Gazetenin başyazısında füze kalkanı tartışmalarına değinilirken, Jack Rosen imzalı makalede ise Türkiye’nin "ABD’ye sırtını dönüp İsrail’i canavarlaştırdığı" belirtildi.
“Dostlarımız Türkler” başlıklı başyazıda, Türkiye’nin 1952’den beri ABD müttefiki ve NATO üyesi olduğu belirtildi. Yazıda, Türkiye'nin "hatta zaman zaman bir müttefik ya da NATO üyesi gibi hareket de ettiği” belirtildi.
“Son dönemde İsrail’i azarlayan açıklamaları ve Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırmasıyla yurtdışında bir ün yapan Erdoğan’ın hükümeti geçtiğimiz hafta güçlü bir Amerikan radarını Türk topraklarında barındırmayı kabul etti” denilen yazıda, bu anlaşmanın Türkleri ve Avrupalıları İran’ın füzelerinden koruyacağı ve Tahran’ın nükleer ve bölgesel hedefleri konusunda caydırıcı etki yapacağı belirtildi.
Türkiye ve NATO için anlaşmanın güvenlik ve diplomasi bağlamında bir kazanım olduğu yorumu yapılan yazıda, “Sayın Erdoğan İran’ın despot liderleriyle arkadaşlık edip sınır ötesi ticaret için kampanya yapabilir, ama Tahran’ın nükleer heveslerinin yarattığı tehdidin farkında gibi görünüyor” denildi.
Gazetenin başyazısı, “Sayın Erdoğan, İsrail’e duyduğu antipatiyi bastırıp, bu güvenlik tehditleriyle adil bir biçimde yüzleşebilirse, Ortadoğu’da daha güvenilir bir lider ve Batı için daha saygı gören bir ortak olacaktır” ifadeleriyle sona erdi.
ABD'Lİ DİPLOMATLAR FAZLA MESAİDE
Amerikan Dünya Yahudiler Konseyi Başkanı Jack Rosen’ın imzasını taşıyan, “Türkiye’nin Erdoğan’ı: Ortadoğu’nun Sorun Çıkaranı” başlıklı yazıda ise Türkiye’nin İsrail’le çok uzun zamandır yürüttüğü ittifakın darmadağınık bir halde olduğu ve ABD’li diplomatların kırılanı tamir etmek için fazla mesai yaptıkları belirtildi.
“Sağduyu Ankara ile Kudüs arasındaki farklılıkların tamir edilebileceğini çünkü iki ülkenin ortak çıkarlarının ilişkilerini çöpe atmak için çok önemli olduğunu söyler. Ancak ya sağduyu hatalıysa? Ya Türkiye İsrail’e karşı gittikçe sertleşen tavrının siyasi açıdan faydalı olduğunu düşünüyor ve Başbakan Erdoğan ateşi körüklüyorsa?” diyen Rosen, 2009’dan beri Türkiye ile İsrail arasında yükselen tansiyonun bir “kaza” olmadığını söyledi.
Bazı çevrelerde Türkiye’nin hâlâ Batı’nın yörüngesinde olduğuna inanıldığını ancak Ankara’nın ekonomik geleceğini Doğu’da gördüğünü de ifade eden Rosen, İsrail’in Türkiye’nin heveslerini gerçekleştirmesi için mükemmel bir kılıf olduğunu da belirtti.
ROSEN "SOYKIRIM" KARTINI ÇIKARDI
Türkiye’nin bu tavrına karşın Ankara ve Erdoğan hükümetiyle sıcak ilişkileri sürdüren Başkan Barack Obama’yı da eleştiren Rosen, “Değişiklik olsun diye, Türkiye Akdeniz’de kaslarını gösterirken, ABD Ankara’ya bölgede çıkarları olduğunu ve Altıncı Filo’nun hala görev başında olduğunu hatırlatmalı” dedi.
“Kongre de Türkiye’ye soykırımda zaman aşımı olmayacağını hatırlatmalı. Ankara’nın bu kadar özür meraklısı olduğu bir dönemde Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı sırasında öldürülen 1 milyondan fazla Ermeni için özür dileme ve Ermeni aileler için tazminat teklif etme zamanı geldi” diyen Rosen, Türkiye’nin diplomasi masasında cezalandırılmadan ödüllendirildiği günlerin sona ermesi gerektiğini belirtti.
“Dostlarımız Türkler” başlıklı başyazıda, Türkiye’nin 1952’den beri ABD müttefiki ve NATO üyesi olduğu belirtildi. Yazıda, Türkiye'nin "hatta zaman zaman bir müttefik ya da NATO üyesi gibi hareket de ettiği” belirtildi.
“Son dönemde İsrail’i azarlayan açıklamaları ve Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırmasıyla yurtdışında bir ün yapan Erdoğan’ın hükümeti geçtiğimiz hafta güçlü bir Amerikan radarını Türk topraklarında barındırmayı kabul etti” denilen yazıda, bu anlaşmanın Türkleri ve Avrupalıları İran’ın füzelerinden koruyacağı ve Tahran’ın nükleer ve bölgesel hedefleri konusunda caydırıcı etki yapacağı belirtildi.
Türkiye ve NATO için anlaşmanın güvenlik ve diplomasi bağlamında bir kazanım olduğu yorumu yapılan yazıda, “Sayın Erdoğan İran’ın despot liderleriyle arkadaşlık edip sınır ötesi ticaret için kampanya yapabilir, ama Tahran’ın nükleer heveslerinin yarattığı tehdidin farkında gibi görünüyor” denildi.
Gazetenin başyazısı, “Sayın Erdoğan, İsrail’e duyduğu antipatiyi bastırıp, bu güvenlik tehditleriyle adil bir biçimde yüzleşebilirse, Ortadoğu’da daha güvenilir bir lider ve Batı için daha saygı gören bir ortak olacaktır” ifadeleriyle sona erdi.
ABD'Lİ DİPLOMATLAR FAZLA MESAİDE
Amerikan Dünya Yahudiler Konseyi Başkanı Jack Rosen’ın imzasını taşıyan, “Türkiye’nin Erdoğan’ı: Ortadoğu’nun Sorun Çıkaranı” başlıklı yazıda ise Türkiye’nin İsrail’le çok uzun zamandır yürüttüğü ittifakın darmadağınık bir halde olduğu ve ABD’li diplomatların kırılanı tamir etmek için fazla mesai yaptıkları belirtildi.
“Sağduyu Ankara ile Kudüs arasındaki farklılıkların tamir edilebileceğini çünkü iki ülkenin ortak çıkarlarının ilişkilerini çöpe atmak için çok önemli olduğunu söyler. Ancak ya sağduyu hatalıysa? Ya Türkiye İsrail’e karşı gittikçe sertleşen tavrının siyasi açıdan faydalı olduğunu düşünüyor ve Başbakan Erdoğan ateşi körüklüyorsa?” diyen Rosen, 2009’dan beri Türkiye ile İsrail arasında yükselen tansiyonun bir “kaza” olmadığını söyledi.
Bazı çevrelerde Türkiye’nin hâlâ Batı’nın yörüngesinde olduğuna inanıldığını ancak Ankara’nın ekonomik geleceğini Doğu’da gördüğünü de ifade eden Rosen, İsrail’in Türkiye’nin heveslerini gerçekleştirmesi için mükemmel bir kılıf olduğunu da belirtti.
ROSEN "SOYKIRIM" KARTINI ÇIKARDI
Türkiye’nin bu tavrına karşın Ankara ve Erdoğan hükümetiyle sıcak ilişkileri sürdüren Başkan Barack Obama’yı da eleştiren Rosen, “Değişiklik olsun diye, Türkiye Akdeniz’de kaslarını gösterirken, ABD Ankara’ya bölgede çıkarları olduğunu ve Altıncı Filo’nun hala görev başında olduğunu hatırlatmalı” dedi.
“Kongre de Türkiye’ye soykırımda zaman aşımı olmayacağını hatırlatmalı. Ankara’nın bu kadar özür meraklısı olduğu bir dönemde Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı sırasında öldürülen 1 milyondan fazla Ermeni için özür dileme ve Ermeni aileler için tazminat teklif etme zamanı geldi” diyen Rosen, Türkiye’nin diplomasi masasında cezalandırılmadan ödüllendirildiği günlerin sona ermesi gerektiğini belirtti.