Deloitte, “Sermaye piyasalarına bakış: Bizim bildiğimiz haliyle dünyanın sonu” isimli raporunu yayınladı.
Son dönemdeki ekonomik çalkantıların, düzenlemelerin ve teknolojik gelişmelerin sermaye piyasalarını değiştirdiği aktarılan raporda, 2013 yılına yönelik yeni gelişmeler ve önerilere yer veriliyor. 2013’ün, hızla değişen sermaye piyasalarına uyum yılı olacağı belirtilen raporda, bu piyasayı etkileyecek 10 konu, dönüştürücü ve değişken olmak üzere iki ana kategoride sunuluyor.
Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstri Lideri Hasan Kılıç, VOB ve Altın Borsası’nın İMKB altında birleşmesi, bireysel emeklilik sistemine %25 devlet katkısı, hisselerin performansındaki yükselme ile İMKB endeksindeki artışın çok olumlu olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Kılıç sözlerine şöyle devam etti: “Tüm bunların yanında İMKB’nin dünyada en çok kazandıran borsalar içinde olması, derecelendirme kuruluşlarının Türkiye notlarını artırması veya görünümünde iyileşme olduğunu açıklaması gibi etkilerle sermaye piyasasının 2013 yılında atağa kalkacağını düşünüyorum. Ölçekleri nedeniyle sermaye piyasası yatırımcıları açısından cazip görünmemesine rağmen, Türkiye ekonomisindeki en önemli dinamiklerden birisi olan KOBİ’lerin sermaye piyasasından yararlanması konusunda piyasa oyuncularının bir çözüm üretmesi gerektiği gibi yatırımcıların ilgilerini bu yöne çekecek düzenlemeler ve aksiyonlar alınmasında fayda bulunuyor. Özel sektör tahvili ihracındaki canlanmadan da görüleceği üzere sermaye piyasasında alternatif araçlar, ürünler ve pazarların bulunması, yatırımcı açısından cazip hale getirilmesi gündemin en sıcak konularından birisi olmaya devam edecektir. Diğer yandan, daralan marjlar karlılık, verimlilik ve maliyet kontrolünü de gündemde tutacaktır.”
Rapora göre dönüştürücü kategori altındaki başlıklar, stratejilerin, gelir modelinin ve bireysel firmalar ile sektörün tümünün yapısının değişimi için potansiyel taşıyor. Bu kategoride düzenleyici otoritelerin görünümü, iş stratejisi, itibarın onarılması ve pazar yapısı konuları öne çıkıyor.
Değişken kategori altındaki başlıklar ise sürekli değişimi ve endüstri dışında var olan zenginlik ve nüfus etrafındaki döngüsel dinamikler ile evrimci küresel eğilimleri içerirken, şeffaflık, varlık yönetiminde büyüme, küreselleşme fırsatları, elektronik ticaret ve yetenek yönetimi konularını kapsıyor.
Dönüştürücü konular
Düzenleyici otoritelerin görünümü: 2013 yılında büyük bankaların parçası olan sermaye piyasası şirketleri, potansiyel bağımsızlık için planlamayı hızlandırmaya çalışırken, küçülme ve yeniden yapılanma gibi farklı bir strateji benimseyecek.
İş stratejisinin tanımlanması: Sektörün gelecekte nasıl görüneceğinin belirlenmesi sermaye piyasasının en önemli konusu olacak. Bu sebeple, yasal düzenleme ve piyasa koşulları holding bünyesindeki bankalara ait firmaları sermaye kullanımına ve kâr kaynaklarını incelemeye zorluyor.
İtibarın onarılması: 2013 yılında, risklerin yönetilmesi önemini koruyan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan finansal piyasalarda var olan şirketlerin, stratejilerini yeniden şekillendirip, sermayeyi yeniden tahsis ederken çalışanlar, yükleniciler ve düzenleyici otoriteler nezdinde itibarlarını zedelemeleri kabul edilemez. Bu sebeple, operasyonel süreçlerin gözetimine yapılan yatırımlar, fon kaynaklarının analizi ve müşteri tabanı risklerini indirgeme konuları önem kazacak.
Pazar yapısı – uzmanlaşma dönemi: Satış ve ticarete özel temel iş modeli, sermaye piyasası şirketlerinin geleneksel ticaretten elektronik platformlara geçişinin sonucunda değişecek. Hem geleneksel hem de yüksek frekanslı ticaretin varlığı sebebiyle finansal kuruluşlar iki kanalın altyapısına da yatırım yapmak zorunda kalacak.
Değişken konular
Şeffaflık ve kâr miktarı arasındaki çatışma: Ticaretin başlatılması ve gerçekleştirilmesi amacıyla daha standart ve yaygın hizmetlerin oluşturulması artık tek bir firmanın sorumluluğunda olmayacak. Bu toplu hizmetlerin oluşturulması daha küçük ama daha kârlı bir endüstrinin yaratılmasına katkı sağlayacak.
Büyüme platformu olarak varlık yönetimi fırsatlarının kullanılması: Sermaye piyasası şirketleri ekonomik iyileşmeden yerel ve küresel bazda fayda sağlamak isteyen müşterileri arasındaki pozisyonunu güçlendirmeye çalışırken, varlıklı kesimlerdeki büyüme 2013 yılında devam edecek. Ayrıca kâr marjı bazlı iş modelinden ücret karşılığı gelir sistemi modeline geçiş, operasyonel yapı, sermaye paylaşımı ve insan kaynağı planlamasında da değişiklikler yapılmasını gerektirecek.
Küreselleşme “gelişen pazarlara gitmek ya da eve dönmek”: Küresel bazda gelir elde etmek isteyen şirketler, ekonomik durgunluğa rağmen gelişen pazarlara da önem verecek ve bu nedenle genel stratejileri ile rekabet avantajlarını yeniden gözden geçirecek.
Operasyonel modeli elektronik ticaretle uyumlu hale getirmek: Düzenlemeler endüstride baskı oluştururken, aynı zamanda müşterilerin en iyi hizmeti düşük fiyata alma isteği de devam ediyor. Bu ihtiyaçlar, bilgi sistemleri yatırımlarını ve temeldeki verinin ayrıştırılarak analiz edilmesini gerektirecek.
Yenilik: “finansal mühendisliğin dönüşü”: Finansal hizmetler gibi rekabetçi ve dinamik bir endüstride, yeniliği gerçekleştirmeyi bırakan her şirket, aynı zamanda büyümeyi de bırakmış oluyor. Kısa vadede geniş çaplı ürün yeniliği zor görünse de şeffaflık konusundaki talepler bunu gerçekleştirmeyi uzun süreye yayacak ve ürün kârını azaltacak.
Yetenek yönetimi: Ekonomik şartların etkisiyle 2013 yılında ve sonrasında, finansal hizmet endüstrisi geçmiş yıllarda elenmiş bazı iş pozisyonlarını yerine koymaya önem verecek. Finansal piyasalarda var olan bu şirketler, önümüzdeki dönemde daha rekabetçi bir yetenek avı ortamında var olacaklar.