Yazdır

Halkbank'ın halka arz oranı artacak

Tarih: 31 Mayıs 2012 - 15:14

Ali Babacan Türkiye Bankalar birliği toplantısında ekonomi gündemini değerlendirdi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Halkbank'ta halka açıklık oranının yüzde 49'a kadar çıkarılmasının gündemde olmakla birlikte, şu anda alınmış bir karar bulunmadığını; ayrıca kalan yüzde 51 hisse için de çok uzun vadede stratejik satışın söz konusu olabileceğini söyledi. Halkbank hisselerinin yüzde 75.03'ü Başbakanlık Özelleştirme İdaresi'nin elinde bulunuyor, yüzde 24.94 hisse ise halka açık. Kalan sınırlı orandaki hisse ise çeşitli banka, şirket, kooperatif, belediye ve odaların elinde bulunuyor.
Türkiye Bankalar Birliği'nin olağan genel kurul toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, "Halkbank'ta halka açıklık oranının yüzde 49'a kadar çıkarılması gündemimizde, ancak zamanlaması piyasa koşullarına bağlı olur. Şu an alınmış bir karar yok" dedi. Babacan, "Halkbank'ta çok uzun vadede kalan yüzde 51 için stratejik satışsöz konusu olabilir. Ancak bunu alabilecek banka şu anda yok denecek kadar az" diye konuştu.
TTK ötelenebilir
Babacan, yeni Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girişiyle ilgili olarak, "1 Temmuz'a eğer değişiklikler yetişirse, değişikliklerle beraber 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi gerekiyor. Ama değişikleri yetiştirilemezse, değişiklikler konusunda mutabakat sağlanamazsa o zaman o 1 Temmuz tarihinin koşulsuz ötelenmesi gerekecek. Çünkü mevcut haliyle yürürlüğe girmesinin çok sakıncası var" açıklamasında bulundu.
"En kötü geride kaldı"
Cari açık konusunda da son 6-7 aydır trendin tersine döndüğünü, en kötünün geride kaldığını vurgulayan Babacan, 12 aylık dönemler halinde bakıldığında her ay bir önceki aydan daha düşük cari açık rakamının görüldüğünü söyledi. Cari açık konusunda tedrici bir düşüş olacağının altını çizen Babacan, "Hemen cari açığı bir sene, iki sene, üç sene içinde sıfırlayamayacağız. Konjonktürel sebepler var, bir de yapısal sebepler var. Yapısal sorunların çözülmesi vakit alacak" diye konuştu.
"Bütçe disiplinine devam edilecek"
Önümüzdeki dönemde bütçe disiplinine devam edileceğini kaydeden Babacan, "Ne olursa olsun bütçe disiplininden taviz asla söz konusu değil. Para politikaları zaten Merkez Bankası'nın dikkatli bir şekilde yürüttüğü bir alan. Oradaki duruş, çok önemli" dedi. Bankacılık sistemiyle ilgili makro ihtiyati tedbirlerin de önemli bir politika alanı olmaya devam edeceğini vurgulayan Babacan, "Bu alan, sıkılaştırma ya da genişletme yönünde kullanılabilecek ve konjonktüre göre değişecek politikalar uygulanabilecek bir alan" şeklinde konuştu.
"İflas demek"
Babacan, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkarılma ihtimalinin çok fazla konuşulur hale geldiğini hatırlatarak, "Euro Bölgesi'ne mensup bir ülkenin iflasına izin verilirse ki Euro Bölgesi'nden çıkması, tam bir iflastır. Euro Bölgesi'nden çıktığı anda zaten dönüp de Euro cinsinden borcunu ödeme imkanı kalmayacaktır" dedi.
2011 yılı ortasında ABD'de nasıl bir maliye politikası izlenir tartışmaları ve belirsizliklerinin beklentileri bozduğunu, bunun hemen yanında AB'de köklü kararların alınamaması, geçen yıl bütün liderlerin tatile çıkmasının beklentileri olumsuza çevirdiğini anlatan Babacan, bu yıl başında yine ümitlerin attığı kısa bir dönem yaşandığını, Avrupa Merkez Bankası'nın daha uzun vadeli operasyona girdiğini ve yüksek miktarda para basıldığını, Avrupa güvenlik duvarının bir miktar artırıldığını, Avrupa Birliği Komisyonu'nun üzerinde çalıştığı 6 kural seti ve yine Konseyin 25 ülkenin katıldığı mali anlaşmanın, yine Avrupa'da birlik beraberlik ve karar alabilme kapasitesini sınırlı da yavaş da olsa çalıştığını gösterdiğini söyledi.
Bu arada Yunanistan ile ikinci anlaşma yapıldığını, İtalya'da da reformların hız kazandığını ve bu tabloda bu senenin ocak ve şubat aylarının tekrar bir rahatlama, çözüm yolunda mesajların verildiği bir dönem olduğunu anlatan Babacan, kendilerinin bu kararların hepsinin güzel olduğunu, ancak uygulamanın önemli olduğunu ve bunları takip etmek gerektiğini ifade ettiklerini hatırlattı.
"Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkarılma ihtimali"
İtalya'daki hükümetin de yılın ilk 3 ayında hızlı adımlar atarken kilit bazı reformlarda takılmaya başladığını, bütün bu tablonun son 2-3 aydır beklentilerin tekrar bozulmasına neden olduğunu ifade eden Babacan, Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkarılması ihtimalinin artık daha çok konuşulur hale geldiğini ve başından beri Yunanistan'ın AB ekonomisinin yüzde 2'si olduğunu, Yunanistan'ın iflasının ya da Euro Bölgesi'nden çıkmasının çöküş demek olduğunu söylediğini dile getirdi.
Babacan, "Borcu, alacağı, mevduatı olan var. Mevduatı varken mevduatını alıp çıkanlar var. Bunu nasıl düzenleyeceksiniz? Nasıl bir gecede başka para birimine geçeceksiniz? O para birimi de uygulamaya girdiği ilk dakikada ciddi şekilde devalüe olmak zorunda olacak bir para birimi. Ne kadar devalüe olacağına ya piyasa mekanizmaları belirleyecek ya da kendileri belirleyecek. Bu durumlarda tahmin nokta aştı hesap çok çok zor. Bunlar bugünlerde çok çok tartışılıyor Avrupa'da" dedi.
"Avrupa'da ciddi bir siyasi liderlik açığı var"
Babacan, tek tek insanlarla görüştüklerinde "çok doğru" dediklerini, ancak her ülkenin kendi iç siyasetinin liderleri farklı tutum almaya yönlendirdiğini söyledi.
Bu liderlerin güç kaybeden liderler olduğunu, kamuoyunun ne dediğine baktıklarını ifade eden Babacan, "Bu noktada siyasi liderlik çok önemli. Siyasi liderlik çoğu zaman halkın nabzını, beklentisini, arzusunu, talebini iyi ölçebilmektir. Bunları yerine getirebilmek için çabalamaktır ama bazı durumlarda da liderlik kamuoyunun genel kanaatine rağmen 'kardeşim bu doğrudur. Bunu yapmak zorundayım' deyip bu doğrultuda adım atabilmektir. Bunu maalesef pek çok Avrupa ülkesinde bugünlerde göremiyoruz. Ciddi bir siyasi liderlik ciddi bir devlet adamlığı açığı var" dedi.

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/halkbankin-halka-arz-orani-artacak/350799