Mehmet Emin Karamehmet, Ergenekon davasında ifade verdi. Karamehmet'in Pamukbank'ı kurtarmak için askerlerle ilişkiye girdiğini o tarihte de bir çok kişi biliyordu. İlişkilerin başını Ersin Pamuksüzer çekiyordu. Nuray Başaran, ona yardımcı oluyordu. Zaten Karamehmet, Tuncay Özkan'ın Pamuksüzer tarafından Medya Grup Başkanlığı'na getirildiğini söylüyor. Özkan'ın da, askerlerle münasebeti vardı. Jandarma İstihbarat Başkanlığı'nda tutulan 16 Aralık 2003 tarihli kayıt, bu ilişkiyi ortaya koyuyor. İstihbarat Daire Başkanı Levent Ersöz, Özkan'a, Karamehmet'in zora düştüğünde en büyük desteği Silâhlı Kuvvetler'den gördüğünü hatırlatıyor; Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un, onun bu vefasızlığına üzüldüğünü söylüyor. Tabii cümleleri mealen aktarıyorum. Fakat o kayıtta kastedilen şuydu: "Biz Karamehmet'e işini halletsin diye yardım ettik. Buna mukabil, o, vefasız davranarak senin görevine son verdi."
Karamehmet de, Tuncay Özkan-Levent Ersöz görüşmesinden önce, 2002'de Jandarma Sosyal Tesislerinde Ersöz'le görüştüğünü kabul ediyor. "Ona, Pamukbank'ın BDDK'ya devredilmesiyle ilgili bilgi verdim" diyor. Nitekim herkes hayret etti ama Pamukbank 2002'de BDDK'ya devredilmedi. Bunda, askerin rolü inkâr edilemez.
Eruygur'un randevu defterinde, 30 Eylül 2003'te Özkan ile Karamehmet'in ziyareti de yer alıyor. Karamehmet, "Komutanı atanması dolayısıyla tebrike gittiğini" ifade ediyor.
Bilgileri birleştirdiğinizde şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Karamehmet, çeşitli usulsüzlükler yaptığı gerekçesiyle BDDK'ya devredilmek istenen Pamukbank'ı kurtarmak üzere askerle işbirliğine giriyor. Bunu başarıyor da. Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki kayıtlar, bu gelişmelerin işareti.
Levent Ersöz'ün "Büyük destek verdik; vefa görmedik" mealindeki cümleleri komuta katındaki hayal kırıklığını anlatıyor. Özkan'ın, askerle ilişkilerini kullanarak Medya Grup Başkanlığı'na geldiği ortada. Fakat işlevi bitince de, Karamehmet onu işten çıkarmış. Tabii bütün bu anlattıklarım, Karamehmet'in darbe teşebbüsüne iştirak ettiğini göstermez. Sadece "zamanın ruhuna" uyarak, askerden medet ummuştur. Aslında Özkan da, Karamehmet gibi değerlendirilmeli. Onun da amacı, muhtemelen darbe yapmak değil, askeri kullanarak, kendisine medyada pozisyon sağlamak.
Özkan, işten çıktıktan sonra, hadiseler nasıl gelişti bilemiyorum. Kanal Türk'ü bir organizasyonun parçası olarak mı kurdu? Cumhuriyet mitinglerine farklı amaçlarla mı katıldı? Mahkeme bunu ortaya koyacak. Bana göre, Özkan, güç odağı olan askerin şemsiyesi altında, medyasını geliştirmeyi, durumunu sağlamlaştırmayı amaçlamıştı. Nazlı Ilıcak/SABAH
Yazdır