ABD Adalet Bakanlığı’nın, geçen yıl Yemen’de engellenen bir terör saldırısı girişimini haberleştiren AP haber ajansının telefon kayıtlarını mercek altına alması tepki çekti. AP’nin CEO’su, bakanlıktan telefon kayıtlarının iade edilmesini istedi. Sivil toplum ve politikacılar, hükümeti basın özgürlüğüne saygı duymaya çağırdı. Basın özgürlüğü konusunda hassas olan ABD’de Adalet Bakanlığı’nın Associated Press (AP) haber ajansında çalışan bazı muhabir ve editörlerin telefon kayıtlarını gizli olarak edinerek incelemeye aldığı ortaya çıktı. AP’nin ‘büyük ve benzeri görülmemiş ihlal’ olarak tanımladığı olayda Adalet Bakanlığı, Yemen’de geçen yıl ortaya çıkartılan bir terör saldırısının detaylarını kamuoyuna duyuran AP’nin kurumsal ve kişisel 20’den fazla telefon hattı kaydını cep telefonu operatörlerinden temin etti. Bakanlık, Amerikan yasalarına göre kayıtları istemeden evvel bilgilendirmesi gerektiği ajansı, ancak geçen cuma günü bilgilendirdi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı’na bir protesto mektubu yollayan AP’nin en üst düzey yöneticisi Gary Pruitt, mektubunda telefon kayıtlarının iade edilmesini ve kopyalarının da imhasını talep etti. Sivil toplum kuruluşları ve medya örgütleri, ortaya çıkan skandala büyük tepki gösterdi. Pruitt, mektubunda, “AP ve muhabirlerinin telefon görüşmelerinin gizlice kaydedilmesi, hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Söz konusu kayıtlar, AP ve muhabirlerinin 2 aylık bir sürede haber yapmak için gizli kaynaklarla görüşmelerini de içermekte ve haber ajansının bilgi toplama etkinlikleri hakkında bilgi sağlamaktadır. Hükümetin bu etkinlikleri öğrenmeye hakkı yoktur.” ifadelerine yer verdi. Haber ajansının avukatları, Adalet Bakanlığı’nın ele geçirdiği kayıtlar arasında AP’nin New York, Washington ve Hartford kentindeki ofisleri ile Temsilciler Meclisi’ndeki bürosundan yapılan konuşmaların yanı sıra muhabirlerin görüşmelerinin de bulunduğunu belirtti. Adalet Bakanlığı’nın temin ettiği kayıtlarda kaç kişinin kaydının olduğu bilinmezken AP’den yapılan açıklamada, söz konusu dönem olan 2012 Nisan ve Mayıs aylarında adı geçen bürolarda yüzden fazla muhabirin çalıştığı belirtildi. Bakanlık açıklamasında ise basın özgürlüğüne değer verildiği, ancak bilginin yayılmasının kamu yararı gözetilerek denetlenmesinde de bir denge gözetilmesi gerektiği savunuldu. Ortaya çıkan skandal üzerine Amerikan Sivil Özgürlükler Derneği, Başkan Barack Obama yönetimini “basını sindirmeye çalışmakla” suçladı. Amerikan Kongresi’nin Yargı Komitesi Başkanı Senatör Patrick Leahy, hükümetin, basın özgürlüğü ve mahremiyetinin korunmasında üzerine düşeni yapmadığını belirterek, öğrendikleri nedeniyle oldukça kaygılı olduğunu belirtti ve hükümetin açıklama yapmasını istedi. Obama yönetimi, gizli belgelerin basına sızdırılmasıyla ilgili olarak altı kamu görevlisini yargı önüne çıkardı. Bu sayı daha önceki başkanların hepsinden daha fazla.