Küresel ekonomik krizde birçok Avrupalı banka iflasın eşiğine gelirken Türk bankaları başarılı bir grafik çizdi. Sektörün aynı başarıyı geleceğe taşıyamayacağını belirten dijital bankacılık uzmanı Karaca Kestelli, Zaman gazetesinden Arife Kabil'e konuştu ve “Eskisi kadar rahat bir büyüme, eskisi kadar rahat bir kârlılık beklemiyoruz.” dedi.
Yaklaşık on yıldır başarılı performans sergileyen bankacılık sektörü, önümüzdeki yıllarda durumun eskisi kadar parlak olmadığı sinyalini veriyor. Bugün gelinen noktadan ileriye bakıldığında aynı derecede iyimser olamadığını söyleyen Uluslararası Yönetim Danışmanlık firması Bain&Company’nin Türkiye Müdürü ve dijital bankacılık uzmanı Karaca Kestelli, “Kârsızlık beklediğimizden değil ama eskisi kadar rahat bir büyüme, eskisi kadar rahat bir kârlılık beklemiyoruz.” dedi.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda, banka hisselerinde ağır satışların gelmesi de sektörde bazı zorlukların yaşandığını gösteriyor. Geçtiğimiz yılın ikinci çeyreği itibarıyla, yıllık bazda kredilerdeki reel büyüme yüzde 9,1’de kaldı. Bu oran, küresel krizin etkilerinin en fazla hissedildiği 2009 yılı haricinde son on yılın en düşük büyüme oranı. Geçmişte yıllık ortalama yüzde 25’in üzerinde büyüyen kredi hacminin büyüme oranı ise 2012’de yüzde 14’lerdeydi. Kredilerdeki düşüşün aktif büyümeyi sınırladığına dikkat çeken uzmanlar ise bankacılığa yönelik sıkılaştırıcı tedbirlerin esnetilebileceğini söylüyor. Öte yandan bu tablonun önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Bankaların önümüzdeki 5 yılda da hızlı büyüme ve yüksek kârı yeniden yakalamayı hedeflediklerinin altını çizen Kestelli, “Orta gelir ve orta gelirin altında parasını düzenli kazanan herkes bankacılığa geliyor. Daha yolu var mı, tabii ki var. Ama eskisi gibi kocaman rakamlar yok.” değerlendirmesini yaptı. Bankaların bundan sonra hedeflerini yakalamak için yapması gerekenin müşteriyi ve ihtiyaçlarını iyi anlayabilmek olduğunu dile getiren Kestelli, “Son on yıldır bütün bankalar müşteri odaklı olacağız diyorlardı. İşin gerçeği böyle bir şey olmadı. Ama artık bunu yapmaya çalışıyorlar.” şeklinde konuştu.
Kestelli, on yıl önce Türkiye’de bankacılık müşterisi olmayanların artık bankacılıkla tanıştığını, bundan sonra yeni müşteri giriş oranının çok azaldığını dile getirerek, “Yani var olan müşteriyi elde tutmanın önemi arttı. Bundan sonra büyüme, var olan müşteriden gelecek.” dedi. Kestelli, özellikle son dönemde artan farklı mesleklere yönelik kredi paketleri ve bankacılık hizmetlerinin de bu amaca yönelik çalışma olduğunu söylüyor. Diğer taraftan Türkiye’de bankacılıkta dijitalleşme sürecinin çok sağlıklı ilerlediğine dikkat çeken Karaca Kestelli, bunun bankaların müşteri odaklı yönetim politikasını kolaylaştırdığını belirtiyor. Kestelli, dijital bankacılıkta müşterinin ihtiyaçlarına teknolojiyi kullanarak daha verimli ve etkin cevap vermenin önemine dikkat çekiyor.  Bu alanda Türkiye’deki bankalarla yurtdışında danışmanlık verdikleri bankalar arasında çok ciddi fark olduğunu dile getiren Kestelli şöyle konuştu: “Türkiye’deki bankalar dijitalleşmenin ciddiyetinin farkındalar. İçselleştirmişler ve üzerinde çalışıyorlar. Almanya ve Fransa’daki bankalar hatta Akdeniz’deki bankalar bile dijitalleşmeyi hâlâ tam olarak çözebilmiş değil. Hâlâ bu acaba gelip geçici bir şey mi, benim müşterim neden değişimi algılamakla uğraşıyor.”
Kestelli, bu durumu Avrupa’dakilere nispeten Türkiye’deki genç yöneticilere bağlıyor. Örneğin Almanya’da banka yöneticilerinin 60-70’li yaşlarda olduğunu belirten Kestelli, “Dolayısıyla buradakiler yeniliklere daha çabuk alışıyor.” şeklinde konuştu. Karaca Kestelli’ye göre Türkiye’de dijital bankacılığın diğerlerinden daha çok gelişmesinin diğer nedeni ise gelişmiş ülkelerdeki bankalarda çalışan sayısının çok daha fazla olması.