Diğer grupta ise yabancı yatırımcı olmasına rağmen istenilen bilanço performansına sahip olunamama etkili oluyor. Zira bu şirketlere yabancı ilgisi zaman zaman artıyor. Ancak bilanço kârlılığı olmaması ve şirketlerin kâr dağıtım politikaları, beklenen yükselişlerin gecikmesine sebep oluyor. Ancak birkaç hisse gecikmeli de olsa bu yükselişe katılmayı bekliyor. Bir olumlu haber ya da olumlu gelebilecek ilk çeyrek bilanço sonrası yükselmeyen bazı şirketlere de talep olabilir. Yatırımları devam eden, kâr düşüşü veya zararı bu yüzden olan şirketler önümüzdeki yıllarda şu anki durumdan sıyrılarak hem kazanç sağlayabilirler hem de Borsa’da hisse fiyatları hızla yükselebilir. Müzmin bir şekilde öz kaynak sorunu yaşayan ve çıkış yolu bulamayan şirketlerde ise durum biraz sıkıntılı gözüküyor.
Sonuç olarak maalesef Borsa’ya ilgiyi artıralım derken sayıca çok fazla halka arza rağmen yatırımcı sayısının artmaması, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin değil de orta ve küçük ölçekli şirketlerin borsaya açılmalarına müsaade edilmesi, bu şirketlerin sermaye piyasalarında tecrübesiz olması ve yüksek fiyatla açılmaları ve zarar eden kuruluşlar olmaları yatırımcıyı kaçırdı. Yabancı ilgisi ile güçlü ve kârlı şirketlerin şu anki fiyatlarını da yüksek bulan yerli yatırımcının, ilgisini ucuz ama riskli hisselere kaydırması da ayrı bir sorun teşkil etti. Sonuç olarak piyasalarda endeksi oluşturan ve hesaplamalarda kullanılan banka ve büyük ölçekli 20-30 kadar şirketteki yükselişler rekorun kırılmasında etkili olurken bu yükselişe katılamayan onlarca hatta yüzlerce şirkete yatırım yapan yatırımcılar sıranın kendilerine gelmesini endişeyle bekliyorlar.
Altın, yön arıyor
Beklentilerin üstünde gelen ABD istihdam verileri ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi sonrası parite 1,32 direnç noktasını aşamamıştı. Geçen hafta da benzer şekilde ABD ekonomisinin toparlanmaya devam ettiği sinyalini güçlendiren veriler sonrası, parite 1.30 psikolojik desteğinin altına gerileyerek 1.2989 seviyesinden kapattı. Altın fiyatları büyük düşüşün ardından tepki alımlarıyla 1487 seviyelerine kadar yükseldiyse de tahminlerimiz doğrultusunda düşüş eğilimini sürdürerek 1427 dolar/ons seviyelerine kadar geriledi. Petrol ise şimdilik gelişmelerden fazla etkilenmeyerek 103,91 seviyesinden kapattı.
Japonya’nın para arzını genişleterek Yen’in değerini düşürmeye devam etmesi, ABD Merkez Bankası FED’in tahvil alımlarına devam etmesine rağmen Avrupa’nın hâlâ faiz indirmek zorunda kalışı parite ve altını baskıda tutuyor. Paritenin sınırları belli. Altın fiyatlarını tahmin etmek ise daha güç. Ons 12 yılda 8 kat yükseldi ve düzeltme hareketine geçti. Belki de son 12 yılın yükselişinin en önemli düzeltme hareketini yapıyor. Her yükseliş sonrası biraz daha zayıflayarak kayıplarını artırıyor. Daha ne kadar düşebilir, sorusuna cevap verebilmek için hem ekonomik gelişmelerin hem de siyasi gelişmelerin sonucunu beklemek gerekir. Herhangi bir savaş ya da belirsizliğe yol açacak bir çatışma olmazsa bu ekonomik gidişata göre 1300 hatta daha da aşağıları görmesi mümkün, yükselişe geçmesi zor olan onsun 1527 doları geçmediği sürece dip arayışını sürdürmesi daha güçlü ihtimal.