Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup CEO’su Ömer Aras, bankanın ana hissedarı Yunan NBG’nin Ekim 2010’dan bu yana Finansbank’ın yüzde 25 hissesini satışa çıkardığını hatırlatarak, “NBG’nin finansal durumu güçlü olduğu için bekleme lüksü var. Ancaktroyka sermaye için hisselerin satılmasını isterse, süreç hızlanır” dedi.
YUNANİSTAN tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşarken, Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Grup CEO’su Ömer Aras da, oradaki krizi Türkiye’de iliklerine kadar hisseden bankacılardan biri oldu. Bunun nedeni ise, Yunanistan’ın en büyük bankası National Bank of Greece’in (NBG-Yunanistan Ulusal Bankası) Finansbank’ın ana hissedarı olması. Aras, Yunanistan’daki ve Euro Bölgesi’ndeki gelişmeleri çok yakından izlediklerini belirterek, “Ancak NBG başından bu yana yönetim-hissedar ayrılığı ilkesini çok başarılı bir şekilde uyguladığı için Finansbank, bu süreçten hiç etkilenmedi diyebiliriz. Öyle ki, NBG, Ekim 2010’da Finansbank’ın yüzde 25 hissesini satışa çıkarmasına rağmen henüz, piyasalarda istenilen şartlar oluşmadığı için hisse satışı yapılmadı. Fakat eğer Troyka (AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve IMF) satışın hızlandırılması yönünde bir karar alırsa o zaman hisse satışında karar hızlanabilir. Troyka isterse bu yıl sonuna kadar satış olabilir” diye konuştu.
Bankanın bekleme lüksü var
Bu yıl 25’inci yılını kutlayan Finansbank’ın kuruluş öyküsünü ve zorlu bir süreçten geçen NBG ile ilişkilerin nasıl yürütüldüğünü Hürriyet’e anlatan Aras, şöyle konuştu: “NBG’nin, 2010’dan bu yana hâlâ hisseleri satmayışında bankanın güçlü finansal yapısının payı büyük. Bankanın tepetaklak olan piyasaların düzelmesini bekleme lüksü var. Aslına bakarsanız NBG’yi ve diğer Yunan bankalarını krizde Avrupa Merkez Bankası (ECB) ciddi şekilde destekledi. Bankaların ihtiyaç duyduğu fonlamayı ECB yaptı. Bu süreçte Yunan bankalarına 18 milyar Euro ayırdı, bunun 7.4 milyar Euro’su NBG’ye gitti. Dolayısıyla NBG’nin acil olarak sermaye artırımına ihtiyacı yok. Eylül ayında sermaye yeterlilik oranı yüzde 9’a çıkmış olacak. Ancak eğer Troyka satış yapılması yönünde karar verirse o zaman hisse satışı daha çabuk gerçekleşir.”
Finansbank’ın defter değerinin 6 milyar lira olduğunu kaydeden Aras, “Biz hisse satışını anons ettiğimizde çarpanlar 2-2.5 seviyesindeydi. Şu anda Avrupalı bankalar için carpanlar 1’in altına düşmüş durumda. Finansbank ve diğer Türk bankaları için durum daha iyi. Ancak yine de global piyasalar hâlâ düşük” diye konuştu. Finansbank’ın hisse satışının söz konusu olduğu zaman çarpanların ne olacağını kestirmenin güç olduğunu belirten Aras, çarpanın 1.5 olması durumunda Finansbank’ın tüm hisseleri için 9 milyar lira (4 milyar 70 milyon Euro) değerinin ortaya çıkacağı ve bunun da yüzde 25 hisse için 1 milyar Euro ek sermaye anlamına gelebileceğini kaydetti. Bütün bu hesaplamalar için henüz erken olduğunu söyleyen Aras, NBG’nin şu anda acil olarak sermaye ihtiyacının olmadığının altını bir kez daha çizdi.
NBG’nin yüzük taşı
NBG’nin kriz sürecinde, reytingi düştüğü halde Finansbank’ın reytinginin aynen bırakıldığını hatırlatan Aras şunları söyledi: “Finansbank NBG’nin içindeki en değerli varlıklardan biri. Adeta bir yüzük taşı gibi parlıyor. Dolayısıyla NBG, çoğunluk hisseyi satmayı hiç düşünmüyor. Böyle teklifler geliyorsa bile bundan bizim haberimiz olmuyor. Ama bilançosu içindeik en iyi yatırım Finansbank.”
NBG, yönetimi Türklere bırakmakla doğru yaptı
NBG’nin, Finansbank’ı aldığında, ‘Yunanlılar ne yapacak acaba’ denildiğini hatırlatan Aras şöyle devam etti: “Bence Yunanlılar en doğrusunu yaptı ve yönetimi tamamen Finansbank’ın içindeki kadrolara bıraktı. Dikkat ederseniz Türkiye’de yabancı sermayeli bankalardan yönetimi kendi kadrolarına bırakan birçok banka da yine Türk yöneticilere döndü. Yönetimi yerliye bırakanlarla bırakmayanlar arasında ciddi bir ayrışma yaşandı. Bu açıdan NBG baştan itibaren en doğru şekilde hareket ederek kazançlı çıktı. Finansbank, Yunanlı bir sermayedara ait bir Türk bankasıdır. Bu anlayış kazandırdı. Hatta NBG satışta Hüsnü Özyeğin’in yönetimde kalmasını şart koştu. Ben de Hüsnü Bey ile kader birliği yapmama rağmen bankada kaldım.”
Mevduatta Yunanistan’a geri dönüş başladı
KRİZİN derinleşmeye başladığı sırada Yunanistan’da ciddi bir mevduat çıkışının görüldüğünü hatırlatan Ömer Aras, “Ancak şu anda mevduatın yeniden Yunanistan’a dönmeye başladığını görüyoruz. Eylül-ekim gibi Yunan bankalarının sermaye artırımı söz konusu olacak. Ondan sonraki süreçte konumları iyice güçleneceği için, mevduat dönüşünün devamlı olacığını öngörüyoruz” diye konuştu.
Bankanın sermayesini bond çantayla taşıdı
FİNANSBANK’ın bu yıl 25’inci yılını kutladığını hatırlatan Ömer Aras, kuruluşa ilişkin şunları anlattı: “25’inci yıl dolayısıyla bir dizi etkinlik düzenleyeceğiz. Özellikle çalışanlarımıza yönelik kutlamalarımız olacak. Bankanın kuruluşundan bu yana bankada olan tek kişi benim. Kurucu Hüsnü Özyeğin ile Yapı Kredi’de birlikte çalışmıştık. Ben ayrılmayı istiyordum, Hüsnü Bey, ‘Ayrılma ben banka kuracağım, benimle gelirsin’ dedi, o dönem bir süre daha kaldım. Daha sonra Finansbank’ın kuruluşunun her aşamasında yer aldım. Hatta bankanın sermayesini bond çantayla ben taşıdım. Koç Amerikan Bank’a 4 milyon lira yatırmıştım. Bu 25 yılda hem Türkiye hem Fninasbank çok önemli aşamalardan geçti, birçok krizler atlatıldı. Hüsnü Bey kuruluşta bir buçuk yıl genel müdürlük yaptı, daha sonra ben 6 yıl aynı görevi yürüttüm. Çocuğumuz gibi elimizde büyüdü ve bugün genç bir delikanlı olarak, Türkiye’nin özelde 5’inci büyük bankası olarak sektörde lider konuma geldi.”
Elenenler sayesinde 5’inci büyük oldu
FİNANSBANK’ın 25 yıllık süreçte, global düzeydeki ve Türkiye’deki krizleri fırsata çevirerek büyüdüğünü söyleyen Ömer Aras, şunları anlattı: “1994, 1998, 2001, 2008 tüm krizleri yara almadan atlattı. Hatta bunları fırsata çevirdik. Kurulduğumuzda Türkiye’nin 50’nci bankasıydık. 5’inci büyük konumuna sadece sollayarak gelmedik, krizlerde elenenler oldu, onların sayesinde sıralamada yukarıya çıktık. 2001’den sonra bireysel bankacılığa ağırlık verdik. 2006’da NBG’ye satışımız gerçekleşti. 2001’de BNP Paribas ile 300-400 milyon dolar bir fiyata anlaşmak üzereyken anlaşma bozuldu. Sonra 2006’de çok iyi bir çarpanla 5.5 milyar dolara NBG’ye satıldı.”
Gecelik yüzde 4000 faiz sliplerini kitabına saklıyor
2001 krizinin Türkiye için önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydeden Ömer Aras, o günlere ilişkin şunları anlattı: “O dönem çok zor bir süreç yaşandı. Türkiye’nin 2001 krizinden çıkışında ABD’deki 11 Eylül sürecinin de katkısı oldu diyebiliriz. Çünkü ondan sonra ABD’den Türkiye’ye ciddi bir destek geldi. 2001’de nakit pozisyonu güçlü olan bankalar ayakta kaldı. Hatta biz o günlerde Citibank’a gecelik yüzde 4000 faizle para sattık. Finansbank gibi bir banka Citi gibi bir dünya devine para sattı. O günkü slipleri bir gün bir kitap yazarım diye saklıyorum.”
Toplantı dili Yunancadan İngilizceye döndü
2008’de NBG’nin İcra Kurulu’na seçildiğini söyleyen Ömer Aras, “Yunanistan’ın en büyük bankasının yönetimine benim girmemden sonra, toplantı dili değişti. Eskiden Yunanca konuşulan toplantılarda benden sonra İngilizce konuşulmaya başlandı. NBG’nin Romanya, Bulgaristan, Sırbistan, Arnavutluk, Makedonya ve Mısır’daki yurtdışı operasyonlarından sorumluyum” dedi. Aras, Yunanlıların bu süreçte Türkçe’de ‘Bey’ kelimesini öğrendiğini belirtirken kendisinin de Yunanca ‘Günaydın’ demeyi öğrendiğini söyledi.
Teniste bütün bankacıları yenerim
TENİS oynamayı sevdiğini söyleyen Ömer Aras, 2 yıldır üst üste bankalararası tenis turnuvası düzenlenmesini sağladı. Turnuvanın bankacıların bankacılık dışında biraraya gelmelerini sağlayan iyi bir etkinlik olduğunu kaydeden Aras, “Bankacılık konusundaki iddiamızı herkes biliyor, ama özellikle teniste bütün bankacıları yenerim” şeklinde espri yapıyor. Turnuvayı iki yıldır Yapı Kredi’nin kazandığını söyleyen Aras, “Kupayı 3 yıl üst üste kazanan evine götürüyor. Bu yıl rekabet çok büyük olacak çünkü kimse kupayı Yapı Kredi’ye kaptırmak istemiyor” diyor.
10 yıl içinde ilk 3’e girmek istiyoruz
FİNANSBANK’ın özel bankalar arasında 5’inci, kamu bankalarıyla birlikte bakıldığında ise, 8’inci büyük banka olduğunu hatırlatan Ömer Aras, gelecek planlarını şöyle anlattı: “Kredi kartında tüm bankalar arasında 4’üncü, tüm kredilerde 5’inci konumdayız. 10 yıl içinde ilk 3’e girmeyi istiyoruz. Önmüzdeki dönemde KOBİ, kurumsal ve bireysel bankacılıkta dengeli bir büyüme yakalamayı planlıyoruz.” Hürriyet