TSKB Kurumsal Pazarlama ve Kurumsal Finansmandan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Akgüç, enerji verimliliğinde bir potansiyel yakaladıklarını ve bu yönde finansman sağlamaya devam edeceklerini söyledi.
Yakup SAYAR /Dünya
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), enerji projelerine verdiği kredilerin yanı sıra yeni sektörlere yönelik finansman çalışmalarını hızlandırdı. TSKB Kurumsal Pazarlama ve Kurumsal Finansmandan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Akgüç, 2005 yılından bugüne kadar yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine yönelik yaklaşık 120 projeyi finanse ettiklerini belirterek, "Genel anlamda bu sene 1.3 milyar dolar civarında kredilendirme yapmayı planlıyoruz. Enerji sektörünün yanı sıra, gıda güvenliğine yönelik projeleri de gündemimize aldık. Tarım sektöründe potansiyeli yüksek görüyoruz ve bu alana yönelik finansman modelleri üzerinde çalışma başlattık" dedi.
Burak Akgüç, bankanın hedeflerini DÜNYA'ya değerlendirdi. Genelde orta vadeli finansman sağlayan bir kuruluş olduklarının altını çizen Akgüç, " Bizim üzerinde çalıştığımız projelerin sürekliliği vardır. Biz herhangi bir proje için limit alıp kredilendirmeye başlarsak bazen bu süreç 6 ay ila 1 yılı bulan bir zaman dilimine yayılıyor.
Dolayısıyla, 2011 yılında almış olduğumuz finansman kararlarına yönelik kredi kullandırımlarımız bazı projeler bazında halen devam etmektedir. Bu kapsamda, 2012 yılının ilk çeyreğine değinmek gerekirse, işlem hacmimizin beklentiler çerçevesinde gerçekleştiğini söyleyebiliriz" dedi.
İlk çeyrek fazla soru sordurmadı
2012 yılının, 2011 yılı sonundan hareketle bakıldığında çok belirgin bir yıl olarak görünmediğine değinen Akgüç, "Yatırım yapılırken insanlar önlerini görmek isterler; buna bakarken, ufak tefek belirsizlikler olduğunda, kur ne olur, enflasyon ne olur, bunlar finansmanı nasıl etkiler gibi sorular sormaya başlarlar. Avrupa'da bankaların kredi verme konusundaki yavaşlaması ve Avrupa sorunun devamı, Türkiye'de ne olur gibi endişeler yaratıyor ve bu da bankaları ve reel sektörü bir miktar etkiliyor.
2012 yılı başında bunu çok fazla hissetmedik, aşırı bir durgunluk ve karamsarlık olmadı. Çok hızlı olmayan, insanları çok fazla soru sormaya yöneltmeyen bir ilk çeyrek geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Ancak, son birkaç hafta içinde özellikle Avrupa'da oluşan belirsizlik ortamı kısa süre içinde giderilmediği takdirde endişeler artabilir" şeklinde konuştu.
Bu yıl 1.3 milyar dolar kredi kullandıracağız
TSKB olarak son dönemde yaptıkları işlere değinen Akgüç, kurumsal kredileri iki alanda yaptıklarını ve bunları KOBİ ve tematik yani belli bir amaç altında verilen krediler olarak sınıflandırabileceklerini söyledi. KOBİ'lere sağladıkları kredilerle bugüne kadar 30 bin civarında istihdam yarattıklarının altını çizen Akgüç sözlerini şöyle sürdürdü; "Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği kredilerini örnek olarak gösterebileceğimiz tematik kredi faaliyetlerimize yönelik olarak son 2 yılda çok mesafe kat ettik.
Enerji verimliliği projelerinde son iki yılda yüzden fazla firmayla temas ettik. Enerji verimliliği projeleri çevresel unsurlar da içerdiğinden dolayı bizim için çok önemli. Bu kapsamda enerji verimliliği için son iki yılda 20'nin üstünde projeyi finanse ettik ve şu anda üzerinde çalıştığımız 4 adet enerji verimliliği projemiz var. Enerji verimliliği projelerinde her ölçekte firmaya hizmet veriyoruz ve bunların artacağını düşünüyoruz.
Genel anlamda biz bu sene 1.3 milyar dolar civarında kredilendirme yapmayı planlıyoruz. Bizim bilanço büyüklüğümüz 5 milyar dolar; kredi büyüklümüz ise 3.4 milyar dolarbu rakamlar bizim orta büyüklükte bir banka olduğumuzu ortaya koymakla birlikte, kredilerimizin aktife oranı % 68 ile bankacılık sektörünün %56 olan ortalama oranının çok üzerindedir. Kredi yoğun çalışan bir bankayız. Son 5 yılda her yıl 1.2-1.5 milyar dolar plansman yaparak geldik. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğimizi söyleyebilirim."
Yeni hedef sektörümüz tarım
"İç karlılığı olan ve ekonomik payda yaratan her türlü yatırım ve sektörü finanse edebiliriz" diyen Akgüç, son dönemde enerjide öne çıkmalarının nedenlerinden birinin yenilenebilir enerji olduğunu belirterek, "Getirilen fiyat ve alım garantisi bu alanda ciddi hareket yarattı. 2005'ten bugüne kadar toplam 3300 megavat gücünde 93 projeyi finanse ettik.
Bu büyüklük, Türkiye'de kurulu kapasitenin yüzde 5'inin üzerindedir. Finanse edilen projelerin birçoğu hidroelektrik santrallerdi ve faaliyete geçti. Son 2 yıl içinde de enerji verimliliğinde yoğunlaştık ve 20'nin üzerinde proje finanse ettik. Tarım, Türkiye için göz ardı edilmeyecek bir potansiyel içermekte olup bu sektörde özellikle ihracata yönelik projelere finansman sağlamayı planlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde ilgileneceğimiz bir diğer sektör lojistiktir. 2011 yılında Türkiye'nin ihracatı yaklaşık 135 milyar dolar, ithalatı ise 240 milyar dolar civarında oldu. Türkiye'nin dış ticaret hacmi her sene çok hızlı bir şekilde büyüyor bu nedenle Türkiye'de limanların modernize edilmesi, kapasitelerin artırılması, üretim faaliyetlerinin yoğunlaştığı organize sanayi bölgelerinin ihtiyaçlarının giderilmesi gibi konularda önemli yatırımlar gündeme gelecek ve yüksek tutarda finansman gerekecektir. TSKB olarak, bu alandaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.
Büyüme beklentileri aşabilir
Türkiye'nin finansman sağlayabildiği ölçüde büyüme konusunda beklentileri karşılayacak bir ülke olduğunu söyleyen Burak Akgüç, " Türkiye büyümeye endeksli, dinamik bir ülke. Finansman sorunlu hale gelmedikçe Türkiye'nin büyüme konusunda önemli bir problemi olmaz. Avrupa'daki sorunlar ve gelişmeler son zamanlarda uzun vadeli finansmanı kıt ve pahalı hale getirdi ama büyüme iklimini çok olumsuz etkileyecek bir gelişme olmadığı sürece Türkiye'nin beklentiler çerçevesinde büyüyeceğini düşünüyorum" dedi.
Proje bazlı kredilerde yavaşlama görülüyor
TSKB'nin kredi faaliyetlerini kurumsal krediler, proje finansmanı ve toptancı banka işlemi olarak adlandırılan APEX kredileri şeklinde sınıflandıran Akgüç, yılın ilk çeyreğinde kredilendirme faaliyetlerinin genelde beklendiği şekilde gerçekleştiğini belirtti.
Burak Akgüç, firmalara tesislerinde gerçekleştirdikleri küçük ölçekli yatırım veya işletme sermayesi ihtiyaçları kapsamında kullandırılan ve kurumsal kredi olarak adlandırılan işlemlerde önemli bir yavaşlama görülmediğini ancak proje finansmanı olarak sınıflandırılabilecek daha büyük ölçekli projelerde uzun vadeli finansman zorlukları ve belirsizlikten kaynaklanan bir durgunluğun hissedildiğini söyledi. Ayrıca, 2012 yılına yönelik büyümede yavaşlama beklentilerinin yatırımları etkileyebileceğini ancak Avrupa merkezli sorunların çözümüne yönelik umutların artması halinde yatırımların yeniden ivme kazanacağını ekledi.
APEX ile KOBİ'ler orta vadeli kredi kullanıyor
TSKB'nin APEX adı altında kullandırdığı kredilere değinen Burak Akgüç, söz konusu kredilerin 2000'lerin ortasında başlatılmış bir mekanizma olduğunu ve Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşlardan sağladıkları blok kredileri, ihracat yapan şirketlerin ve KOBİ'lerin yatırım ve işletme sermayesi ihtiyaçlarının finansmanında kullandırdıklarını söyledi.
TSKB olarak alınan krediyi ticari bankalara ve leasing şirketlerine global bir anlaşma çerçevesinde aktardıklarını ve söz konusu kurumların da bu anlaşma ile daha küçük ölçekli şirketleri kredilendirmesi şeklinde ilerleyen bir yapı oluşturulduğunu anlatan Akgüç şu bilgileri verdi: "Son 7 yılda 1.5 milyar dolara yakın fon 10 banka ve 12 leasing şirketi aracılığı ile ihracat yapan firmalara ve KOBİ’lere aktarıldı. Bu kapsamda 1000'in üzerinde firma orta vadeli yatırım ve işletme kredisi kullandı.
Bu krediden faydalanan KOBİ'ler uluslararası standartlarda gerekli finansman dokümantasyonunu nasıl yapmaları konusunda ciddi tecrübe kazandılar. Mali tabloların hazırlanması, nakit akım projeksiyonları oluşturulması, çevre dökümantasyonu temin edilmesi gibi konularda büyük ilerleme kaydettiler. Bu şekilde APEX işlemleri KOBİ’lerin kurumsallaşmasına katkıda bulunmuş oldu. "
Sürdürülebilir Bankacılık ve Halka arzların öncüsüyüz
Banka olarak sürdürülebilirlik kavramının üstünde çok önemle durduklarını ifade eden Burak Akgüç, "Burada kastımız doğa dostu teknolojilerin daha yoğun kullanılmasını teşvik etmek ve kurum olarak faaliyetlerimizde çevreye verdiğimiz etkiyi en düşük düzeye indirme yönündeki uygulamalarımızı sürekli ve sistematik hale getirmektir. Bu kapsamda İSO 14001 alan ilk Türk bankası olarak, finanse ettiğimiz projelerin çevresel etkisini azaltma, kurum olarak karbon ayak izimizi silme dahil faaliyetlerimizdeki çevresel etkiyi mümkün olan en alt düzeye indirmeye yönelik taahhüdümüzü de yerine getirmiş oluyoruz" dedi.
Akgüç sohbette TSKB'nin sermaye piyasası alanında da öncü olduğunu belirterek, Bankanın kuruluşundan itibaren firmalara sağladığı kredi imkanlarının yanında sermaye piyasası işlemlerini de kullandığını ifade etti ve şöyle devam etti:
"Tarihimize bakarsanız 1960 ve 1970'li yıllarda kredi kullandırdığımız şirketlere ortak olup, sonra bu şirketlerin hisselerini halka arz ettiğimizi görüyoruz. Henüz İMKB'nin kurulmamış olduğu bu dönemde halka yaptığımız duyurularla, genel merkezimizde gişelerden bu hisselerin satışını gerçekleştirirdik. Bu şekilde pek çok şirketi halka açarak sermaye piyasası işlemlerine öncülük yaptığımız söylenebilir. TSKB bugün de sermaye piyasası işlemlerinde Türkiye'nin öncü kuruluşlarından biridir."