Yazdır

Bankacı duayenler ters düştü

Tarih: 21 Ağustos 2012 - 08:16

Bankaların işlem ücreti eski banka genel müdürlerini karşı karşıya getirdi

Atlattığı krizlerinden sonra sermaye yapısında hızlı bir yabancı sermaye süreci yaşayan Türkiye bankacılık sektöründe tüketicilerden alınan ücret ve komisyonlar tartışma konusu olmaya devam ediyor. Eleştiri ve şikayetler artınca önce çeşitli bankanlıklar düzeyinde yeni yasal düzenlemelerin yapılacağı açıklandı. Son olarak da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, tüketicinin korunması amacıyla böyle bir düzenlemenin gerekli olduğunu belirterek, işlem ücretlerini ayıklayacağını belirterek, bunun için hazırlanan tasarıyı duyurdu.
Yıllardan bu yana birçok işlem için ücret ödemeyen ve buna alışan tüketiciler, şimdi ilk hesap açtıklarında bile bankaya verdikleri paranın ‘hesap açma ücreti’ kesilerek eksik yatırıldığını gördüğünde adeta şok oluyor. Geçmişte bankacılık sektöründe önemli kademelerde görev yapmış iki deneyimli ismin bu konudaki görüşleri ise farklılık gösteriyor.
Uzun yıllar Yapı Kredi’de Genel Müdürlük yapan Burhan Karaçam, işlem ücretlerinin alınabileceğini buna karşılık kredi faizlerinde olağanüstü bir hareketliliğin yaşandığını vurguluyor. Hazine Müsteşar Yardımcılığı görevi sonrası Ziraat Bankası’nın Genel Müdürü olan Osman Tunaboylu ise böylesine işlem ücretlerinde bankaların rekabetçi davranmadığına vurgu yapıyor. Bununla birlikte kaldırılmasının oldukça güç olduğunu belirtiyor. İki duayen bankacının bu konudaki görüşleri şöyle... BURHAN KARAÇAM Yapı Kredi Bankası eski Genel Müdürü
‘İşlem ücretini bırakın asıl kart faizine bakın’
* Bankaların aldıkları ücret ve komisyonlar normal mi?
Son derece doğru ve normal buluyorum. Eğer bankalar belli maliyetler karşılığında bir hizmet veriyorlarsa bunun karşılığı olan ücret ve komisyonu almalılar. Bu konulardaki tartışmaları gereksiz ve anlamsız buluyorum. Yapı Kredi olarak bu alandaki ilk uygulamaları biz başlattık. Bu durum yurtdışında da böyledir. Banka faiz dışındaki alanlarda gelir elde ederek personel ve hizmet maliyetlerini karşılamalıdır. Bu yurtdışında yüzde 50 oranlarındadır. Bizde, yeni yeni gelişen bankacılık sisteminde bu oran çok düşüktür.
* Konut kredisi alırken hayat sigortası isteniyor...
Böyle olmalıdır. 10 - 20 yıllık kredi veriyorsunuz. Kimin yarın ne olacağı belli değil. Hem bankanın riskini karşılaması hem de tüketicinin risklerini kontrol etmesi için hayat sigortası yapılmalıdır. Ben yurtdışında, İngiltere’de konut kredisi aldığımda banka benden hayat sigortası istedi. Yurtdışında konut kredisi alırken devlet teşvik için bu tür harcamalarınızı masraf göstererek gelirinizden düşüyor ve vergi indirimi yapıyor. Bizde de böyle olmalı.
* Ama bizde bazı bankalar kullanılmayan hesaptan ‘işlemsizlik ücreti’ kesiyor...
İşin arkasında bir emek bir maliyet varsa makul bir ücret alınmalıdır. Paranızı emanetçiye verirken ücret ödemiyor musunuz?, ödüyorsunuz. Bu da böyle bir şey. Bakın biz bu noktaya nasıl geldik. 1980 öncesi Türk bankacılık sisteminde faizler enflasyonun altındaydı. Bankaların kâr marjları yüksekti. Bankalar büyük bir yanlış yaparak verdikleri hizmetlerden masraf ve komisyon almıyorlardı. Oysa doğru olan almalarıydı. Şimdi geriye dönülürse çok büyük yanlış olur.
* Size ters gelen bir uygulamayla karşılaştınız mı?
Ters değil ancak şöyle bir şey oldu. Yurtdışında döviz cinsinden yaptığım bir harcamayı yüksek kurdan TL’ye çevirerek hesaplamışlardı. Müdahale ettim, özür dileyip düzelttiler. Bence tüketici alınan ücretlere bakacağını bankaların kredi kartı ve bireysel kredilerden aldığı faizlere itiraz etsin. Bankalar bireysel kredilerden normal kredilerin çok daha fazla, iki misli faiz alıyor. Ben bunu kabul etmiyorum.
Osman Tunaboylu Ziraat Bankası eski Genel Müdürü
‘Bu işi yabancı getirdi yasal düzenleme şart’
* Bankaların her kalemde müşteriden ücret alması doğru mu?
Kendi içinde düşünüldüğünde doğru bir uygulama gibi gözüküyor. Ancak bunlar 2001’den sonra bankacılık sisteminde başlayan yabancılaşmanın getirdiği sonuçlardır. Türk bankacılık sistemi giderek yabancılaştı, yabancı egemenliğine girdi. Yabancı bankaların kültüründe bu böyledir. Yurtdışında kredi kartı verirken bile sizden teminat isterler, bedava kredi kartı vermezler.
* Türk bankaları ücret almayarak doğru mu yapıyordu?
Daha önce ulusal bankacılık çizgisinde rekabet vardı. Şimdi rekabet yok. Bankalar arasında anlaşma var gibi. Yabancı banka kültürü sisteme hakim oldu. Faiz marjları azaldıkça bankalar müşterilerinden aldıkları bu ücret ve komisyonları artırmaya devam edecekler. Bunu görmeye devam edeceğiz.
* Bu alan nasıl düzenlenebilir?
Mahkemeler bu sorunları çözemez. Kamusal bir sınırlama olmalı. Aksi takdirde güçlü olan kazanacak. Güçlü olan kim?, yabancı bankalar. Onlar sistemin yüzde 50’sine hakim gözükse de aslında etkileri yüzde 50’den daha fazla. Devlet doğrudan müdahil olamaz, serbest ticaret kurallarına aykırı. Ancak kamusal bir düzenleme olabilir. Devlet bunu yapar mı?, yabancı bankalar ile bir bilek güreşine girer mi?, çok sanmıyorum.
* Rekabet olursa tüketici kazanır mı?
Liberal sistemlerde olması gereken gerçek rekabettir. Ancak burada rekabet yok. Bankalar arasında anlaşma var. Aslında bakarsanız sistemin büyük bölümü yabancılıştı. Büyük bankalarımızın önemli bir kısmı yabancı sermeyanin elinde. Geride kalan bir kaç orta boy ve küçük banka nasıl güçlü bir rekabet yaratabilir. Milliyet - Kadife Şahin

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/bankaci-duayenler-ters-dustu/359108