Garanti Bankası Risk ve Denetimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Sezgin, Garanti’nin Lefkoşa’daki şube müdürünün zimmetine 6.2 milyon lirayı geçirme girişimiyle ilgili, “Bölgede ‘off-shore’ bankacılığıyla ilgili bir hassasiyet var. Bir zimmet girişimi eylemi, bambaşka yönlere çekildi” dedi.
GARANTİ Bankası Risk ve Denetimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Sezgin, Garanti’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’daki şubesinin Müdürü Mahmut Karımış’ın zimmetine 6.2 milyon lira geçirme girişiminin ‘off-shore’ (kıyı bankacılığı) bankacılığıyla ilişkilendirilmesinin son derece yanlış olduğunu söyledi. Sezgin, “Anladığım kadarıyla bölgede ‘offshore’ bankacılığıyla ilgili bir hassasiyet var. Tipik bir zimmet girişimi eylemi, bambaşka yönlere çekildi. Bizim banka olarak hiç bir şekilde kayıtsız bir işlemimiz yok. 3 yıldır ilk kez yapılan bu para transferiyle ilgili Kıbrıs Merkez Bankası bilgilendirilmişti” dedi.
Planlı davranmış
Garanti Bankası’nın tüm süreçlerinde uluslararası standartlara uyduğunu ve operasyonel kayıpların en az olduğu bankalar arasında yer aldığını kaydeden Sezgin, zimmet girişimiyle ilgili şu bilgileri verdi: “Söz konusu şubenin müdürü, bir hafta boyunca planlı bir şekilde davranarak, şubede acil TL ihtiyacı olduğuna ilişkin ortam yaratmış. Şubedeki diğer çalışanların başka yollar önermesine rağmen, çeşitli gerekçeler öne sürerek, Türkiye’ye gelip, para transferini bizzat yapmak üzere işlemleri tamamlamış. Türkiye tarafı da, sık olmasa da kara yoluyla ulaşılamayacak yerlere uçakla para transferi yapılması yasal olduğu için tüm prosedürleri uygulayıp, Kıbrıs’daki merkez bankasını bilgilendirerek, güvenlik eşliğinde paranın şube müdürüyle birlikte havaalanına kadar götürülmesini sağlamış. Bundan sonrası ise şube müdürünü karşılayacak olan güvenlikçinin uçaktan kimsenin inmemesi sonucunda yaptığı ihbar ile ortaya çıktı.”
Taraflar bilgilendirilmiş
Garanti olarak her türlü işlemde gerekli beyanların yapılması konusunda son derece titiz davrandıklarını söleyen Sezgin, şöyle devam etti: “Kıbrıs mevzuatında, para transferlerinde beyan şart. Zaten şube müdürü uçaktan inmiş olsa, bu parayı Kıbrıs’a girerken beyan etmek zorundaydı ve edecekti. Sonrasında da Kıbrıs Merkez Bankası’na bu işlemle ilgili bilgi verilecekti. Gitmediği için bilgilendirme yapılmamış oldu. Ancak yine de bu para transferiyle ilgili daha para gitmeden Kıbrıs Merkez Bankası’na sözlü olarak bilgi verilmişti. Ayrıca Garanti’nin kendi muhasebe kayıtlarında da bu para transferi açıkça görülebilir. Önceki gün KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar’ı konuyla ilgili ziyaret eden Garanti heyeti, Kıbrıs Merkez Bankası yetkililerinin de bulunduğu toplantıda, para transferiyle ilgili Kıbrıs Merkez Bankası’nın bilgilendirildiğini aktardı. Off-shore işlemleri ile ilgili bir kayıtdışı para transferi kesinlikle söz konusu değil.”
Bildirim yapmaları için müşterileri uyarıyoruz
OFF-SHORE bankacılık işlemleriyle ilgili ise Cüneyt Sezgin şunları kaydetti: “Bildirimleri yapılması kaydıyla biz de off-shore bankacılık işlemlerini yürütüyoruz. Ancak Garanti olarak, yurtdışı banka hesapları konusunda bildirimlerin yapılmasında son derece titiz davranıyoruz. Hatta bu konuda müşterilerimize de ‘Biz yurtdışı hesaplarıyla ilgili gereken bildirimleri yapıyoruz, siz de yapın’ şeklinde mesajlar bile gönderiyoruz.”
İçimiz çok rahat, BDDK’ya bildirdik
ZİMMET girişiminden haberdar olur olmaz durumu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) bildirdiklerini belirten Cüneyt Sezgin, “Konuyla ilgili her türlü incelemeden memnun oluruz. İçimiz rahat. Her türlü bilgi ve belgeyi paylaşmaya hazırız” dedi.
Görevden alınacağını hissetmiş olmalı
GARANTİ Bankası’nın KKTC’deki operasyonlarını büyütme konusunda yeni bir karar aldığını kaydeden Cüneyt Sezgin, “Son yönetim kurulu toplantısında KKTC’deki organizasyonun yeniden yapılandırılması konusunda karar almıştık. Bu plan kapsamında bazı tayinler gerçekleşti. Söz konusu şube müdürünü de, başka göreve aktaracaktık. Son bir haftada planladığı eylemi yapmak için uygun ortam hazırlamış. Münferit, adli bir zimmet girişimi olan bu eylemi bu yeniden yapılanma sürecinde kendisine görev verilmeyeceğini hissetmesinin de etkili olabilir.” Hürriyet