Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı,“Dönüşüm Sürecinde Küresel Finans” Konferansında açılış konuşması yaptı.
Başçı konuşmasında şunları söyledi:
"Rusya G20 dönem başkanlığında, Reinventing Bretton Woods Committee (RBC) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ortaklaşa düzenlediği “Dönüşüm Sürecinde Küresel Finans (Global Finance in Transition)” konulu konferansa hepiniz hoş geldiniz. Bu konferansta, 2008 sonrasında küresel finans alanında yaşanan köklü değişimleri konunun uzmanları ile ele almayı ve tartışmayı amaçlıyoruz. Açılış konuşmamda bu değişimin gelişen ekonomiler üzerindeki yansımalarına kısaca değinmek istiyorum.
2008 krizi sonrasında üç alanda önemli bir değişim yaşandı. Bunlar maliye politikaları, para politikaları ve finansal sektör politikalarıdır. Bu üç alandaki değişimin küresel finans üzerinde de önemli etkileri olmuştur.
Maliye politikaları gelişen ekonomilerde gelişmiş ülkelerdekine kıyasla oldukça farklı bir görünüm arz etmektedir. Gelişmekte olan ülkeler, her ne kadar otomatik dengeleyiciler nedeniyle 2009 yılında geçici olarak bütçe açıklarını arttırsalar da, gelişmiş ekonomilerin aksine kamu borç yükleri oldukça düşüktür ve 2010 yılı sonrası borç yüklerindeki düşme eğilimi halen devam etmektedir.
Para politikalarında da iki ülke grubu arasında oldukça önemli bir fark söz konusudur. Para çarpanlarında herhangi bir bozulma gözlenmemesi nedeniyle gelişmekte olan ülke Merkez Bankaları, para tabanında konvansiyonel olmayan bir bilanço genişlemesine ihtiyaç duymamışlardır.
Gelişmekte olan ülkelerde, kamunun finansman kaynakları üzerindeki baskısını giderek azaltması, bu ülkelerde özel sektörün fiziksel sermaye yatırımları yapabilmeleri için dikkate değer bir alan açmıştır. Bu yatırımlar, gerek sermaye piyasaları gerekse bankacılık sistemi aracılığı ile yurt içi tasarrufların yanı sıra yurt dışı tasarrufların da kullanılabilmesine imkântanımaktadır. Bu noktada finansal istikrar açısından kurumsal kapasitenin ve finansal altyapının öneminin ön plana çıktığını söyleyebiliriz.
Finansal altyapının güçlendirilmesi için, gelişen ekonomilerde sağlıklı işleyen bir ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemi altyapısına sahip olunması birinci önceliği oluşturmaktadır. Güçlü bir sermaye piyasası altyapısı üzerinde çalışan hisse senedi piyasasının varlığı ve yerli para cinsinden tahvil piyasasının gelişmesi de son derece önemli unsurlardır. Diğer bir önemli yapısal unsur da sağlıklı işleyen bir bankacılık sisteminin mevcudiyetidir. Yeterli bir yasal altyapı, güçlü bir sermaye yapısı ve güven odaklı bir yönetim anlayışı bunun önkoşuludur.
Finansal istikrar için altyapının güçlü olması gereklidir ancak yeterli değildir. Küresel sermaye akımlarının daha istikrarlı seyredebilmesi için bir makro ihtiyati politika çerçevesininoluşturulup kullanılması da gerekmektedir. Gelişen ekonomilerde 2008 sonrası dönemde bualanda önemli adımlar atılmıştır.
Konferans boyunca altı farklı oturumda küresel finansın geçirdiği bu önemli dönüşümün getirdiği faydalar ve olası riskler akademisyenler ve politika yapıcılar tarafından enine boyuna tartışılacaktır. İki gün sürecek olan bu toplantının küresel finansal istikrara katkı açısından verimli ve faydalı olacağına inanıyorum."