Yazdır

Yemek yiyerek zayıflamanın formülü

Tarih: 09 Mart 2013 - 09:30

Ona göre zayıflama hapı diye birşey yok bu yüzden “Bazen kelleyi koltukta taşıdığımı düşünüyorum” diyor.

Çorba reklamlarında görmeye başladığımız doktor Gürkan Kubilay ile çağın hastalığı obezite hakkında konuştuk. Kubilay oldukça iddialı: “Ben adamı yedire yedire zayıflatırım.” Ona göre zayıflama hapı diye birşey yok bu yüzden “Bazen kelleyi koltukta taşıdığımı düşünüyorum” diyor.
Web sitenizde ‘internet üzerinden zayıflama’ diye bir köşe var. Bu ne kadar doğru?
İnternet üzerinden olması şehir dışındaki hastaların her hafta buraya gelmesini ortadan kaldırma amaçlı. Sonuçta yaptırdığımız tetkiklerin hepsi aynı. Bütün hastalarımızla aynı şekilde ilgileniyoruz. İlla da ofise gelmelerini gerektirecek bir durum yok.
Bu şekilde size başvuran hastalarınızda elde ettiğiniz başarı ne oranda?
Oldukça fazla. Adana’da bir hastamız var. 290 kilo başladı. Şu anda 220 kilo.
Ofisinize hiç gelmedi demeyin!
Sadece bir kere geldi.
Şimdilerde yedirerek zayıflatma metodu oldukça moda. Pasta, börek yiyerek zayıflama gerçekten mümkün mü?
Yıllardır yapıyorum bunu. Hep söyledim. Ben adamı yedire yedire zayıflatırım. Şimdi herkes aynı metodu uygulamaya başladı.
Nasıl yapıyorsunuz bunu?
İnsanlara gün içinde sık sık ama az yeme alışkanlığı kazandırarak. Gün içerisinde iki kere yediğinizde pankreas insülin üretmek için ekstra efor sarf ediyor. İnsülinlerin hepsi birden hücre içine giderse insülin yağ yapan bir hormon olduğu için vücudunuza kendi kendine yağ yaptırmış oluyorsunuz. Tedavi sonunda hastalar sık acıkan, kolay doyan ve kaçamakları bile istemeyen biri haline geliyor.
Televizyon programınızda sık sık vurguladığınız bir nokta var, ‘Ayda 2-2 buçuk kilo kadınlar, 3 buçuk-4 kilo erkekler vermeli.’ Yapımcılar tepki göstermedi mi bu söyleminize?
Göstermezler mi... ‘Hocam sen böyle söylüyorsun da bu reytinglerimizi düşürür, hem sana da faydası olmaz, böyle konuşma.’ diyorlardı.
Diyetisyenler diyet listelerine kendi isimlerini veriyor. Herkesi kapsayan tek bir diyet ne kadar sağlıklı olabilir?
Dünyada en çok hasta sayısına sahip biri olarak (400 bin) soruyorum, hiç Kubilay diyeti diye bir şey duydunuz mu? İnsan kendi adına bir diyet listesi çıkarıyorsa ya cahil ya kötü niyetli ya da megalomandır. Herkesin metabolizması farklı. Rutin bir şey yazıp da alın bunu yapın demek kadar kötü bir tedavi yöntemi olamaz. Çöplükler böyle diyetlerle dolu.
Hızlı şekilde kilo vermek isteyenlere yaklaşımınız nasıl oluyor?
‘İki ay sonra düğünüm var, 20 kilo vermek istiyorum.’ diyen ofisin kapısından içeri giremez. Bilimsel olarak asla yok böyle bir şey. Tıp fakültesi üç ayda bitirilir mi? Herkes bunu istiyor.
O halde insanları et yığınları olarak gören ve hızla zayıflatmaya çalışan yarışmalara karşısınız...
Kilo verme hızı üzerine bir yarışma olabilir mi? Benim kilo verdirdiğim insanlara bakın, yanakları tombiş tombiştir. Neden, çünkü kas kaybetmemiştir. Akşamları evime çok rahat gidiyorum. Çünkü çocuğumun boğazından geçen her kuruş benim zarar vermediğim hastamdan elde ettiğim gelirdir.
Ciddi emek verip zayıflatamadığınız hastanız oldu mu?
Olmaz mı? Günümüz itibarıyla metabolizmanın ancak yüzde 30’unu biliyoruz ve bildiğimiz kadarıyla tedavi uyguluyoruz. Tabii ki arada metabolizmasını çözemediğimiz hastalarımız oluyor maalesef.
Bir şey yerken aman bu şimdi vücudumda yağa dönüşecek şeklinde endişeye kapılıyor musunuz?
Benim tabaklarımı görseniz hocam bu ne yahu, bize neler anlatıyorsun sen neler yiyorsun dersiniz. Hayatımda sigara, alkol hiç içmedim. Altı yaşımdan beri düzenli spor yapıyorum. Çok su içerim. Arada sırada yemek anlamında yaptığım birkaç kaçamağın metabolizmam tarafından ‘hadi koçum bu da bizden olsun, bak keyfine!’ denerek karşılandığını biliyorum. O yüzden rahatım.
Zayıflama ilaçları hakkında ne düşüyorsunuz?
Zayıflama ilacı diye birşey yok. Hastalarıma ‘kullanmayın, hiçbir faydası yok’ diyorum. ‘Bunları ekranda neden söylemiyorsun’ diyorlar. 100 milyar dolarlık sektörün size neler yapabileceğini düşünün. Hakikaten bazen kelleyi koltukta taşıdığımı düşünüyorum.
Zayıflattığınız ünlü simalar var mı?
Var tabii ama hastalarımın bilgilerini paylaşmam. Sadece Emre’yi (Belezoğlu) söyleyebilirim. Çünkü tedavi etmedim, tavsiyede bulundum. Sakatlandığı dönemde kilo almaması  için  isteği  üzerine  bir liste göndermiştim.
Benim için önce annemin çorbası gelir!
Toplumda hazır çorbalarla ilgili kanaat belli. Buna rağmen geçtiğimiz günlerde Ülker’in hazır çorba reklamında oynadınız.
Reklamda oynama nedenim oradan alacağım gelirin tümünü LÖSEV’e bağışlayacak olmamdı.
Hekim olarak sizin hazır çorbalara bakış açınız ne yönde?
Benim tartışmasız birinci tercihim annemin yaptığı çorbadır. Hiç değişmez. Ama Ülker’in tesislerine gidip baktığımda hakikaten oldukça hijyenik koşullarda hazırlandığını gördüm. Ürünlerin içinde katkı maddesi yoktu.
Hobi için parayla futbol analizi yaptırıyorum
Yıllardır spor yazarlığı yapıyorsunuz. Mesleğinizin önüne bile geçmiş durumda.
Böyle bir algı var. Mesela bir gün restorana gittim. Garson geldi. ‘Hocam karşı masanızdaki şu hanımla beyefendi iddiaya girmiş. Biri doktor olduğunuzu söylüyor diğeri ise hayır ya o spor yazarı, diyormuş. Nesiniz, ne diyeyim?’ dedi.
Nereden geliyor bu futbol aşkı?
Hobi olarak futbol analizi yapmaya başladım. Daha sonra bir vesileyle Şansal (Büyüka) ağabeyle tanıştım.
Bu analiz yapma fikri ortaya nasıl çıktı peki?
Hastalarım hakkında da analiz yaparım. O güne kadar hakemden başka bir şey konuşulmazdı. Salla hakeme! Oysa bir maçta 600 olay oluyor. Onları saymak, tasniflemek zor tabii. Olayın bu kadar basit olmadığını söyledim. Şansal ağabeyin aklına yattı. Sonra bu sistem çok tuttu. Bütün maç analizlerini parayla bir ekibe yaptırıyorum. Mesela şu anda Avrupa liginde en çok korner golünü kim atmış, Uganda’da lig lideri takımın kalecisinin anneannesi kim bilirim. Bu bilgileri bir yere satmıyorum sadece hobim olduğu için yaptırıyorum.Yıllardır bu iş için ciddi maddi yatırım yaptım. 
Kulüpler de destek istedi mi sizden?
İstediler ama ben sabahtan akşama kadar muayenede nefes almadan çalışan bir hekimim. Futbol hastalık derecesinde bir hobi sadece. Buna rağmen yalnızca Gençlerbirliği’ne bir tek Avrupa maçlarında yardımcı oldum ve çok başarılı olduk.
Diğer kulüplerden de teklif gelmiştir.
Geldi elbette ama Türkiye’deki en pahalı teknik direktörün iki ya da üç katı fiyat istedim. ‘Naptın hocam Mourinho’yu mu getiriyoruz!’ diye dalga geçtiler. Mahsus o şekilde söylüyordum çünkü beni muayenemden koparacak bir güç yok.
Emre Belözoğlu’nun Fener’e dönüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fener ruh çağırdı diyorum. Gidişi yanlıştı zaten.
Zaman
 
Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/yemek-yiyerek-zayiflamanin-formulu/373365