Şubat ayında 120 dolar sınırına kadar yükselen brent petrolün fiyatı Temmuz 2012'den bu yana ilk kez 100 doların altını gördü. Sadece iki ayda gerçekleşen düşüş yüzde 17'yi buldu.
Analistler geçen hafta küresel petrol talebinin umulandan az gerçekleşmesinin fiyatları aşağı çekeceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Pazartesi günü dünyanın ikinci en büyük ekonomisi Çin’den gelen verilerinin beklenenin altında kalmasıyla birlikte Brent petrol fiyatları gün içinde yüzde 3.5 gerileyerek 99.20 dolardan kapandı. Dün 100 doları tekrar deneyen ancak tutunmakta zorlanan petrol fiyatları bugün 100 doların hemen altından görüyor.
TAHMİNLERİ AŞAĞI ÇEKTİ
Brent petrolün 100 doların altına inmesi Goldman Sacsh’ın da yanıldığını kabul ederek 2013'te petrol fiyatlarının yükseleceğine ilişkin tahminlerinden geri adım atmasına sebep oldu. Goldman 2013 yılı petrolün varil fiyatının ortalama 130 dolar olacağı öngörüsünü 110 dolar seviyesine çekti.
Goldman analistleri düşüşün nedeni olarak Avrupa ülkelerindeki talebin beklenenin altında kalması sonucu oluşan kaygıları gösteriyor.
Ancak Goldman petrol analistleri fiyatların yeniden yükseleceği konusunda hala umutlu. Analistler Avrupa'da talebin yükselmesi durumunda şimdilik geri adım attıkları tavsiyelerini yeniden gözden geçireceklerini belirtiyor.
ÜÇ SEBEP VAR
hurriyet.com.tr'de yer alan habere göre, Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti Fatih Birol bu düşüşün kötü bir şey olmadığını, özellikle petrol ithal eden ekonomilerde soluklanma imkanı yaratacaktır değerlendirmesini yaptı.
Birol söz konusu düşüşe sebep olan üç faktör olduğunu belirtti ve bu faktörleri şöyle sıraladı
1- Genelde dünya ekonomisinde toparlanmanın umulandan daha zayıf olması,
2- Kıbrıs gibi önemli zayıf halkaların Avrupa’daki bazı ülkelerin ekonomileri için yarattığı risk faktörü,
3- Dünyada petrol talebinin özellikle gelişmiş ülkelerde çok zayıf kalacağı beklentisi.
Artık petrol fiyatlarının “otomatik pilota bağlanmış gibi” ekonomik gelişmelere paralel seyrettiğini de vurgulayan Birol, şöyle devam etti:
“Petrol fiyatlarındaki gelişmeler bir ölçüde Çin gibi, ABD gibi büyük tüketicilerdeki endekslerin açıklanmalarına bağlı. Şu an otobanda üç ayrı hızda giden araba var. Hızlı giden araba: Çin, Hindistan, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde oldukça iyi seyreden bir büyüme var. Orta hızda giden araba ise toparlanma sinyalleri gösteren ABD. Yavaş giden araba ise Avrupa’da büyüme diyebiliriz. En önemli risk Kıbrıs ve benzeri birkaç Avrupa ülkesinde çok ciddi ekonomik çöküş yaşanması, bunun Avrupa’nın ticari katmerlerine sıçrayarak, ekonomi için sorun yaratması.”