İki günlük zirvede liderler, yeni AB bütçesinden azami pay alabilmek için pazarlık yapacak. Yaşadıkları ağır ekonomik krizde umudunu Brüksel'den akacak fonlara bağlayan Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi güney ülkeleriyle kişi başına gelirde AB ortalamasının altında kalan Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, pastadaki paylarını büyütmek için çabalayacak. Almanya ve İngiltere başta olmak üzere daha zengin üyeler ise bütçeye yapacakları net katkıyı sınırlamaya çalışacak.
AB'nin Kıbrıs Rum Kesimi'nin dönem başkanlığında, 22-23 Kasım'da toplanan ilk bütçe zirvesi, üye ülkelerin net katkı yapanlar ve net faydalananlar şeklindeki kutuplaşması nedeniyle anlaşmazlıkla sonuçlanmıştı.
AB Komisyonu'nun gelecek 7 yıl için 1 trilyon 33 milyar euro düzeyinde olmasını önerdiği bütçenin, kriz nedeniyle kırpılması istenmiş ve 973 milyar euroya kadar inilmesine rağmen uzlaşma sağlanamamıştı.
AB'nin mevcut 7 yıllık (2007-2013) bütçesinin 994 milyar euro olduğu düşünüldüğünde, bu sınırın altındaki bir rakam küçülmeye karşılık geleceğinden Birlik tarihinde bir ilki oluşturacak.
İkinci bütçe zirvesinde uzlaşma çıkacağı beklentisi yüksek olsa da, gruplaşmalar nedeniyle müzakerelerin hafta sonuna uzaması ve hatta tıkanması ihtimaller dahilinde bulunuyor.
Zirve öncesinde üye ülkeler arasında bütçeye net katkı yapanlar (Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Hollanda, Avusturya, İsveç, Finlandiya ve Danimarka) ve net katkı alanlar ve reform yanlıları (İngiltere, Almanya, Hollanda, İsveç, Danimarka ve Finlandiya) ve karşıtları (Fransa, İtalya, İspanya, İrlanda) ve eski-yeni üyeler şeklinde menfaat gruplaşmaları gözlemleniyor.
AB üyeliğinden 5 yıl içinde referandumla ayrılabileceği tehdidinde bulunan İngiltere'nin 7 yıllık yeni bütçe konusunda takınacağı tutum merak ediliyor.