecektir.
Türkiye'nin kocaman cari işlem açığı enerji ithalatına eşit. Kuzey Irak'ın gaz ve petrol yataklarına daha fazla ulaşarak ülke fiyat ve tedarikte avantajlı çıkacak.
Türkiye büyük bir oyun oynuyor. Ama Irak'a Amerika'nın girmesinden beri Osmanlı döneminde parçası olan bölgenin çözüldüğü göz önünde bulundurulduğunda bu oyun büyük riskler de taşıyor."