2005-2008 yılları arasında, dünyadaki likidite bolluğu nedeniyle çok yüksek çarpanlarla yabancılara satılan Türk bankalarında başlayan ikinci satış dalgası, değerleme tartışmalarını gündeme getirdi. Dexia, 2006’da 3.9 çarpanla satın aldığı Denizbank’ı, geçen hafta 1,33 çarpanla Sberbank’a sattı. Denizbank’ta çarpan, yani bir şirketin defter değerinin kaç katına satıldığını gösteren oran, 2006’daki rakamın üçte birine indi. Citibank 2006’da 2,98 çarpanla aldığı Akbank hisselerini bu yıl, 1,08 çarpanla, EFG Eurobank ise 2006’da 3,68 çarpanla aldığı Eurobank Tekfen’i bu yıl 1.50 çarpanla sattı. Çarpan oranlarındaki düşüşü, mevcut kriz koşulları dikkate alındığında ‘normal’ olarak değerlendiren analistler, yurtdışında birçok bankanın defter değerinin yarısından işlem gördüğüne dikkat çekti.
8 banka değerinin altında
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) piyasa değeri/defter değeri ortalaması 1,42 iken, bu oran bankacılık sektöründe ise 1,20 seviyesinde bulunuyor. İMKB’de işlem gören 8 banka, defter değerinin altında bir fiyatla işlem görüyor. İMKB’de çarpan oranı en yüksek banka 2 ile Denizbank olurken, Denizbank’ı 1,63 ile Halkbank, 1,48 ile Finansbank, 1,45 ile Garanti, 1,31 ile Akbank ve 1,14 ile Yapı Kredi Bankası izliyor. 0,55 çarpanı bulunan Tekstilbank neredeyse defter değerinin yarısı kadar bir fiyattan işlem görürken, bu oran Şekerbank’ta 0,62, Bankasya’da 0,69, Alternatifbank’ta 0,72, Vakıfbank’ta 0,81, Albaraka’da 0,88, TEB’de 0,91 ve Türkiye’nin aktifleri en büyük bankası İş Bankası’nda ise 0,95’te bulunuyor.
Oktay Özdabakoğlu/Radikal